CETKODER
GENEL BAŞKANI YAZIYOR...
Ebabil
kuşunu bilmeden atıp tutmayın avanaklar!
Yazıyorum, çiziyorum, birilerini
sıkıntıya sokuyorum diye, dün bir
açılışta bir araya gelen EBLEKLER,
hakkımda ileri geri konuştuktan sonra
“herif ebabil kuşu gibi” diyerek işi
alaya aldıklarını sanarak, akıl almaz
cehaletlerini ortaya koymuşlar.
Sözde ebabil kuşu, yavrusunu şey edermiş
(!)
Tövbe, tövbe..
Ne cehalet.. Ne ahlaksızlık ve nasıl bir
iftira ve edepsizliktir bu.
İnsanlar bulundukları makama torpil ile
eş dost hatırı ile ahbap çavuş ilişkisi
ile gelirse, liyakat ve sadakat
aranmadan, ehliyet aranmadan atama
yapılır ve makamlar böyle doldurulursa
(işgal edilirse) olacağı budur.
Yazıktır. Devlet hepimizin devletidir. O
devlete can feda.
Siyasilerin ve siyasi geçinenlerin
devlet makamlarına gelecek olanlara
tavassut ederken, ADALET VE HAKKANİYET
ölçüsünden sapmadan yapmaları gerekir.
Hak etmeyen, liyakati olmayanlar
makamlara getirilmemelidir.Değerli
makamlara getirilen değersiz, cahil,
cühela, kılıksız, iftiracı, ahlaktan
nasibini almamışlar, iyi dinleyin.
Ebabil kuşu nedir, kimdir, nasıl bir
şöhreti vardır bakın size aktarayım.
Bilip bilmeden o kuş hakkında alaycı
tavır takınmayın.Bari bundan sonra
yapmayın.
İslam’da tebliğ var, ben tebliğ edeyim,
siz istişare edin. Ondan sonra işinize
nasıl gelirse yolunuza öyle devam edin.
Hayat sizin hayatınız. Hesaba çekecek
olan ben değil, yüce yaratan.
Evet, EBABİL KUŞLARI…
Habeşistan Krallığının Yemen valisi olan
Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San’a
şehrinde, Kulleys adı verilen muhteşem
bir kilise yaptırmış.
Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren
Arapların ziyaretlerini oraya
çevirmekmiş.
Bu duruma tepki gösteren bir adam da,
gecenin birinde Kulleys’e girip içine
pislemiş.
Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir
Hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe’yi
yıkmaya karar vermiş.
Topladığı onbinlerce asker (altmış bin
olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir
fil ve daha başka fillerle Mekke ye
doğru yola çıkmış.
Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup
ederek ilerlemiş.
Taif şehrine gelince askerlerin bir
kısmını Mekke ye göndermiş.
Onlar da Peygamber s.a.v. in dedesi ve
Kureyş’in Reisi Abdülmuttalib’in 200
aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını
sürüp götürmüşler.
Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip
Ebrehe’yle görüşmüş. Develerinin geri
verilmesini istemiş.
Ebrehe demiş ki:
- Benden develerin istiyorsun da,
Kâbe’den hiç söz etmiyorsun. Hâlbuki ben
onu yıkmaya geldim.
- Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de
onu koruyacak bir sahibi vardır elbet!
Bu görüşme sonunda develer sahibine geri
verilmiş.
O sıra Mekke halkı bu güçlü orduyla
savaşamayacağı için, anlaşma gereği
dağlara çekilip neticeyi beklemeye
başlamış.
Bu arada Ebrehe ordusu büyük fili önden
sürerek Mekke sınırına dayanmış. Kâbe’yi
halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak
istiyorlarmış.
Bu sırada Ebrehe’nin yol kılavuzlarından
Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından
tutarak şöyle bir şey söylemiş, sonra da
koşarak dağa çıkmış:
— Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ
salim geriye dön!
Mekke’ye girişte büyük fil direnmiş,
zorlanınca yere yatmış. Onu bir türlü
Kâbe cihetine yürütememişler.İşte o anda
sürü halinde ebabil kuşları ortaya
çıkmışlar.
Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut
gibi birer taş varmış. Bu taşları ordu
üzerine mermi gibi boşaltmışlar. Bu
taşlar kime rastlarsa delip geçiyormuş.
Askerlerin çoğu ölmüş.
Fil Ordusu dağılarak Yemen’e geri
dönmüş.Ebrehe de dönüşte ölmüş. Kâbe ise
olduğu gibi kalmış.
Kur'an'da Fil Suresi işte bu olayı
anlatır.
Bilmem anlatabildim mi?
Yâda siz anlayabildiniz mi?
Onun için EBABİL KUŞU’ nun faziletini
bilip bilmeden, lakap takmaya, alay
etmeye kalkanlar, oturup bin kere
düşünsünler. Ayıp oluyor.
Allah’ın (cc) yarattığı her canlının bu
doğada bir görevi vardır. Unutmayın.
Bu günlük de bu kadar. Baki selam ve dua
ile.
MUSTAFA
GÖKTAŞ
İKTİSATÇI
ÇEVRE VE TÜKETİCİ HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ
(ÇETKODER)
GENEL BAŞKANI
11 Haziran
2011
__________________________________________________________________
YAZARIMIZ MUSTAFA GÖKTAŞ' IN
SİTEMİZDE YAYIMLANAN YAZILARI
|
YAZILAR BÖLÜMÜ TOPLAN
DEFA OKUNMUŞTUR |
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|