|
İKTİDAR
OLMAK İÇİN KOŞMAK, YORULMAK GEREK
Anayasa Mahkemesi dün (8 Haziran 2010)
CHP’nin Anayasa değişiklik paketine
ilişkin iptal başvurusunu kabul edip,
şeklen görüşmeye başladı. CHP’nin bu
konuyu Anaysa Mahkemesine götüreceği
herkesçe biliniyordu. YSK referandum
tarihini 12 Eylül 2010 olarak belirledi.
İşin o aşamasında başlayan moral
kırıklığı, yüksek mahkemenin iptal
başvurusunu kabul edip, görüşmeye
başlaması ile doruk noktasına ulaştı.
AKP ve sivil uzantıları daha şimdiden
eleştiri oklarını yargıya çevirmiş
durumdalar. Daha ortada herhangi bir
sonuç yok iken bile, yüksek mahkeme ve
üyeleri hakkında çok sayıda karalama,
gözden düşürme gibi kampanyalar başladı.
Eleştirilerin bazıları haklı nedenlere
dayanıyorsa da, bazı eleştiriler yüksek
mahkemeyi şimdiden mahkum etmişler bile.
11/06/2010 tarihinde www.anamurunsesi.com
yazdı.
__________________________________________________________________
İKTİDAR
OLMAK İÇİN KOŞMAK, YORULMAK GEREK
Anayasa Mahkemesi dün (8 Haziran 2010) CHP’nin Anayasa
değişiklik paketine ilişkin iptal
başvurusunu kabul edip, şeklen görüşmeye
başladı. CHP’nin bu konuyu Anaysa
Mahkemesine götüreceği herkesçe
biliniyordu. YSK referandum tarihini 12
Eylül 2010 olarak belirledi. İşin o
aşamasında başlayan moral kırıklığı,
yüksek mahkemenin iptal başvurusunu
kabul edip, görüşmeye başlaması ile
doruk noktasına ulaştı. AKP ve sivil
uzantıları daha şimdiden eleştiri
oklarını yargıya çevirmiş durumdalar.
Daha ortada herhangi bir sonuç yok iken
bile, yüksek mahkeme ve üyeleri hakkında
çok sayıda karalama, gözden düşürme gibi
kampanyalar başladı. Eleştirilerin
bazıları haklı nedenlere dayanıyorsa da,
bazı eleştiriler yüksek mahkemeyi
şimdiden mahkum etmişler bile.
Hükümet sözcülerinden ve bazı
çevrelerden, “adalete güvenmek lazım,
şeraitin kestiği parmak acımaz.”
cinsinden açıklamalar yaparken, birden
karar değiştirip,
“bu hakim ve savcılara güvenilmez,
aldıkları kararlar haksız, hukuka
aykırı” gibi serzenişlere bırakmış
oluyor. Demek ki, mahkemelerde kendi
düşüncelerine uygun bir karar çıkarsa,
“ adalet var, hukuk var”, alınmış
olan karar düşünce yapılarına aykırı
ise, “bu hakim ve savcıdan kötüsü
yok” gibilerden yaygara
kopartılacak. Bunun adına iki yüzlülük,
riyakarlık denmez de ne denir?
Yüksek mahkemenin Anayasa değişikliğini
görüşmeye başlamasıyla birlikte, bazı
köşe yazarları ve yorumcular daha
şimdiden sonucu ilan etmiş bulunuyorlar.
Yani yüksek mahkeme “şekilden girip,
esastan çıkacak” ve CHP’nin isteği
doğrultusunda bir karar “iptal
kararı” gelecektir. Bu sonuç da
referandum sandığının yanına bir de
seçim sandığı konması yani erken
seçimdir yapılması demektir, diyorlar.
AKP, erken seçim konusunda hala bir renk
vermez, hala seçim zamanında yapılacak
gibi şeyler söylüyorsa da siz yine de
böyle bir sürprize hazırlıklı olun
demekteler. Şunu artık iyi biliyoruz,
olabilecekler önce yandaş kalemler
aracılığı ile ocağa sürülmekte, pişme
kıvamına gelince de iktidar harekete
geçmekte, atışını gerçekleştirmektedir.
Bunun için de önlerinde ciddi bir
muhalefet engeli yoktur. Anayasa
değişikliği ile tek engel kabul edilen
“yargı” operasyonu da
tamamlandıktan sonra, iktidar artık
engelsiz bir gül bahçesinde “durmak
yok yola devam” diyecektir.
“Anayasa değişiklik paketi”nin
TBMM’ ine sunulması ile başlayan süreç
içinde içeride ve dışarıda çok önemli
gelişmeler ve değişiklikler oldu. Bu
gelişmelerin bazıları uzun yıllar içinde
olabilecek köklü değişiklikleri
beraberinde getirdi. Bazıları ise
Türkiye ile birçok devletin ilişkilerini
gözden geçirme noktasına geldiği, hatta
uzun yıllardan beri ilk defa savaşın
eşiğine gelinen durumlar ortaya çıktı.
