ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

 

 Hayat     CUMHURİYET İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ

     Mustafa Kemal Ruşen Eşref ile yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor:

    “Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, belli amaçlara ulaşabilmek için, maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek gerekir. Yakın senelerde milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin verdiği önemli sonuçları idrak etmiştir. Memleketin ve devrimin içeriden ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır.”

               23/04/2012 tarihinde anamurunsesi.com yazdı.

___________________________________________________________________________   

              CUMHURİYET İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ

    Mustafa Kemal Ruşen Eşref ile yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor:

    “Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, belli amaçlara ulaşabilmek için, maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek gerekir. Yakın senelerde milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin verdiği önemli sonuçları idrak etmiştir. Memleketin ve devrimin içeriden ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır.”

    Atatürk’ün bu sözleri 25.Mart.1931 tarihli Vakit Gazetesi’nde yayınlanmış. (Vural Savaş, Türkiye Cumhuriyeti Çökerken. Bilgi Yy 7. basım, s 115, 2005)

    Türkiye 1919’un başlarında İzmir ve İstanbul’dan başlamak üzere işgale uğradı. Atalarımız kişisel özelliklerini bir kenara bıraktılar, birleştiler, savaştılar, yurdumuzu kurtardılar. O birleşme olmasaydı, bugünkü Türkiye olmazdı.

             ***

    Atatürk’ün sözünü ettiği devirlerden birisi, 1919-1922 devridir. O devirde güç birliği yaparak düşman üzerine gidildi. Örneğin, değişik il ve bölgelerde birbirinden bağımsız olarak kurulan “Müdafaa-i Hukuk” cemiyetleri birleştirildi, (11.Eylül.1919) mahalli çeteler birleşti, milli ordu kuruldu. Silah ve cephanenin, ordumuza lazım olan levazımatın (nal, çorap, gıda maddesi) temini, sevk ve kullanımı “Tekâlif-i Milliye” yasası ile sağlandı. İşlerimiz tek merkezden yürütüldü. Atatürk bunlara işaret ediyor ve sanki şöyle diyor:

    “Yurdumuz tekrar işgal edilirse, yine güç birliği yapın.”

              ***

    Atatürk burada iki uyarı yapıyor. “Tehlike yalnız dışardan gelmez; içeriden de gelir. Tehlike karşısında “milliyetçiyim-cumhuriyetçiyim” gibi yapay ayrılıklara düşmeyin. Kurtuluş savaşı yıllarında nasıl dış tehlikenin yanında bir de iç tehlike var idiyse bugün de var. O zamanki dış tehlike (düşman) Batı’lı güçler, iç tehlike de işbirlikçiler, makam-mevki düşkünleri, dinciler idi. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar dış tehlike idiler. Saltanat-hilafet hastaları, Mustafa Sabri ve Şeyh Saitler iç tehlike idi. Aynısı bugün de var. Bir farkla ki, İngiliz ve Yunanlıların yerinde Amerikalılar, Mustafa Sabri ve Şeyh Saitlerin yerine cemaat-tarikat baronları oturmuş. O zamanki “Alemdar” paçavralarının görevini şimdi benzerleri yapıyor. O zamanlar İngilizlerin emriyle politika yapan politikacılarımız vardı. Şimdi de Amerikalıların emriyle politika yapan politikacılarımız var.

    Hastalık aynı ise, tedavi de aynı olacak: Dış ve iç düşmanlara karşı milli birlik!"

              ***

    Atatürk’ün, “bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır” buyruğu anlamlıdır, üzerinde ayrıca durmak gerekiyor.

    Bugün Türkiye’de “halkçıyım” diyenlerle “milliyetçiyim” diyenler bir araya bile gelmiyorlar. “Ben halkçıyım, sen milliyetçisin. Benim ilkelerim başka, senin ilkelerin başka” diyorlar. Hem kendi ilkelerine, hem Atatürk’e, hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine ters düşüyorlar. Çünkü halkçılık ile milliyetçilik birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Milliyetsiz halk, halksız milliyet olmaz. Atatürk hem halkçı, hem milliyetçi idi. Bu iki değer birbirini tamamlar, birbirini besler. Milliyetçiyim diyenlerin halkçılığa, halkçıyım diyenlerin milliyetçiliğe tavır koyması, kasıt değilse cehalettir.

    Halkçılık ve milliyetçiliğimiz Türkiye içinse, TC’nin işgali tamamlanmadan gerekeni yapalım.

              ***

    Kutlama: Türkiye Cumhuriyeti’nin “Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı bayram olarak kabul eden herkesin bayramını kutluyorum.

 

 

Yusuf DÜLGER
İlahiyatçı-Gazeteci-Yazar

  YUSUF DÜLGER'İN 2011'de YAYIMLANMIŞ YAZILARI İÇİN    TIKLAYINIZ...   

2012 Yılı Yazıları:

 -ILIMLI TEKBİR, YAĞCI MÜSLÜMAN 

-BİLGİYE KAPISINI KAPATMIŞ İKİ BAKANLIK (MEB, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI)

  -KENDİ KALESİNE GOL ATANLAR

  -BİR KARNEDE DÖRT HATA

 -MİLLİ EĞİTİM ÇÜRÜYOR 

 -TÜRKLERİN ARAPLAŞTIRILMASI

 -ÖĞRETMEN GÖZÜYLE MİLLİ EĞİTİM-1

  -ÖĞRETMEN GÖZÜYLE MİLLİ EĞİTİM-2

  -AMERİKA KİRLİ, TÜRKLER KUŞATMADA

  -RECEP ERDOĞAN'IN YUMUŞAK KARNI

  -STRATEJİK DARBE

  -MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

İkbal VURUCU, Mete KILIÇ, Şükrü ALNIAÇIK, Özcan PEHLİVANOĞLU Müjdat ÖZTÜRK. Birol ERTAN,Ali ERDOĞAN'ın yazıları için TIKLAYINIZ..

  KÖŞE YAZILARIMIZ DEFA OKUNDU...  ___________________________________________________________

"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ  

 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]