Hayat
ALLAH
TÜRK’Ü SEVMEZ Mİ? (Tefsirlerde Türk
Karşıtlığı)
Geçmişte İsmail Hami
Danişment’in “TÜRKLÜK MESELELERİ”
kitabını okurken bazı tefsircilerin
Kuran’da geçen “Ye’cüç ve Me’cüç”ü
“Türkler” olarak açıkladıklarını
öğrenmiştim. Kitabın o bölümünü yeniden
okudum. Danişment, Arap tefsircilerinden
Hazin lakaplı Alâüddin ibnu Muhammed’in
“Lubab-ut-Te’vil fi Maâni-t-Tenzîl”
adındaki tefsirinden alıntılar yapmış.
23/08/2012 tarihinde anamurunsesi.com
yazdı.
___________________________________________________________________________
ALLAH
TÜRK’Ü SEVMEZ Mİ? (Tefsirlerde Türk
Karşıtlığı)
Geçmişte İsmail Hami Danişment’in
“TÜRKLÜK MESELELERİ” kitabını okurken
bazı tefsircilerin Kuran’da geçen
“Ye’cüç ve Me’cüç”ü “Türkler”
olarak açıkladıklarını öğrenmiştim.
Kitabın o bölümünü yeniden okudum.
Danişment, Arap tefsircilerinden Hazin
lakaplı Alâüddin ibnu Muhammed’in
“Lubab-ut-Te’vil fi Maâni-t-Tenzîl”
adındaki tefsirinden alıntılar yapmış.
Hazin tefsirine baktım; H. 725, M. 1324’te
yazılan kitapta yazar
(Kehf: 94)
diyor ki:
“Ye’cüç ve Me’cüç Nûh’un oğlu Yafes’ten
türeyen Türklerdir. Bunlar (Türkler)
filleri, vahşi hayvanları ve domuzları
gördükleri zaman yemeden geçemezler, kendi
ölülerini bile yerler.” Yazara göre
Türkler ihtilam olan Âdem’in toprağa
düşmüş menisinden türemiş. Danişment’in
verdiği bilgilerden öğrendim ki, Bagavi,
Taberi, Nesefi gibi tefsir sahipleri de
Ye’cüç ve Mecüç’ü Türkler olarak
açıklamış. Bu tefsir sahiplerinin hepsi
Arap’tır. Yani Arapların din bilginlerinde
bile “Türk düşmanlığı/Türkleri
aşağılama” ve bu haksızlık 7-8 yüz yıl
önce başlamış. Bu bir. Vicdansızlık ve
akılsızlığın ikinci, üçüncü, … yönleri
var. Şimdi onlara bakalım.
Miladi 1324’ten bugüne kadar yüzlerce
tefsirci yetişmiş, çok sayıda tefsir
kitabı yazılmış. Bu tefsircilerin içinde
Arap olanlar var, Türk olanlar var.
Bunlardan hiç birisi bugüne kadar:
“Ye’cüç ve Me’cüç Türkler olamaz. Bu iddia
İslam’a aykırıdır, Kuran adına Türklere
iftiradır. Bütün insanları Allah
yaratmıştır. Allah Âlemindir Rabbidir.
Allah hiçbir kişi ve kavmi peşinen
suçlamaz. Allah taraf tutmaz. Böyle tefsir
olmaz...” dememiştir. Burada soralım:
Türkleri “adam eti yiyen yamyamlar”
olarak aşağılayan Hazin ve benzeri
tefsircilere sonraki tefsircilerin
vicdanları neden isyan etmedi? Hadi Arap
tefsircilerin vicdanları sustu, ya Türk
tefsircilerin vicdanları niye sustu? Bu da
iki olsun.
Gelelim üçe: Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu
günden beri, Cumhuriyet’imizin “olur,
katkı ve destekleriyle” 35-40 tane
İlahiyat Fakültesi, 600-700 tane
İmam-Hatip Lisesi açıldı. Bu fakülte ve
liselerin müfredatlarına “Tefsir
Dersleri” de kondu ve okutuldu. Bu
derslerde şimdiye kadar tefsir hocaları bu
yanlışlığı düzeltici ciddi bir
çalışma/açıklama yapmadıkları gibi,
yukarıda adları geçen tefsir kitaplarını
bize hep “kaynak kitap” olarak
tanıttılar. Kaynak kitabı böyle olmaz.