Bu durumu kimileri dış politikada altın
çağ olarak ifade ederlerken, çokları da
bu çok boyutlu politikanın bizi bir
felakete sürükleyeceği noktasında
birleşiyorlar.
Hükümetin içeride ve dışarıda uygulamaya
koyduğu gerginlik politikası iyi bir
sonuç vermeyeceği açıktır. Siz bir
taraftan ABD ve AB güdümlü politikalara
devam diyecek, sonra da doğu ve Ortadoğu
eksenli bir politikaya yönelecek,
bunlara ilişkin adımlar atacaksınız, bu
işin temelinde bir yanlış yok mu sizce?
Bir taraftan içe dönük İsrail’e karşı
“one minute” çekecek, öbür taraftan
uzun yıllardan beri karşı durduğunuz
İsrail’in OECD’ye girmesine “evet”
diyeceksiniz. İran’ın nükleer
çalışmalarına karşı çıkarmış gibi
yapacak, arkasından Uranyum
zenginleştirme programı için antlaşma
imzalayacaksınız. Rusya ile yakın
işbirliğine gitmeye karar verecek,
nükleer santral kurmalarına imkan
tanıyacaksınız, sonra Rusya kalkıp sizin
katılmadığınız bir konuda karşı tez
geliştirecek. Yunanistan ile antlaşmalar
imzalayacaksınız, Rum yönetimi sizin
himayenizdeki İHH’ye geçit vermeyecek,
engelleyecek, Ermenistan ile protokol
imzalayacaksınız, ama karşı taraf bunu
kabul etmeyecek…. Buna benzer örnekleri
çoğaltmak mümkün. Bu saydığımız çelişki
ve bozgunlardan değil hepsi, birinin
ortaya çıkmış olması bile hükümetin
düşmesine, bakanların istifa etmesini
gerektirir. Ama biz de böyle bir etik
davranış ara ki bulasın.
Dışarıda bu ve benzeri çelişkiler at
başı giderken, içeride olup bitenler de
insanın kanını donduracak niteliktedir.
Zonguldak maden ocaklarında 30 işçi ağır
bir ihmalin kurbanı olup ölürken, bir
Başbakan büyük bir koruma ordusuyla
birlikte felaketin merkezine gelip,
“bu işin kaderinde bu var” şeklinde
bir açıklama yapmaz, bir bakan “güzel
öldüler” şeklinde bir demeç vermez,
ama bizim ülkemizde böyle açıklamalar
yapılır ve kimsenin itirazı bile olmaz.
En küçük efelenmeler çıkarsa da bir
güzel paylanır, hakkından gelinir.
Vatandaş aç kalmış, açıkta kalmış,
işsizlik çığ gibi büyümüş, zengin daha
zengin, yoksul daha yoksul olmuş, çiftçi
üretemez, üretse de satamamışsa, köylü
evini barkını, çiftini çubuğunu çoktan
unutmuş, çareyi kentlerin varoşlarında
arıyorsa, işçi daha düne kadar çalıştığı
fabrikadan, işyerinden kapı dışarı
edilmiş, yiyecek ekmeğe muhtaç kalmışsa,
memur çalışma ortamından hoşnut değil,
dert yanıp duruyorsa, hırsızlık,
ahlaksızlık, hayasızlık diz boyu olmuş,
çabaladıkça daha derine gömülüp
gidiliyorsa, siz orada huzurlu bir
toplumdan söz edebilir misiniz? Ama
iktidar sözcüleri bunlardan bir güzel
“nereden nereye” masalı üretmesini
biliyor.
Belki bütün bu çaresizlik ve
ümitsizlikten midir, muhalefetin sol
kanadı CHP’de, Kılıçdaroğu geldikten
sonra bir umut, taze başlangıç rüzgarı
esmeye başladı. Kılıçdaroğlu’nun
Zonguldak gezisiyle başlayıp, Trakya’da
devam eden ve gittiği her yerde coşkuyla
karşılanması uzun yıllardan beri
beklenen ve özlenen bir tablo idi. Buna
karşılık muhalefetin sağ kanadında
CHP’deki hareketliliği göremiyoruz.
Sayın Bahçeli ve MHP sözcülerinin zaman
zaman yerinde ve sağlam tespitlerinin
halk nazarında fazla bir yankı
bulamadığı, hep gölgede kaldığı
anlaşılıyor.
AKP hem içeride, hem dışarıda oradan
oraya koşturur, kendini anlatmaya
çalışırken, MHP’nin Ankara dışına
çıkmamaya özen göstermesindeki inceliği
bir türlü anlayamadık. Yoksa MHP, iller,
ilçeler ve beldeler çalışsın o bize
yeter anlayışında mıdır ne? Tamam Anamur
çalışır, Bozyazı da çalışır ve aslanlar
gibi sandıktan çıkar, Mersin belki yine
birinciliği kapar, Osmaniye de öyle. Ama
İstanbul olmadan, Ankara olmadan, İzmir
olmadan, dahası Doğu ve Güneydoğu
olmadan iktidar olunmuyor, bunu herkes
biliyor zaten.
