ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

ANAMUR
Tarihçe
Coğrafi Durum
Yönetim
Turizm ve Tarım
    - Anamur'da Turizm
    - Anamur'a Ulaşım
    - Otobüs Firmaları
    - Dinlenme-Barınma Tesisleri
    - Anamur Ovası
    - Tarım Potansiyeli
    - Hayvancılık
    - Balıkçılık
    - Bitki Türleri
          - Muz
          - Çilek
          - Geleneksel Meyvecilik
                 - Ayva
                 - Erik
                 - Kayısı
                 - Nar
                 - Üzüm
                 - Kiraz
                 - İncir
                 - Yenidünya
                 - Zeytin
                 - Turunçgil
          - Alternatif Meyvecilik
          - Diğer Tarım Ürünleri

 

GELENEKSEL MEYVECİLİK


KAYISI YETİŞTİRİCİLİĞİ

 

Giriş
 

Kayısı dünya üzerinde Asya'da iran, Afganistan ve Türkistan'da, Avrupa'da özellikle Akdeniz kıyılarında; Afrika ve Avusturalya'da Güney Amerika, Arjantin ve Şili'de Amerika Birleşik Devletlerinde ve burada da özellikle Kaliforniya'da geniş ölçüde yetiştirilmektedir. Memle ketimizin tabiatı ve klimatolojik şartları kayısı ağacının yetiştirilmesine e1verişli olduğundan her yıl dikim sahasının artışı yanında verim arzu edilen seviyeye yükselmemiştir.
 

Kış aylarında siyahlara bürünmüş gibi bir manzara arz eden kayısı ağaçları ilkbaharda yaprak çıkarmadan beyaz çiçek açması çok hoş bir görüntü meydana getirmektedir. Ancak bütün çeşitler, özellikle Malatya çeşitleri bir hafta içerisinde çiçek açıp savdığında bazı seneler havaların çok erken ısınması sebebiyle don tahribatına maruz kalmaktadır.
 

Memleketimizde birim sahadan elde edilen ortalama miktar gelişmiş memleketlerle mukayese edilecek olursa çok düşük seviyede olduğu anlaşılır. Bu sebeple tekniğin icaplarına göre ağaçların yetiştirilmesi, bakımı, hastalık ve zararlılarla mücadelesi için çiftçinin geniş bilgiye sahip olması gerekmektedir.
 

Toprak İstekleri
 

Kayısı ağacı yarı sıcak ve kurak geçen bölgelerde, dağların bol güneş gören Güneye bakan eteklerinde derin ve su tutmayan, az meyilli ve hafif kireçli olan yamaçlarda çok iyi yetişmekte, hastalıksız, parlak, Iezzetli, tatlı, kokulu ve kuru maddesi fazla olan ürün elde edilmektedir. Kayısı ağacının gövde ve dalları kış aylarında -35°C kadar düşen soğuklara dayanmaktadır. Kayısı çiçekleri ıslak olmak şartıyla -1°C kadar düşen ısı derecesine mukavemet ederler.
 

Bazı yıllar ilkbaharda havalar ılık geçtiğinde tomurcuklar patlamak üzere veya çiçekte iken meydana gelen don olaylarından çok zarar görürler. Don olayları çiftçinin bütün ümit, emek ve hayallerini boşa çıkarmakta, sefil ve perişan etmektedir. Meyilli arazide soğuk hava alt taraflara çöktüğünden dikilen kayısı ağaçları dondan fazla zarar görürler. Fakat yukarılara Çıkıldıkça ağaçların dondan zarar görmesi kısmen önlenmiş olur. Kayısı ağaçları meyilli arazinin tesviye eğrileri üzerinde meydana getirilen teras veya çizgiler üzerine dikilirler. Meyilli arazide bu suretle meydana getirilen şekilde hem taban suyunun muhafazasına yardım ettiği gibi, yukarıdan aşağı inen yağmur sularının akıp gitmesini önlemekte ve toprak erozyonunu önlemektedir.
 

