Penceremden
Şair
Nesrin Erkut
Bugünkü yazımda, sizlere Kıbrıs
seyahatimden etkilendiğim bir şair,
Nesrin Erkut hanımefendiden bahsetmek
istiyorum.
1930 Lakadamya doğumlu Nesrin Hanım, bir
ilkokul öğretmeni olan Salih Zeki Bey’in
kızıdır. Ana-babanın tek evladıdır…
Babası onu okutmak istemektedir. Küçük
Nesrin de pek hevesli ve yetenekli.
İlkokulu bitiren kızını Victorya Kız
Lisesi’ne yazdırmak için Lefkoşa’ya
gelir. Atatürk Meydanı’na doğru giderken
feryat ederek ağlamakta olan bir
arkadaşına rastlar.
Hemen onun derdine ortak olmak ister.
Arkadaşı, kızını Lefkoşa’da yatılı okula
vermiş ve okulun yatakhanesinde
bronşitten vefat etmiştir. Yatakhanede
ölen kız, bakımsızlık yüzünden
kaybedilmiştir ve babanın ıstırabı pek
büyüktür. Kızını kaybetmenin nedenini,
onu yanından ayırmış olmasına
bağlamıştır.
Salih Zeki Bey’e, bir arkadaş olarak
şunları söyler:
‘’İki elim
yakanda olsun, sen sen ol, biricik
kızını dizinin dibinden ayırma!”
Ve… İster rastlantı deyin, ister
şansızlık!
Bu olay küçük Nesrin’in yaşamını
değiştiriyor.
Nesrin’in babası, bu olaydan o kadar
etkileniyor ki, onu okula yazdırmaktan
vazgeçiyor… Sonraları, bir polis olan
Hüseyin Tahir Bey ile evleniyor ve altı
çocukları oluyor. Ancak içinde okuma,
yazma aşkı bir türlü dinmiyor. Bu arada
eşini 76 yaşında kaybediyor.1963-74
yıllarında göçmen oluyor: K.
Kaymaklı’dan Lefkoşa’nın Çağlayan
bölgesi polis lojmanlarına yerleşiyor.
Ama güçlükler onu yıldırmıyor.
Ve şunları söylüyor:
“Altı çocuk
annesiyim. Bütün çocuklarımı tahsile
gönderdim. Çok eziyet çektim. Bütün
annelere tavsiyem; yılmasınlar,
çocuklarını okutsunlar!”
Nesrin Hanım, bütün zorluklara karşın
yılmamış, içindeki volkanı şiirlerinde
dile getirmiştir. O, bir dertler
şairidir. Toplumum sosyal ve ulusal
dertlerini şiirlerine yansıtmıştır. Gün
olmuş yurdunun dağlarına bakarak
duygulanmış, yurt sevgisini dile getiren
şiirler yazmış, Beşparmak dağları ile
dertleşmiştir.
DAĞLARA
Beşparmak Dağı, geldim sana,
Oturup derdimi anlatmaya
Senin de derdin var mutlaka,
Dertsiz kul olmaz, birde benimkini dinle…
Boyun eğdirmediler kimseler sana,
Sen sakın sözlerimden gocunma,
Benim derdim şu Kuzey Kıbrıs,
Mini paket açılacak elbet,
O zaman kopacak kıyamet!
Bıkmadan usanmadan toplumun hemen her
konusundaki düşüncelerini dizelerde
sıralamış. Nesrin hanım bunu günümüz de
bazı insanların duygu düşüncelerini
içine atıp, kaleme almaktan çekinip
korktuğu sıralarda o çamaşır yıkarken
bile şiir defterini yanından ayırmamış
ve bunu da yalın bir dille sanat yapma
peşinde olmadan yapmıştır.
Süre giden mücadele yılları çekilen
acılar, olumsuz siyasal gelişmeler
karşısında hep duygularını anlatan
şiirler yazmıştır. Şiirlerine
baktığımızda Kıbrıslı halkın neler
çektiğini, neler görüp düşündüklerini
anlamamak mümkün mü?...
ANAVATAN’A
Anavatan geldim sana
Hatırını sorup
Derdimi anlatmaya.
Biliyorum hep yük olduk omzuna!
Ama sanma rahatın olacak
Girince Avrupa topluluğuna…
Çünkü düşmanın yanı başında,
Doladı Türk düşmanlığını parmağına,
Müjdeler sana Anavatan ve Kuzey Kıbrıs’a!
Şiirlerinde gençlere seslenmeyi de
unutmamıştır.
GENÇLERE
SESLENİŞ
Ey gençlik bir sözüm var size,
Sanmayın bu vatan böyle geldi bu güne,
Oluk gibi kan aktı yere,
Öp de koy toprağını yere,
İster sağcı olun, ister solcu,
Bu vatan için bir bütün olun,
Anavatan da öyle…
HAKKINI
HELAL ET ANAVATAN
Hakkını helal et Anavatan bize!
Ölüm fermanı verilirse elimize,
Bir Fatiha okuyun,
Bir şişe okunmuş su
Atın denize, gelsin Girne’ye!
