Öğretmen okullarının kuruluşu kutlandı-Huseyin-Sinasi-Kose-Yazisi-www.anamurunsesi.com/

2 Haziranda yapılacak milletvekili seçimlerine 3 aydan daha kısa bir süre kaldı. Gündem sıcak ve çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Biz de gündemdeki gelişmeleri konu alan yazılar yazmaya çalışır ve gelişmeleri takip ederken, sosyal ve kültürel konuları yazmaya fırsat bulamıyoruz.

Belki biraz da bizim ihmalimiz veya tembelliğimiz sonucu olsa gerek. 1918’de başlayıp 9 Eylülde düşmanın denize dökülmesi ile son bulan, kurtuluş savaşının dönüm noktalarından biri olan İstiklal Marşının kabulü ve milli mücadelenin büyük şairi Mehmet Akif Ersoy’u anma yılı nedeniyle hazırlanan programları takip etme ve olup bitenleri yazma imkanımız olmadı.

12 Haziranda yapılacak milletvekili seçimlerine 3 aydan daha kısa bir süre kaldı. Gündem sıcak ve çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Biz de gündemdeki gelişmeleri konu alan yazılar yazmaya çalışır ve gelişmeleri takip ederken, sosyal ve kültürel konuları yazmaya fırsat bulamıyoruz.

2011 yılı Mehmet Akif Ersoy yılı ilan edildi. Bu nedeniyle geçtiğimiz hafta camilerde hutbeler okunup, dualar edildi. Anamur Eğitim-Bir-Sen şubesi tarafından Kaplan Düğün Salonunda bir konferans verildi. Yine Anamur Türk Eğitim-Sen şubesi öncülüğünde Anamur Belediyesi toplantı salonunda İstiklal Marşının kabulü üzerine ilginç bir program düzenlendi. 16 Mart 2011 akşamı sosyal ve kültürel etkinliklerden birini de, Anamur Şehit İbrahim Armut Anadolu Öğretmen Lisesi düzenledi.

Öğretmen Liselerinin 163. Kuruluş Yılı kutlama programı yine Anamur Belediyesi toplantı ve meclis salonunda gerçekleştirildi.

Anamur Belediyesi meclis ve toplantı salonunu buna benzer birçok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu salonda en son “Anamur 1. Muz Sempozyumu”nu izlemiştik. Ancak Anamur Şehit İbrahim Armut Anadolu Öğretmen Lisesi’nin hazırladığı kutlama programı kadar izleyici topluluğuna sahip değildi. Programa katılmak üzere geldiğimizde salon tamamen dolmuş, girişteki kafe bölümünde içeri girmeyi bekleyen bir kalabalık söz konusu idi. Daha sonra plastik sandalyelerle gelenlerin bir kısmı daha içeri alınabildi. Ancak yine de salona giremeyenler vardı. Salon hınca hınç dolu ve nefes alışverişlerden sıcaktı. Anamur Kaymakamı Cemil Aksak, Anamur, Ören Belediye Başkanları, Anamur İlçe Emniyet Müdürü, okul müdürleri, öğrenci velileri ve diğerleri davetliler arasındaydı.

Program saygı duruşu, istiklal marşının okunması ile başladı. Daha sonra okul müdürü H. Yakup Aslan bir konuşma yaptı. Konuşmanın arasında kaymakam beyin de öğretmen lisesi kökenli olduğunu söyledi. Müzik öğretmeni Elife Ayhan yönetiminde Türk Halk Müziğinin eşsiz eserlerinden bir demet dinledik. Okunan şiirlerin arkasından anı ve şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödüller verildi.

Ödül verme sırasında Anamur Kaymakamı kısa bir konuşma yaptı ve öğretmen lisesi kökenli oluşuna açıklık getirdi. Meğer kaymakam bey de bizim gibi öğretmen okuluna öğretmen olmak için girmiş, ama öğretmen olamadan öğretmen lisesinden mezun olmuş. Daha başka ortak bir özelliğimiz de kaymakam beyin resim, müzik gibi el becerisi ve kabiliyeti isteyen derslerde başarısız olduğunu ifade etmesi oldu.

Ödül töreni sırasında bir başka konuşma da Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe tarafından yapıldı. Törendeki kalabalık ve salonun yetersizliği karşısında gelecek sene için daha büyük çok amaçlı bir salon yapma sözünü verdi. Salonda büyük bir alkış tufanı koptu. Daha önce bir vesile ile belirtmiştim. Anamur Belediyesi meclis ve toplantı salonu önemli bir ihtiyacı karşılamaya başladı. Ama bu salonun yetersiz olduğu da açık. O nedenle Anamur Belediyesi kaynaklarını da zorlayarak aynı anda üçbin-beşbin kişiye hitap edecek toplantı, konferans ve tören yapılabilecek bir salonu çok acil olarak hizmete sokmanın yollarını bulmalı.

Bu noktadan sonra şöyle geriye dönüp bakıyorum. Öğretmen Okullarının 1848 yılında Sultan II. Mahmut döneminde bugünkü ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulmaya başladığı bilgisine ulaşıyoruz. Mili mücadele ve cumhuriyetin ilk kuruluşundan itibaren Atatürk’ün öğretmene ve eğitime verdiği önem dikkatimizi çekiyor. Arada bir de kırsal kalkınmanın öncüsü durumundaki köy enstitüleri gerçeği var. Bu dönemde memleketin en ücra köşelerinde bile kız ve erkek öğrencilere yönelik yatılı öğretmen okulları kurulmuş, bu okullardan mezun olan öğretmenler bulundukları yerlerde unutulmaz hizmetlere imza atmış. Nedense bu okullar yanlış bir hükümet politikası gereği daha sonra kapatılmış. Zor şartlarda binbir emek ve çabayla kurulan okullar, ya tamamen kapatılmış, ya günümüzdeki gibi liselere veya yüksek okullara dönüştürülmüş.

1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu gereği olarak, öğretmen okullarının, öğretmen liselerine dönüştürülmeye başlandığı 1974-75 öğretim yılının ilk kurbanlarından biri olduğumuzdan mıdır, bilmem hep gönlümüz biraz kırık ve hüzün doludur. Geçen yıl Nisan ayında Nazilli Öğretmen Okulu mezunları Fethiye buluşmasında benzer düşünceleri pek çok okul arkadaşından da dinledik. Aralarında öğretmen olanlar vardı, bir de öğretmen olamayıp başka mesleklerden olanlar vardı. Ama Nazilli Öğretmen Okullu olma ruhu onları birbirine bağlamış, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kişiyi bir arada toplayabilmişti. Biz de o ruh ve düşünceye şahit olma bahtiyarlığı ve mutluluğuna eriştik.

İnsanlar, bir arada bulunup, beraber ağlayıp, beraber güldükleri hüzünlenip sevindikleri anları, kolay unutamaz, arkadaşlarından vazgeçmezler. Aynı yerde beraber yapılan askerlik günleri, aynı okula beraber okunan yatılı okul yılları, aynı yerde bir arkadaş topluluğu ile birlikte yapılan iyi veya kötü işler hatıralardan kolayca silinip gitmez. Bu bakımdan yatılı öğrencilik yapmayan, askerlik yapmayan, bir toplulukla iyi veya kötü bir macera yaşamayanlar bu ruh ve duyguyu yaşayamaz ve anlayamaz.