Kayısı ağaçları ekolojik şartlardan dolayı şiddetli kış ve ilkbahar donlarının tesiriyle çiçek tozlarının zarar gördüğü ve netice itibariyle çok az meyve vermesine sebep olduğu anlaşılmıştır. ilkbahar donlarının çiçek zamanına rastladığı yıllar havaların yağışlı ve şiddetli gitmesinden başka bu mevsimde kurak ve şiddetli rüzgarlar gibi faktörler de mahsulün miktar ve kalitesi üzerinde olumsuz tesir göstermektedir .Klimatolojik aksaklıklar yanında ağaçlar bazen de yanlış budama, gübreleme, sulama ve ilaçlamaya tabi tutulmaları mahsül üzerine olumsuz tesir yapmaktadır.
 

Beslenme şartları düzelince çiçek tozları muntazam şekilde faaliyet gösterdiğinden aksaklıklar ortadan kalkınca ağaçlar da bol meyve vermektedirler.
 

Bahçe Yerinin Seçimi
 

İlkbaharın geç donlarından etkilendiği için ova ve Çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir.Irmak kenarlarından, soğuk havaların toplandığı veya sislerin oturduğu çukur yerlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca bol ışık ve güneş istediğinden güney yamaçlar tercih edilmelidir. Meyilli arazide soğuk hava alt taraflara çöktüğünden dikilen kayısı ağaçları dondan fazla zarar görürler.Fakat yukarılara çıkıldıkça ağaçların dondan zarar görmesi kısmen önlenmiş olur. Kayısı ağaçları meyilli arazinin tesviye eğrileri üzerinde meydana getirilen teras ve çizgiler üzerine dikilirler. Meyilli arazide bu suretle meydana getirilen şekiller hem taban suyunun muhafazasına yardım ettiği gibi. Yukarıdan aşağıya inen yağmur sularının akıp gitmesini ve toprak erozyonunu önlemektedir.
 

Kayısı Fidanı Yetiştirilmesi
 

Kayısı ve Zerdali meyvelerinden, elde edilen çekirdekler tohum tavalarına sıra üzerine veya saçma olarak Sonbaharda ekilerek üzerine yıllanmış gübre ile kapatılır. İlkbaharda çöğürler bir miktar uzayınca seyreltme yapılır. Seyreltilen fideler istenilirse başka tarafa şaşırtılı. Gerek tohum tava1arından şaşırtılmış ve gerekse doğrudan dikilmiş olan tohumlardan yetişmiş olan çöğürler ilkbaharda yeşermeden önce 15 -20 cm. yüksekliğinden kesilirler. Bu çöğürler Haziran ayı içerisinde toprak seviyesine 8 -10 cm. yakın mesafeden sürgün göz aşısı yahut Eylül ayında durgun göz aşısı yapılır.
 

Göz aşısının yapılışı
 

-Anaçta Kabuğun T Şeklinde Kesilip Aralanması

-Gözün Kabuk Altına Sokulması

-Gözün Rafya İle Bağlanmış Şekli
 

Çöğürlere yapılan göz aşılarının tutup tutmadığını anlamak için aşıdan 15 -20 gün sonra rafyalar çözülürken yaprak saplarına dokunmak suretiyle düşüp düşmediği kontrol edilir. Eğer yaprak sapı düşmezse aşının tutmadığı anlaşıldığından hemen vakit geçirmeden tamir aşısı yapılır. Kışı şiddetli geçen iklim bölgelerinde durgun göz aşısı yapıldığında ertesi yılın baharında uzayan sürgünler daha önce bırakılan tırnak üzerine bir hafta veya 10 günlük ara ile iki yerinden rafya ile bağlanırlar. Bütün yaz boyunca çöğürden uzamış olan piç sürgünler zaman zaman kesilerek temizlenir. Daha ertesi yılın baharında ise, ağaçlara uyanmadan önce tırnak kesme ameliyesi yapılarak aşı sürgünlerinin anaçla kaynaşması sağlanır .
 

Çeşitli Şekillerde Kayısı Bahçesi Tesisi
 

Bahçe Yerinin Seçimi
 

İlkbaharın geç donlarından etkilendiği için ova ve Çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir.
 

