ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

 

     BABUTSAYLA BAŞLARKEN

   1878 yılında Kıbrıs adası İngiltere’ye sözde kiraya verildiğinde Rauf R. Denktaş’ın dedesi Şeherli Memed “Osmanlı gitti; ancak yine gelecekler.” Der ve Kıbrıs Türklerinin yönünün hep Akdeniz, Toroslar ve Anadolu olduğuna işaret eder.

    Bugün güzel memleketim Anamur’da yemeye doyamadığımız göleğez Kıbrıslı Türkler için golagas, düğünden ölüme her daim ihtiyaç duyduğumuz Murt ise Mersin olarak bilinir. Ya bu babutsa ne ola ki diyorsanız onu da en sona sakladım işte...

_________________________________________________________________________

     BABUTSAYLA BAŞLARKEN

    1878 yılında Kıbrıs adası İngiltere’ye sözde kiraya verildiğinde Rauf R. Denktaş’ın dedesi Şeherli Memed “Osmanlı gitti; ancak yine gelecekler.” Der ve Kıbrıs Türklerinin yönünün hep Akdeniz, Toroslar ve Anadolu olduğuna işaret eder. Aynı şekilde 1915 yılında İngilizler sömürgeleri Kıbrıs adasından Kıbrıs Türklerini zorla askere alıp Çanakkale cephesine sürdüklerinde Kıbrıslı Türkler kendi soydaşlarına karşı savaşmayacaklarını bildirirler ve ölümden kırbaç cezasına, falakaya ve sürgüne kadar ağır cezalara çarptırılmalarına rağmen kardeşlerine karşı silah çekmezler. 1916 yılına gelindiğinde Çanakkale’de İngilizler tarafından esir alınan Türk savaş esirlerini Kıbrıs’taki esir kamplarında görürüz. İngilizler Çanakkale’de esir ettikleri Türkleri Kıbrıs’ta Mağusa bölgesinde Karakol/Karakolos veya Caraolos esir kampında tuttukları gibi Fransızları da aynı bölgede bir terör kampı açmaları yönünde teşvik eder. Bunun sonucunda başta Çukurova bölgesi olmak üzere Anadolu’nun farklı yerlerinden toplanan Ermeniler ekmeğini yedikleri ülkeye savaş açmak üzere Kıbrıs’ın Monarga bölgesinde silahlı eğitimden geçerler. 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi sonrasında Çukurova’yı işgal eden güçler esasında Fransız üniforması giymiş Ermenilerdir ve bunlar tarihe Ermeni Doğu Lejyonu/Legion D’Orient olarak geçer.

    Kıbrıs Türkleri bir yandan Çanakkale esir kampındaki Türk askerlerini kurtarmaya çalışırken bir yandan da Ermeni Doğu Lejyonu’nun faaliyetlerini durdurmak için çaba gösterirler. Sıkıntılı süreç bununla da sınırlı değildir ve İngiltere adayı Yunanistan’a vermek üzeredir. İşte tam da bu noktada Yunanistan’ın bitmek bilmeyen Megali İdea’sı bir kere daha ortaya çıkar ve bu hayalleri boşa çıkarmak isteyen Dr. Behiç Bey, Hasan Karabardak, Dr. Esat Bey gibi toplum liderleri Anadolu ile birleşmeyi planlayan bir siyasi parti kurarlar. Birinci Dünya savaşı sonrası süreçte Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk tarafından yakılan aydınlanma ve özgürlük meşalesi Milli Mücadele olarak ortaya çıkarken pek çok Kıbrıs Türk’ünü bu mücadeleye destek verirken ve fiilen Anadolu’ya gelerek savaşırken görürüz. Kıbrıs Türkleri tarihin her döneminde yönlerini belirledikleri bir kere daha gösterirler ve anavatan bildikleri Anadolu’ya gönülden destek verirler.

    İkinci Dünya Savaşı sürecinde tıpkı ilk büyük savaşta olduğu gibi İngiltere tarafından çeşitli ikna(!) yollarıyla İngiliz ordusuna asker yazılan ve “katırcı” olarak isimlendirilen Kıbrıslı Türkler Yunanistan’dan Mısır’a çok geniş bir coğrafyada İngiliz üniformasıyla mücadele ederler. Winston Churchill’in İsmet İnönü’yü köşeye sıkıştırmak ve Türkiye’yi savaşa sokmak için geldiği Adana’da görüşmeler devam ederken iplerin gerilmesi ve iki ülke arasında savaş ilanının çok da uzak ihtimal olmadığı bir süreçte Suriye bölgesinde bulunan İngiliz birliklerindeki Kıbrıslı Türkler kendi aralarında gizlice toplanarak savaş çıkması halinde ele geçirebildikleri tüm silahlarla Türk sınırını geçmek ve Türk ordusuna katılmak için bir karar alırlar. Kıbrıs Türklerinin 1878’de başlayan anavatan sevdası ve özlemi 1940lı yıllarda aynı şekilde ve hiç dinmeksizin devam etmektedir. Bu sevda 1955 1 Nisan’ında emekli Yunan Yarbayı Grivas tarafından Yunanistan destekli olarak kurulan kanlı EOKA örgütüne karşı verilen mücadele, Türkiye’nin 1963-1967 döneminde Kıbrıs’a yönelik çeşitli askeri çıkarma girişimleri ve son olarak da 1974 Barış Harekâtı döneminde hep devam edecektir.

    www.anamurunsesi.com/Babutsa-Frenk inciri-dikenli incirPeki, bu durumun babutsa denilen şeyle ne ilgisi var derseniz kısaca belirteyim ve devam edeyim. Coğrafi, kültürel, siyasi, tarihi, ekonomik ve demografik özellikleri bakımından ada tarihin her döneminde Anadolu’nun bir parçası olmuştur. Bugün güzel memleketim Anamur’da yemeye doyamadığımız göleğez Kıbrıslı Türkler için golagas, düğünden ölüme her daim ihtiyaç duyduğumuz Murt ise Mersin olarak bilinir. Ya bu babutsa ne ola ki diyorsanız onu da en sona sakladım işte. Babutsa da bizim pek severek yediğimiz Firenk incirinden başka bir şey değil efendim. Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri bizim için o kadar yakın, o kadar vazgeçilmez ve o kadar içimizdedir işte.

    Dostlukla kalın...


Doç. Dr. Ulvi KESER

 

 Doç. Dr. Ulvi KESER
  Atılım Üniversitesi
ulvi.keser@gmail.com  

Doç. Dr. Ulvi KESER'in Sitemizde Yayımlanan Diğer Yazıları

-1955-1974 DÖNEMİ KIBRIS SORUNUNDA MERSİN VE ANAMUR’UN STRATEJİK POZİSYONU

___________________________________________________________

"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ  

 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]