TÜRK
AİLE YAPISI DEĞİŞİYOR MU?
Türkiye; Stratejik bir coğrafya üzerinde
doğu-batı arasında adeta bir köprü
durumundadır.
Osmanlı devletinin yıkılmaya yüz tuttuğu
dönemlerde köklü bir kültür değişimi
geçirmiş, Osmanlı devletinin
yıkılmasıyla birlikte kurulan genç
Türkiye Cumhuriyeti toplumunun yapısı
değişmiş, aile kurumları da bu
değişikliklerden etkilenmiştir.
Cemiyetin
temeli aile’dir.
Cemiyet içerisinde aileleri korumaya
yönelik tedbirler, aslında cemiyeti
korumaya yönelik tedbirlerdir.
Aile; Karşılıklı menfaate dayalı bir
müessese değildir.
Geleneksel Türk aile yapısının ahlakî,
manevî, sosyolojik sağlam temelleri
vardır.
Son yıllarda çarpık şehirleşme sebebiyle
ananevi aile yapısı çözülmeye
başlamıştır.
Geçim sıkıntısına çare olarak kadın
emeği iş piyasasına sürülmüş, bunun aile
içerisinde ortaya çıkaracağı
problemlerin çaresi düşünülmemiştir.
Batıda kadın emeği iş piyasasının
içindedir.
Ancak ortaya çıkan boşluğu dolduracak
tedbirler de alınmıştır.
Türkiye’de kadını destekleyici tedbirler
alınmadan kadın; evi, çocukları ve iş
yeri arasında adeta ikiye, üçe
bölünmüştür.
Bu durum aile içerisinde “Anne”
otoritesini sarsıntıya uğratmıştır.
Anne otoritesi sarsıntıya uğrayınca eş
ve çocukların aile içerisindeki rolleri
de olumsuz yönde etkilenmiştir.
Aile;
Toplumun temelidir.
Ailede başlayan çözülme kısa zamanda
topluma akseder.
Son yıllarda televizyon programlarında
izlediğimiz bazı aileler arasında ortaya
çıkan rahatsızlıkların temelinde Türk
aile yapısındaki bu olumsuz gelişmelerin
etkisi vardır.
Cemiyetin temelini oluşturan ve toplumun
en küçük parçası olan aileyi ayakta
tutan bazı değerler vardır.
Bu değerler çok önemlidir.
Eski Türk toplumunda aile içerisinde
erkeğe “Koca” ve “Baba”
olarak çok kutsal görevler verilmişti.
Yine eski Türk toplumunda “Anne”
imajı ise; Vatan ve Millet gibi kutsal
bir imaj sayılmıştı.
Çocuklar ise bu kutsal değerlerin bir
parçası kabul edilmişti.
Çocukların geçimini sağlamak, çocukları
terbiye etmek anne babanın görevleri
arasındaydı.
Türk aile geleneğinde anne-baba ve
çocukların birbirleriyle olan bağları
kutsal temeller üzerine oturtulmuştu.
Tarihi ve sosyolojik kurallara uymayan
hızlı kültür değişikliği aile içerisinde
geçim şartlarını zorlaştırmış, kadın
emeği de iş piyasasına sürülmüş, ailenin
temel unsuru olan kadın ve erkeğe
geleneksel Türk aile yapısında
görülmeyen bir bağımsızlık sağlanmış, bu
durum çocukları da etkisi altına
almıştır.
Çocukların yetişmesi için gerekli olan
ortam; Aile, çevre ve okul üçlüsüdür.
Bu üçlü içerisinde çocukların en çok
beraber yaşadığı ortam; Aile ortamıdır.
Çocuğun karakteri adeta anne-baba
tarafından yoğrulur.
Çocuk; Disiplini, terbiyeyi, kendine
güveni, çevre ile olan uyum
kabiliyetinin pek çoğunu ailesinden
alır.
Okul bu duyguları iyi yönde geliştirir.
Okuma çağındaki çocuk günün büyük bir
bölümünü ailesinin yanında geçirir.
Çocuk terbiyesinde aile ; Okul ve
çevreden önce gelir.
Günümüzde aileler çocuklarının
eğitimleriyle yeterince ilgilenememekte
ve onların eğitimini okul ve çevreye
bırakmaktadır.
Bu şartlar altında anne-babanın
birbirleriyle ve çocuklarıyla olan aile
bağlarında çözülmeler başlamıştır.
Bu çözülmelerin altında basınımızın,
televizyonlarımızın, internet
sitelerimizin olumsuz etkileri vardır.
Televizyonlarda yayımlanan yerli ve
yabancı diziler, şiddet haberleri,
şiddet gösterileri, izdivaç programları,
internet sitelerinde yayımlanan
programlar gelişme çağındaki gençlerimiz
üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
Gençlerimizin Türk Milletinin gelenek ve
göreneklerine, örf ve adetlerine uygun
biçimde yetiştirilebilmeleri için Türk
aile yapımız yabancılaşmaktan
kurtarılmalıdır.
Aile’de-okul’da-çevre’de, konferans ve
seminerlerde, radyo-gazete, internet ve
televizyonlarda milli ve manevi
değerlere yönelik çalışmalara daha çok
ağırlık verilmelidir.
Edebiyatta, sanatta, folklorda, müzikte
milli ve manevi zevklerimize hitap eden
programlar yapılmalı, yeni bir
“Müslüman-Türk insanı” modeli
oluşturulmalıdır.
Aile; Çocukların eğitiminde yeniden
devreye girmelidir.
Gençlerimize “Yeni” ve “Eski”nin
sentezi olabilecek fikirler
sunulmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığımız; Okul öncesi,
İlköğretim, ortaöğretim, yaygın eğitim,
yüksek okul ve üniversite öğrencileri
için “Milli Kültür Politikası”
tespit etmelidir.
Türk aile yapısının dinamizmi ancak bu
suretle sağlanabilir.
Hoşça kalınız.
Gazi MERT
İletişim:
g.mert33@hotmail.com
Ocak-2010
Gazi MERT'in Yayımlanmış Yazıları |
-CUMHURBAŞKANLIĞI
FORS’UNDAKİ YILDIZLAR DÜZELTİLMELİDİR
-2010 YILINA DOĞRU İSLAMİYET VE
MİLLİYETÇİLİK
-Sevgi
-Çevre Eğitimi
-Kültürel
Mirasımız AhilikTeşkilatı
-Okullar
Açılırken
-Forsun
Yıldızları
-YÖRÜKLER
__________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1020905
|