Allah ve Kuran’a karşı yapılan iftiraya
sessiz kalmak en azından gaflettir. Sonra
nerde kaldı sizin “Tefsir Profesöre,
İslam âlimi, Diyanet yetkilisi”
olmanız?
Dört diyelim. Günümüz Türkiye’sinde,
İmam-Hatip ve İlahiyat çıkışlıların çoğu
(İlahiyatçı, öğretmen, müftü, vaiz, imam,
esnaf vb) “Türk, Türklük” dedin mi
irkiliyor, “Türk’üm” demeyi
ırkçılık/günah sayıyor. Demek Arap
ırkçılarının hastalıkları sırf Arapları
zehirlememiş, Türkleri de zehirlemiş. Bu
noktada şunu söyleyebiliriz: Türk milleti
(TC) İslam âlimi yetiştireyim derken kendi
kuyusunu kazan mezarcılar yetiştirmiş.
Türkiye’de, Türk ırkından olan ve Türk
ırkından olmayan olmak üzere iki tür insan
var. Türk ırkından olanlar sessiz ve
uysaldırlar, ırk ve ticareti yapmazlar.
Türk ırkından olmayanlar çığırtkandırlar,
din ticareti yaparlar. Türk olmayanlar,
TC’nin bütün olanaklarından
yararlandıkları, hiçbir ayırıma tabi
tutulmadıkları halde Türk ve TC düşmanlığı
yapıyorlar ve buna rağmen –her ne
hikmetse- siyasette, sanayide vs daha çok
makbule geçiyorlar. Burada bir çelişki var
mı, yok mu? Siz bu sorunun cevabını
düşünürken ben bir gerçeği dile getireyim:
Türk olmayan bir kişi Türk olan bir
kişiden üstün olamaz. Müslüman olmuş bir
Gürcü yahut Arap’ın inancı, Müslüman olmuş
bir Türk’ün inancından üstün olamaz.
Bunların tersi de geçerlidir. Öyleyse
Gürcülük yahut Arapçılık niye Türklükten
daha fazla kabul görüyor? Türkiye’deki
fiili durum şu:
Türkler mazlumdur. Türkler iteleniyor.
Türkler üçüncü sınıf insan yerine konuyor.
Bu sonuçta Hazin, Bagavi, Taberi, Nesefi
gibilerinin aşıladıkları “yamyam Türk”
iftirasının önemli bir payı yok mu
dersiniz? Yok diyorsanız, bana
Türkiye’deki “Türk, Türklük”
düşmanlığının kökenlerini gösteriniz. Payı
var diyorsanız, “Allah adına iftira
atma, aslını inkâr ederek haramzadeleşme”
illetinden ne zaman, nasıl
kurtulacağız? Bunları düşünmek bizi yorar
mı, bize lüks mü?
Tefsirlerdeki Ye’cüç ve Me’cüç
açıklamalarına bakınca; “Allah Türk’ü
sevmezmiş, Türk olmak suçmuş” mu
diyeceğiz, yoksa: Dinden sosyal
psikolojiye, tarihten coğrafyaya kadar her
alanda bilgi tashihine (düzeltme) mi
gideceğiz?
Not:
Bir sonraki yazımda hayatımızdaki “Türk
düşmanlığı ile Türklerin uğradığı
yıkımları” anlatacağım. O zamana
sizden bu yazının eleştirisini ve şahsi
düşüncelerinizi bekliyorum.

Yusuf
DÜLGER
İlahiyatçı-Gazeteci-Yazar
İkbal VURUCU,
Mete KILIÇ, Şükrü ALNIAÇIK,
Özcan PEHLİVANOĞLU
Müjdat ÖZTÜRK.
Birol ERTAN,Ali ERDOĞAN'ın
yazıları için
TIKLAYINIZ..
__________________________________________________________
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma
Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|