Habertürk'ün 05 Ocak 2011 tarihli
haberi:
Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, Türkiye'deki gelir
dağılımının oldukça iyileşmiş durumda
olduğunu belirterek,
''Türkiye'de
kişi başına günlük 1 doların altında
yaşayan nüfusumuz artık yok''
demişti.
Babacan,
pek çok pembe tablo çizdikten sonra
şunları kaydetmişti:
“Türkiye, 2002'ye göre gelir
dağılımında çok daha iyi duruma geldi.
Artan refahın Türkiye'de benzer
ülkelere göre çok daha adil
paylaşıldı. Yükselen ekonomiler
arasında oran olarak yoksulluğun en az
olduğu ülkenin Türkiye'dir.”
Nihayet,
eklemişti:
“Öte yandan, bir de bizim sosyal
devlet olma sorumluluğumuz var. O
noktada da bizim sosyal koruma ağları
dediğimiz sosyal politikalar devreye
giriyor.''
x
x x
Habertürk'ün 19 Ocak 2011 tarihli
manşeti: "İKİ
AYLIK BEBEK AÇLIKTAN ÖLDÜ"
Haberin
ayrıntısı da şöyle:
Samsun'daki
hastane, iki aylık bebek için
“yetersiz
beslenmeden öldü” dedi.
Annenin
feryadı:
“Çayla kuru ekmek yiyordum, sütüm
bebeğime yetmedi.”
x
x x
ÜÇ AYDA 100 LİRA YARDIM
Söz konusu
bebeğin babası, iş kazasında
sakatlanıyor ve işsiz kalıyor. Devlet
maaş bağlıyor... 3 ayda 100 (yazıyla
100) lira!
Babacan'ın
“sosyal
devlet olma sorumluluğu”
dediği bu olsa gerek!
x
x x
BAŞBAKAN'IN TAVSİYESİNE UYMUŞLAR
Bebek 2 ay
önce, ailenin üçüncü çocuğu olarak
dünyaya gelmiş.
Yani fakir
oldukları halde, Erdoğan'ın
“en az 3 çocuk
yapın” tavsiyesini yerine
getirmişler.
Valilik
açıklama yapmış;
“aileye 2005'ten
beri 10 bin lira yardım yapılmış.”
Yani her ay
için 175 lira gibi bir rakam düşüyor.
Bu, doğru
bile olsa ailenin hangi ihtiyacını
karşılamaya yeter ki?
x
x x
İşte
“gelir dağılımın
oldukça iyileşmiş”, “refahı artmış”,
“yoksulluğun en az olduğu ülke
Türkiye”de son durum!
Başka söze
gerek var mı?
x
x x
SIFIR
Uçmaktan
ayakları hiç yere basmayan ve dahi
yüzünde gülücükleri eksik olmayan pek
komik, affedersiniz pek şirin bir
Dışişleri Bakanımız var.
Yeni dış
politikamızın mucidi!
Neydi o
politika?
Komşularla
“sıfır” sorun!
Dün iki
komşumuzun cumhurbaşkanları biraraya
gelmiş... Yunanistan ve
Ermenistan'ın... Yunanlı olanı demiş
ki; “İki ülke
halkı da geçmişte aynı barbar
(Türkler) tarafından kesildi.”
Tabii bu
İFTİRA ilk defa atılmıyor... Son da
olmayacak...
Bizim
üzüntümüz, komşuların bu iftiracı ve
uzlaşmaz tutumu bilindiği halde,
onlara gülücükler saçılması...
Tavizler verilmesi ve
“taviz”in
adının “sıfır
sorun” olarak bize
yutturulmaya çalışılmasıdır.
Eğer
Davutoğlu, ecdadımız hakkında yapılan
çirkin iftiraları sorun yapmıyorsa o
başka...
O vakit
elbette komşularla hiçbir sorunumuz
olmadığını iddia edebilir. O vakit,
elbette
“komşularla sıfır sorun”dan
bahsedebilir. Ama bu gerçek ve
gerçekçi olur mu?
Olmaz!
Ya ne olur?
Dışişleri
Bakanının dış politika notu
“0”,
yazıyla
“sıfır” olur.