PORSELEN
DÜKKÂNINDA OYNAYAN FİLLER
En sonda
söyleyeceğimizi en başta soralım ve
başlayalım; Misakı Milli sonrasında
Türkiye Cumhuriyeti devletinin herhangi
bir komşusuna yönelik yayılmacı bir
politikası, saldırgan bir tutumu veya
işgalci bir siyaseti olmuş mudur?
Özellikle Yunanistan tarafından 1974
Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında iyice
hızlandırılan stratejik gerilim
siyasetine paralel olarak Türkiye’nin de
gerilimi arttırmaya ve tansiyonu
yükseltmeye yönelik bir hamlesi görülmüş
müdür? Münferit olaylar dışında herhangi
bir ülkeyi veya o ülke vatandaşlarını
taciz etmeye yönelik teşebbüsleri söz
konusu mudur? Türkiye’nin yayılmacı bir
ve sinsi bir politika izlediğini, barış
istemediğini iddia etmek mümkün müdür?
13.10.2009'da anamurunsesi.com yazdı.
_________________________________________________________________________
PORSELEN
DÜKKÂNINDA OYNAYAN FİLLER
En sonda söyleyeceğimizi en başta
soralım ve başlayalım; Misakı Milli
sonrasında Türkiye Cumhuriyeti
devletinin herhangi bir komşusuna
yönelik yayılmacı bir politikası,
saldırgan bir tutumu veya işgalci bir
siyaseti olmuş mudur? Özellikle
Yunanistan tarafından 1974 Kıbrıs Barış
Harekâtı sonrasında iyice hızlandırılan
stratejik gerilim siyasetine paralel
olarak Türkiye’nin de gerilimi
arttırmaya ve tansiyonu yükseltmeye
yönelik bir hamlesi görülmüş müdür?
Münferit olaylar dışında herhangi bir
ülkeyi veya o ülke vatandaşlarını taciz
etmeye yönelik teşebbüsleri söz konusu
mudur? Türkiye’nin yayılmacı bir ve
sinsi bir politika izlediğini, barış
istemediğini iddia etmek mümkün müdür?
Sorular çoğaltılabilir; ancak bütün bu
sorulara verilecek tek bir cevap vardır.
Aklıselim sahibi, izan ve insaf bir
kimse azıcık da dirsek çürütüp mürekkep
yalamışsa bütün bu sorulara anında
“Hayır” diyecektir. Peki, öyleyse Nasreddin Hoca’nın
“Bu hırsızın hiç mi
suçu yoktu?” demesi gibi yıllardır vurun
abalıya misali içeride dışarıda
hırpalanan Türkiye’nin kapalı kapılar
ardında ve yangından mal kaçırır misali
ve hem de İsviçre’de bir garip
mutabakata imza atmasının mantığı nedir?
Sevr’e imza atan Sadrazam Damat Ferit
Paşa arkasında koca Osmanlı
İmparatorluğu’nun olduğunu sanıyordu;
ancak attığı imza o devletin
parçalanmasına neden oldu. İsmet İnönü
önce Mudanya’da ve hemen ardından da
Lozan’da anlaşmalara imza atarken
ardında kocaman ve güçlü bir Türkiye
şüphesiz ki söz konusu değildi; ancak
“Sizin karşınızda eşit şartlarda bu
masaya oturan Türkiye Devleti vardır.”
diyecek kadar dirayetli, devlet adamı
sorumluluğu içerisinde kararlı ve cesur
bir devlet anlayışı söz konusu idi.
Haydi o halde seçin bir tanesini ve bu
İsviçre mutabakatına uygulayın.
Garabetlerle dolu sözde Ermeni Açılımı
konusunda Türkiye’nin sırtını sıvazlayan
ve pohpohlayanlara bakınca kargalar bile
hicap duyuyorlar gülmemek için. Bir
tarafta 24 Nisan tarihini “resmen”
soykırım günü olarak kabul eden ve her
24 Nisan tarihinde güzel ülkemin güzel
insanlarını magazinsel haberlerle
“Amerikan Başkanı soykırım dedi mi
demedi mi?” gibi saçmalıklarla oyalayan
ve tamamen Ermeni, Rum ve Yahudi lobisi
üzerine inşa edilmiş Amerika, hemen
yanında Paris'in orta yerine 24 Nisan
Soykırım anıtı dikmekte asla tereddüt
göstermeyen, soykırımı ilk olarak ve
resmen kabul eden, Türkiye’nin AB
içerisine alınmaması için aşağılayıcı
şekilde sözler sarf eden Yahudi Nicholas
Sarkozy’nin Fransa’sı, hemen yanında
Türk aydınlarını 24 Nisan’da İsviçre’de
yapılan gösterilerde Ermeni soykırımı
diye bir saçmalığın olmadığını, bu
saçmalığın tarihi değil siyasi bir oyun
olduğunu bütün dünyaya haykıran Türk
aydınları tutuklama kararı çıkartan ve
dünü unutan insanlar tarafından sadece
saatleri ve çikolatasıyla hatırlanan
uygar Avrupa’nın yüz karası vahşi
İsviçre (arzu edenler İsviçre’nin yakın
tarihin bakıp bu ülkenin nasıl masum
insanların kanına girdiğini kolaylıkla
görebilirler.) ve son olarak da bizi
almamak için bin bir dereden su getiren
ve bu Ermeni safsatasını resmen kabul
eden Avrupa Birliği var.
