HANGİ ‘KOZMİK’ BİLGİLER, HANGİ GİZLİ
SERVİSLERE?
Binlerce askere şantaj
yapıldığından bahsediliyor.
Habertürk rakamvermiş:
“Çetenin, iki bin beş yüz kişiyi ağına
düşürüp casusluk yaptığı söyleniyor.”
Çetenin reisi kim?
25 yaşındaki bir
üniversite öğrencisi! Bayan!
2 bin 500 yüz kişiden
bahsediliyor ama dün 51 kişi için
“gözaltı”
kararı çıkmış. Bunların adreslerinde
arama yapıldı.
İşe “kozmik”
kavramı da karıştırıldı.
İki yerde...
İlki, “kozmik
bilgilerin satıldığı” şeklindeydi.
“Kozmik”,
çokgizli anlamında kullanılıyor.
Aklımıza takıldı: Bu
“çokgizli” bilgiler neler olabilir?
5 senedir didik didik
edilen Silahlı Kuvvetlerde “çok
gizli” ne kaldı?
İkincisi, “TSK’nin
kozmik birimi olan Özel Kuvvetlerde de
arama yapılıyor” şeklinde yanlış bir
kullanımla...
Doğrusu nasıl olmalıydı?
Olsa olsa “İçinde
kozmik birimler de barındıran Özel
kuvvetler” denilebilirdi.
x x x
Operasyon da
“çokgizli” yapılıyor, zahir!
Acar medya mensupları,
bir kişi hariç kimlerin gözaltına
alındığını öğrenemediler.
O bir kişinin adı, daha
doğrusu, Ali Rıza olan adı değil de
soyadı çok ilginç: BİLDİK.
Bu kişinin evinin önünden
canlı yayınlar yaptılar. Öyle bir
yaptılar ki, sanki bu emekli albayın ünü
Obama’ya eş! Bütün dünya tanıyor.
Mâmafih, sayelerinde “Bildik”i
herkes bilmiş oldu.
Hele gün boyu bahsedilen
operasyondaki “bilinen” tek isim
olması onu iyice meşhur etti.
Muhtemelen, uluslararası medyanın da
bahsetmesiyle dünya çapında bir üne
kavuştu.
x x x
KİMİN
İŞİNE YARAR?
Çetenin, binlerce kişiyi
ağına düşürerek elde ettiği bu
“çuvallar dolusu” çok gizli
“sırlar” kime satıldı?
Hangi “hasım”ülkenin
işine yarar?
“Uzun menzilli füze”ler
alamaya hazırlandığımız,
Bölgemizde “çok sıcak”
hareketlerin yaşandığı şu günlerde bu
ziyadesiyle önemli.
Fakat bu konuda en ufak
bir bilgi kırıntısı yok!
x x x
BU ASKERÎ
BİR SUÇ DEĞİL Mİ?
Çok ağır bir suçlamadan
bahsediliyor: Casusluk!
Bunu işlediği iddia
edilenlerin çoğunun da muvazzaf subay
olduğu bildiriliyor.
Peki, bunu ortaya
çıkarmak ilgili komutanlıkların...
Bir suç varsa onu
incelemek, soruşturmak da askerî
savcının görevi değil mi?
Bu kadar dallanıp
budaklanan, “binlerce kişi”ye
ulaşan bir hadiseyi asker kendi içinde
nasıl oluyor da göremiyor?
Askerî savcılar niçin
olaya vaktinde el koymuyor veya
koyamıyorlar?
Çok garip!
x x x
KERKÜK
Geçerken kapılarından
kemerlerinden
Zaman denilen sarayın
Arayın bulutlar arayın,
Arayın kuşlar arayın,
Perdeleri örtük,
Lambaları sönük,
Sırtında yıllar yük,
Hatıraları kırık dökük,
Bir yer olacak orada...
Adı “Kerkük”!
Arif
Nihat ASYA