Hakkını helal et Anavatan bize!
Yaptığınız yardım batıyor göze,
Bakarsın fırsat bulamam tekrar gelmeye,
Hakkını helal et Anavatan bize!
KADERİN OYUNU
Bu kaderin oyunu hep göç ile biter sonu,
Bu bir İngiliz oyunu, İki kemik Rum’a bir kemik bize,
Çalış çabala kurtulmaya, güçlüyle güçsüzü bile bile,
Sürdüler bizi cepheye, sonu oldu böyle,
Terk edildik kaderimize, şükrettik halimize!
YETER ARTIK
Ne bir eksik ne bir fazla, yaşamak
istersen bu adada
Boş ver her olaya! bir ot gibi, bir ağaç gibi,
Yaşayan bir ölü gibi ümitsizlik deryasında.
Ümitsizlik hep peşimizi kovalar
Güzel günleri unuttuk ama alışamadık,
Halkımıza haksızlıklara.
Yeter Tanrım yeter artık!
Kim çare bulacak bu Kıbrıs davasına?
NE MUTLU
Kararımızı verdik biz,
Başkasının ağzıyla,
Ekmek yemeyiz!
Yaşamak için bu adada
İcap ederse canımızı veririz!
Yeter ki dinleyiniz bizi
Uyunuz verdiğimiz karara
Ve saygı gösterin insan haklarına!
Bayrağımız yüksekte
Dalgalansın direkte
Ne mutlu Türküm diyene!
Yorumlar
İlknur
Hanım merhaba.
Şair Nesrin Hanımın düşüncelerine aynen
katılıyor aynı endişeyi taşıyorum. Aynı
zamanda aziz Türk Milletinin her türlü
güçlükle başa çıkabilme azmi bana güven
veriyor, onur veriyor. Bunların hepsi
geçecek. Belki bir bedeli olacak elbet
ama geçecek. Burası Türklerin ülkesi,
beğenen bizimle güven içinde yaşar,
beğenmeyen ya edebi ile oturur ya da
defolur gider. Kaçacak bir yerimiz yok
bizim.
Bu arada yazılarınızın devamı gelir
umarım, başarılar, selamlar.
Erhan ÜNAL
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
* * * * * *
Sevgili kardeşim;
Kıbrıs konusundaki hassasiyetimi
bilirsin. Senin de bu konudaki
duyarlılığın beni mutlu etti. Şair
Nesrin Erkut'un hikâyesi ve mısraları
sadece bir Kıbrıslının duygularını dile
getirmekle kalmıyor, aynı zamanda
okumaktan mahrum edilen binlerce
kardelenin de çığlıklarını duymamızı
sağlıyor. Sanatçı kişiliğinin zarifliği
bu iki kangren yaramızı nasıl da tüm
çıplaklığıyla yüzümüze vuruyor? Tebrik
ederim...
H.İlker KÖSELER
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
* * * * * *
Merhaba, İlknur Hanım,
Mehmet Akif Gülhan'ın 2005de yazdığı Ata
ile Sohbet şiirinden bir bölümle katkı
yapmak istedim ben de madem ki şiirle
verdiniz mesajı :
Ben şu Churchil’i ve diğer liderleri
merak ediyorum
Görüşüyor musun onlarla
Torunları hala bizle uğraşıyor da
Anlamadım onlar hala hesap mı veriyor
Ha anladım, günahları çok ondan
Atam şu Kıbrıs meselesi var birde
Verelim mi Kıbrıs'ı Avrupa'ya
Çok mu şehit vermiştik almak için
A bunu hatırlayan kalmadı galiba Atam
Verelim gitsin diyen çok haberin olsun
Haklısın verelim diyenler de senin yanına gelecek
Atam başını ağrıttım kusura bakma
Ama soracağım o kadar çok şey vardı ki
Neyse bir daha ki sene sorarım onları
Sen rahat uyu her yaştaki gençlerle ayaktayız
Gerçi Türkler olarak azınlık kaldık memlekette ama ...
Tam da böyle işte yüzlerce şehit kanı
döküldü orada, destanlar yazıldı, nicesi
kolsuz bacaksız gözleri penceresiz
kaldı, vatanın bir karış toprağını
emperyalist güçlere vermemek için
anavatan halkı ekmek kuyruğuna girmeye
ambargoya bile razı oldu. Ama ne oldu
sonra... Yeni neslin umurun da mı?
Türkiye’den sağladıkları medyatik
çığırtkanlarla işbirliği yapıp kendi
emellerine halkı alet etti
mirasyediler.!! Kendileri satılık
olabilir ama şehit kanıyla sulanmış
vatan topraklarımız asla....Teşekkürler
seçtiğin konu için... Unutturmaya
çalışıldıkça yazmak çoğaltmak lazım.
Ayşe Figen Zeybek
İlknur
KÖSELER BAKIŞ
ilkkor87@hotmail.com
16/03/2011
EĞİTİM
YAZILARI DEFA OKUNMUŞTUR...
________________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|