ABD, İsviçre,
Fransa ve AB yememiş içmemiş ve tamamen
Türkiye’nin hayrına(!) olacak şekilde bu
mutabakatın imzalanması için arkadan
ittirip duruyorlar. Zaten kimsenin kendi
ulusal menfaatlerini falan düşündüğü
yok, varsa da yoksa da hep Türkiye’nin
iyiliği için uğraşıyorlar.
Bu mutabakat
anlaşması TBMM ve Ermenistan Meclisi’nde
görüşülecek ve onaylanması halinde
kademe kademe uygulamaya sokulacak.
Peki, Karabağ konusunda hem de
Azerbaycan Meclisi’nde vekillerin
gözlerinin içine baka baka verdiğiniz
sözler nereye gitti? Evlerinden
yurtlarından edilmiş o masum Azeri
Türklerinin geleceği ne olacak? Hani iki
devlet ve tek millettik. Azeri
kardeşlerimiz hala aynı düşüncedeler, ya
siz?
10 Ekim tarihinde takılan nikâh
yüzüklerinden sonra 24 Nisan tarihine
kadar düğün hazırlıkları da
bitirilebilirse nur topu gibi bir
çocuğumuz daha olur artık.
ABD Dışişleri
Bakanı Hillary Clinton ta Amerikalardan
neden koşup gelir İsviçrelere de illaki
imza diye tutturur hiç düşünmez misiniz?
Hiç mi tarih okumazsınız? Hiç mi
öngörünüz yok? Hiç mi ufkun ötesini
görecek kapasiteniz yok?
Akil
adamlarınız size Ermeni Anayasası’nın
13. maddesinde Ağrı Dağı’nın Ararat ve
Ermenistan topraklarında olduğunu
söylemezler mi? Ermeni Cumhurbaşkanı
Sarkisyan’ın Ermeni soykırımı konusu
tartışmaların dışındadır sözlerini hiç
mi duymadınız?
Fatih
Terim de gittiğine
göre maça Azeri Türklerini almaz, maçı
seyredecek olan seçtiğiniz beyefendilere
Ermenistan bayrakları dağıtır,
Türkiye-Ermenistan maçında milli takımı
da Hillary Clinton’a idare ettirirseniz
böylece dostluğumuz da iyiden iyiye
gelişir.
Dostlukla
kalın...
Doç.
Dr. Ulvi KESER
Atılım
Üniversitesi
ulvi.keser@gmail.com
Doç. Dr. Ulvi KESER'in
Sitemizde Yayımlanan Diğer Yazıları |
-MAGAZİN
KÜLTÜRÜ İLE DIŞ POLİTİKA
-KOSOVA
PENCERESİNDEN KIBRIS VE TÜRKİYE’YE BAKIŞ-(1.YAZI)
-KOSOVA
PENCERESİNDEN KIBRIS VE TÜRKİYE’YE BAKIŞ
-(2.YAZI)
-KOSOVA
PENCERESİNDEN KIBRIS VE TÜRKİYE’YE BAKIŞ
-(3.YAZI)
-KIBRIS'TA
KAHRAMAN BİR TÜRK KADINI
-AYŞE TATİLE ÇIKSIN; KIBRIS, ANAMUR VE
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
-ANAMUR'UN
SESİ RADYOSU, GERİDE KALANLAR VE
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
-RUMLAR
VE YUNANLILARA NE YAPTIK, ONLAR NE
YAPTILAR?
-BABUTSA İLE
BAŞLARKEN
-1955-1974
DÖNEMİ KIBRIS SORUNUNDA MERSİN VE
ANAMUR’UN STRATEJİK POZİSYONU
-20 TEMMUZ VE
FIRTINADAN ÖNCEKİ SESSİZLİK
___________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|