Hayat
KONYA’DA ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Öğretmenler Günü programını izlemek için
24. Kasım. 2011 günü sabah 10.00’da Konya
devlet tiyatrosu salonuna girdim, bir yer
bulup oturdum.
Vali bizi bekletti...
Saat 10.00’da başlayacağı duyurulan
program vali Aydın Nezih Doğan’ın salona
10.30’da gelmesi nedeniyle 30 dakika geç
başladı. Yönetici, öğretmen ve
öğrencilerin salonda yarım saat beklemesi
hoş olmadı, programı izlemeden çıkıp
gidenler oldu.
27/11/2011 tarihinde anamurunsesi.com
yazdı.
___________________________________________________________________________
KONYA’DA
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Öğretmenler Günü programını izlemek için
24. Kasım. 2011 günü sabah 10.00’da Konya
devlet tiyatrosu salonuna girdim, bir yer
bulup oturdum.
Vali bizi bekletti...
Saat 10.00’da başlayacağı duyurulan
program vali Aydın Nezih Doğan’ın salona
10.30’da gelmesi nedeniyle 30 dakika geç
başladı. Yönetici, öğretmen ve
öğrencilerin salonda yarım saat beklemesi
hoş olmadı, programı izlemeden çıkıp
gidenler oldu.
Ani ve önemli bir işiniz çıkar ve programa
katılamayacak olursanız, haber
gönderirsiniz, program başlar.
Bir Cumhurbaşkanı veya Başbakan gelecek
olsa, öğretmen ve öğrenciler derslerinden
alınır, soğuk sıcak demeksizin
kaldırımlarda uzun süre bekletilir.
Demek bizde öğrenci ve öğretmenlerin
zamanlarına, derslerine fazla değer
verilmiyor, bu kesim dolgu malzemesi
olarak kullanılıyor.
Öğretmen ve öğrencilerimize verilen
değerin ölçüsü/kanıtı işte budur.
Son vakit “öğretmenin eli öpülür, hakkı
ödenemez” ama imamlara kirasız lojman
hazırlanırken öğretmenler kiralık ev
bulmakta zorlanırlar, yerine göre
imamların aldığı maaşı bile alamazlar.
Programda Selçuk Üniversitesi, Garnizon
Komutanlığı, İl Genel Meclisi, Özel İdare,
Belediye Başkanları, daire amirleri gibi
kurum ve makamlardan kimse yoktu.
Öğretmene verilen değeri anlamak için bu
da ayrı bir ölçüdür.
Sahne ve
program
Sahnenin arkası güzel hazırlanmış.
İzleyicilere göre sağda büyük boy
bayrağımız, solda, aynı ölçüde Atatürk
posteri, orta yerde, yurdumuzun her bir
yöresinden/ilinden alınmış fotoğraflar,
bölge bölge Türkiye’miz. Bence programın
en güzel ve öğretici çalışmalarından
birisi buydu.
Atatürk posteri çok kötü boyanmış.
Atatürk’ü hiç öyle görmemiştik. Bir
sonraki programa iyi boyanmış bir Atatürk
posteri ile çıkılmasını bekliyorum.
Programda göreve yeni başlamış bir
öğretmen ile yeni emekli olmuş bir
öğretmenimizin konuşmaları vardı. Bence bu
iki konuşmacının izleyicilerde bırakacağı
etki önemliydi. Emekli öğretmenimizin kısa
konuşması herkesin anlayacağı bir ses
tonunda, herkesin düşüneceği bir içerikte,
üzerinde çalışılmış değildi. Genç
öğretmenimizin konuşması yaşına uygundu.
Ne var ki konuşmada Türkçe sözcükler
yerine Arapça sözcüklerin çokluğu
dikkatimi çekti. Öğretmen ve yazar Sinan
Meydan’ın şiir ve yorumu güzeldi.
Naciye Mumcuoğlu Anadolu Lisesi’nin
hazırlayıp sunduğu programın en başarılı
bölümlerinden birisi, bu lisemizin
öğrencileri tarafından çalınıp söylenen
Türk halk müziği parçaları idi. Müzik
öğretmeninin bile bulunmadığı okulun
öğrencileri kız-erkek çeşitli
yörelerimizden, tabiat, vatan, millet, aşk
duygularıyla dolu türkülerimizi başarıyla
çaldılar, okudular. Benzeri programlarda
ilköğretim okulu öğrencilerimizin de içten
ve başarılı olduklarını göz önüne
getirirsek:
Önceleri başarılı olan çocuk ve
gençlerimizi, belirli evrelerden sonra
başarısız ve dağınık görüyoruz. Buradan
hareketle ortaöğretim, yükseköğretim ve
yaygın eğitim kurumlarımızın toplumumuzu
iyi eğitemediğini, bu alanlarda ciddi
çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu
söylemeliyiz.
Yeni
dönemin öğretmenleri
Programda göreve yeni başlamış
öğretmenlerimiz yemin ettiler; (öğretmen
andını içtiler) “Atatürk ilke ve
inkılâplarına bağlı kalacaklarına, Türkiye
Cumhuriyeti ve Türklük için
çalışacaklarına” söz verdiler.
O anda düşündüm: “Acaba bu
öğretmenlerimizin Atatürkçü olmalarına,
Türklüğü koruyup Türk milletine hizmet
etmelerine ne keder müsaade edilecek”
dedim. Baksanıza Türkiye’de milliyetçi ve
Atatürkçü çizgideki tüm kişi ve kuruluşlar
tasfiye ediliyor, anayasa ve
yasalarımızdaki “Atatürk-Türk”
sözcükleri çıkarılıyor, öğretmen ve
öğrencilerimiz hurafelere, ortaçağın
dehlizlerine çekiliyor.
O anda umudumu filan yitirmedim; Mustafa
Necatiler, Hasan Ali Yüceller, ilkokul
öğretmenlerim Ahmet Durular, Ahmet
Altaylar, Hasan Aydemirler geldi, bu yeni
öğretmenlerimizin içinden de Mustafa
Necatiler, Hasan Ali Yüceller çıkacak
dedim.
25 Kasım akşamı TV kanallarına baktım;
tamamına yakını Dersim üzerinden
Cumhuriyet’imizi kuranlara saldırıyor,
derebeylik sistemine övgüler düzüyordu.
Tüm güçlüklerimize rağmen umutsuz değiliz;
yurt ve ulusumuzu bölemeyecekler,
Cumhuriyetimizi yıkamayacaklar. Yeter ki
biraz daha bilinçli yaşayalım, özverili
olalım.
Yusuf
DÜLGER
İlahiyatçı-Gazeteci-Yazar
yusuf.dulger@hotmail.com
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
KÖŞE YAZILARIMIZ
DEFA OKUNDU...
___________________________________________________________
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma
Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|