İHRACAT
VE İTHALAT DENGEMİZ NASILDIR?
Sevgili dostlarım! Allah (cc), her şeyi
zıttı ile iki yaratmıştır. Gece ile
gündüz, güzel ile çirkin, tatlı ile acı,
güzel ile çirkin gibi.
Hükümet ve mensupları her yerde; yazılı
ve görüntülü basında hep, İHRACATIMIZIN
nereden nereye geldiğini anlatmaktalar.
İhracatın geçen yıllara göre artış
rakamlarını vererek de kendilerine övünç
çıkarmaktalar, ne kadar da başarılı
olduklarına vurgu yapmaktalar.
Bu doğrudur. İhracatımız geçen yıllara
göre hatırı sayılır artış göstermiştir.
İnkâr mı edelim, gerçekleri görmeyelim
mi?
Madalyonun bir de öbür yüzüne bakmak
gerekmez mi orası nasıl diye?
Bu konuları incelerken toplamına bakmak
gerekir. Yani hem ihracat hem de ithalat
ikilisine.
Buna toplam talep dersek ki öyle dememiz
gerekir. İthalat da, ihracat ta bir
talep işidir.
Öyle ise iç ve dış talep olarak
ayrıştırmak ve incelemek gerekiyor. Türk
ekonomisinde iç talebin canlılığı ön
plana çıkmaktadır. Öyle ya da böyle,
vatandaş daima talep etmekte! Ama gel
gör ki, dış talep kriz nedeniyle daha
zayıf kalmaktadır.
Dış talebin iki asıl unsuru vardır:
İhracat ve ithalat. Türkiye ekonomisinde
Ocak-Mart 2011 döneminde DIŞ TİCARET
AÇIĞI artmış. İhracatın ithalatı
karşılama oranı ülkemiz aleyhine
gelişmiştir. İhracatın ithalatı
karşılama oranı düşmüştür. Mart 2010
döneminde ithalatı karşılama oranı yüzde
65.9 iken bu oran Mart 2011 döneminde
yüzde 54.7 olarak gerçekleşmiştir.
Bu, şu anlama gelmektedir. Mart 2010 da
ihracatımız ithalatımızın yüzde 65.9 unu
karşılarken; Mart 2011 de ancak yüzde
54.7’ni karşılayabilmektedir. İki yılın
arasındaki fark bile yüzde 14.8 lik bir
açığı ifade etmektedir.
Bir başka deyişle Türkiye, yaptığı
ithalatın yüzde 55’ni İHRACATTAN
elde ettiği dövizle ödeyebilmektedir.
Dış ticaret açığının artmasının başlıca
sebebi ithalatımızın ihracatımızdan çok
fazla olmasıdır. Bununda en büyük etkeni
dünyadaki siyasi krizler nedeniyle
petrol ve doğalgaz fiyatlarının
artışıdır. Ocak-Mart 2010 döneminde ham
petrolün varili 76 $ iken, Ocak-Mart
2011 döneminde ise varilin 100 $ ‘dan
fazla olmasıdır.
Ocak-Mart 2010 İHRACATIMIZ; 26.0
milyar $ iken İTHALATIMIZ; 38.49 milyar
$ olmuştur. Açık 12.49 milyar $ dır.
Ocak-Mart 2011 döneminde İhracatımız;
31.47 milyar $ olurken İthalatımız;
56.06 $ olmuştur. Aradaki açık 24.59
Milyar $ dır. Bunun neresi *başarı,
bunun neresi İHRACATIN artırılmasıdır.
Açık, her geçen dönem daha da açılarak
aleyhimize işlemektedir. İhracatın
ithalatı karşılama oranı her yıl
gerilemekte ve ülkemiz aleyhine
gelişmektedir.
Ocak-Mart 2010 dönemi ile Ocak-Mart 2011
dönemini karşılaştırdığımız da dış
ticaret açığı İKİ KAT artmıştır.
Yıllık bazda incelediğimizde son
yıllarda dış ticaret açığı sürekli
artmıştır. Bunun nedeni global krizler
olduğu kadar içerde de aşırı lüks araç
alımları, seçim ekonomisi uygulamaları,
ihalelerde yapılan yanlış hesaplamalar
ve aşırı devlet harcamaları olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye ihracatının yüzde 40 kadarını AB
ülkelerine yapmaktadır. Başta İspanya,
Portekiz, İtalya ve Yunanistan olmak
üzere bu birliğin üyeleri ekonomik
krizlerle boğuşmaktadır. Bu durum
elbette bizim İhracatımızı olumsuz
etkilemektedir.
2004 de İhracatımız; 63.17 milyar $,
İthalatımız 97.54 milyar dolar dış
ticaret açığımız – 34.37 milyar dolar.
2007’de ihracatımız 107.23 milyar $ iken
ithalatımız 170.06 milyar $ dır. Açık –
62.79 milyar $. 2010’da ihracatımız
113.98 milyar dolar olurken ithalatımız
185.54 milyar $ olmuştur ki açık -71.56
milyar dolardır.(*)
Hükümet ve ekonomiden sorumlu
Bakanlarımız, bu tablo ile övünmekteler.
Onlar sadece İHRACATI baz
alıyorlar. Ya İTHALAT ondan hiç
bahsetmiyorlar.
Eğer bunun adı başarı ise başarısızlığın
tarifi nedir ve nasıldır?
Esen kalınız.
(*)
Kaynak: TÜİK’in
Raporları
Nazım PEKER
Eğitimci-Yazar
nzmpeker@hotmail.com
06 Şubat 2012
EĞİTİM YAZILARI |
|
DEFA OKUNMUŞTUR |
|
|
|