MHP’liler, MHP’nin iktidarı için gece
uyumayıp, gündüz oturmayıp, koşacak, ter
dökecek, dağ başında çobanın, köyünde
çiftçinin, kentte memurun, işçinin,
kadının, kızın, kızanın gönlünde yer
edecek ki, Ankara’da var olacak,
Ankara’da iktidar koltuğunu kapacak.
Artık bu iş o kadar kolay değil, kimse
kimsenin kara kaşı, kara gözüne dönüp
bakmıyor, bakmaz da. Gün ola harman ola,
yaşayıp göreceğiz, kimin ne olduğunu.
Hüseyin ŞİNASİ
İletişim:
huseyinsinasi@gmail.com
Tel:
0505 5967372
Hüseyin
ŞİNASİ'nin Yayımlanmış Yazıları |
-
-Ateş
düştüğü yeri yakarmış, yanmayınca
anlaşılmaz
-
-Anamur’da
İsrail korsanlığını ve haydutluğu
lanetlendi
-
-Anamur
korsanları ve terörü lanetliyor
-
-Anamur
özel hastanesi başvuruları kabul ederken
-
-Kötü bir senaryonun figüranlarını
oynamanın hafifliği
-
-CHP’de
yeni dönem, kaptan Kılıçdaroğlu-
-
-Anamur, ülkücü şehit Lütfi abisini
anarken
-
-Anamur'da
Saadet Partisi Konferansı Üzerine
-
-Baykal’ın istifası ve AKP’nin kaybetme
sinyalleri
-
-Anamur’da
Türk milliyetçileri ve anneler günü
kutlamaları
-
-Fethiye
buluşması ve anılardan bir demet
-
-Bir
köşe yazımız ve sonrasında kopan fırtına
-
-Anamur
Belediye başkanı ve basının tutumu
-
-Dışarıdan
et ve süt ürünleri almak büyük bir
ayıptır
-
-Anayasa
değişikliği görüşmelerinin
düşündürdükleri
-
-Anamur AR-GE çalışmasında, tartışmalarda
son durum
-
-Fethiye
buluşması ve bir mutluluğun ifadesi
-
-Anamur İskele Meydanında bir protesto ve
düşündürdükleri
-
-Anamur’da
siyasi başarının bir başka boyutu
-
-Seçimlerin birinci yılında Anamur
partilerinde son durum
-
-Zaman tünelinde MHP’li bir yıl
-
-Anamur meslek yüksek okulu yardım
bekliyor
-
-Ardıçkuşlarının yolunu hangi parti
yapacak?
-
-Anamur,
halk oyunları yarışmasında
-
-Anamur'da
Nevruz Bayramı Kutlamaları
-
-Çanakkale
zaferi ve Nevruz kutlamaları
-
-Adamına
göre traş bu olsa gerek
-
-Anamur’un
sınav merkezi kavgası
-
-Anamur
Belediyesi Wep Sitesi Yenilendi
-
-Çok mal haramsız, çok laf yalansız
olmazmış
-
-Güleriz
ağlanacak halimize
-
-Anamur,
bir cazibe merkezi olamaz mı?
-
-Cemreler
düşer, bahar göz kırparken
-
-Anamur'dan
aynı gün iki ayrı manzara
-
-Seçim
dedikodularında kim nerede?
-
-Anamur’da ÖSS
sınavları ve katsayı sorunu
-
-Her
derdin bir de çaresi var
-
-Anamur
düğünlerinden bir düğün
-
-Anamur'da
MHP'liler Şandır İle Çoştu
-
-Tekel
işçileri veya ölmek var dönmek yok
-
-Anamur
CHP kongresinde sonuç sürpriz olmadı
-
-Halep
oradaysa, arşın burada
-
-Anamur’un gönlü de kapısı da açık
-
-Gönül
sohbet ister, kahve bahane
-
-Seçim
sistemi veya küçüklerin canı çıksın
-
-Adalet pazarda
alınıp satılmaz
-
-Yangına
körükle gidilmez
-
-Çek bir yasa
yağlı olsun
-
-Yüzme
bilmiyorsan, fazla açılma boğulursun
-
-Anamur’da
trafiğin hali ne olacak?
-
-MHP
9. Büyük Kurultayından notlar
-
-Anamur
Belediyesinde bir konser akşamı
-
-Cumhuriyetin
100.yılında Anamur
-
-24
Kasım öğretmenler gününde bir mektup
-
-Kurban bayramı kutlamalarından
hatırda kalanlar
-
-Anayasa değişikliği görüşülürken kısa
bir değerlendirme
|
KÖŞE YAZILARIMIZ TOPLAM
DEFA OKUNMUŞTUR...
_______________________________________________________________
Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi
ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|