Irmak kenarlarından, soğuk havaların toplandığı veya sislerin oturduğu çukur yerlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca bol ışık ve güneş istediğinden güney yamaçlar tercih edilmelidir. Meyilli arazide soğuk hava alt taraflara çöktüğünden dikilen kayısı ağaçları dondan fazla zarar görürler .Fakat yukarılara çıkıldıkça ağaçların dondan zarar görmesi kısmen önlenmiş olur. Kayısı ağaçları meyilli arazinin tesviye eğrileri üzerinde meydana getirilen teras ve çizgiler üzerine dikilirler. Meyilli arazide bu suretle meydana getirilen şekiller hem taban suyunun muhafazasına yardım ettiği gibi. yukarıdan aşağıya inen yağmur sularının akıp gitmesini ve toprak erezyonunu önlemektedir.
 

Kare Usulü Bahçe Tesisi
 

Kapama şekilde bir bahçe tesisi olup, bu usulde dikilen ağaçların sıralar arası ve üzerindeki mesafeler birbirine eşittir. Bu şekilde bir bahçe kurmak için dikilecek fidanların yerlerini tespit etmek maksadıyla ip, şerit, metre, kazık gibi araçlar kullanılır. Kare şeklindeki dikim usulü bilhassa geniş taç yapan ve uzun ömürlü ağaçlar için tatbik edilir.
 

Dikdörtgen Usulü Bahçe Tesisi
 

Dikdörtgen şeklinde tesis edilmiş bahçelerde sıralar arasındaki mesafeler sıralar üzerindekinden daha fazladır. Dikdörtgen usulünde tesis olunan bahçeye dikilen ağaçların miktarı diğer usullerinkine nazaran daha azdır.
 

Satranç Usulü Bahçe Tesisi
 

Bu usule beşli dikim usulü de denilir. Satranç usulünde kayısı gibi geniş taç teşkil eden ağaçlar kare şeklinde dikildikten sonra karelerin kesiştiği boşluklardan faydalanmak maksadıyla Şeftali gibi kısa ömürlü ve küçük taçlı ağaçlar dikilir. Geniş taçlı ağaçlar yetiştikten sonra ve tam mahsule yattıktan sonra ortada kalan kısa ömürlü ağaç sökülerek yok edilir.
 

Üçgen Usulü Bahçe Tesisi
 

Bu usulde bahçe tesis etmek için fidanlar eşkenar olan üçgenin köşelerine dikilir. Böylece bahçedeki ağaçların her istikametindeki araları birbirine eşit olduğundan her taraftaki güneş, hava ve topraktan aynı derecede faydalanırlar. Bu usul dikim bilhassa meyilli olan arazi için uygun görülmektedir. Diğer taraftan belli bir sahaya daha çok ağaç dikmek mümkün olduğundan çoğunlukla tercih olunan bir metottur.
 

Fidan Dikimi
 

Kışı şiddetli geçen iklim, bölgelerinde fidanların ilkbaharda dikilmesi daha uygun olur. Bu tarih şiddetli soğuk ve donlardan sonra gelen günlere rastlar ilkbaharın başlangıcı sayılan bu tarih donların çözüldüğü ve cemrelerin sona erdiği ve havaların yumuşamaya başladığı günlerdir. Fidan dikim tarihi iklim bölgelerine göre değiştiğinden bir tarih tespit etmek mümkün değildir. Esas itibariyle fidan dikim mevsimi Sonbaharda ağaçlar yapraklarını döktükten itibaren başlayarak tomurcuklar patlayıncaya kadar devam eder.
 

Fidan dikilecek çukurlar Sonbaharda yağışlardan önce açılmalı ve havalanması sağlanmalıdır. Çukurlar 60 cm. genişliğinde 60 cm. derinliğinde olmalıdır Dikilecek fidanların çukurları açılırken. üstten çıkan toprak bir tarafa, alttan çıkan başka bir tarafa yığılarak iyice karıştırılırlar böylece üstten çıkan toprak dikilen fidan çukurunun tabanına ve alttan çıkan da çukurun üst kısmına konur. Çukurun orta kısmına da topraktan malç yapılarak fidan bunun üzerine oturtulur.
 

Fidan çukurlarını en az 2 -3 ay öncesinden açmak faydalıdır. Fidan çukurunu açarken taş ayrık vs. gibi yabancı maddeıer tamamen ayıklanır. Eğer çukurun dip kısmı kireçli,taşlı,çakıllı ve molozlu ise burada çukur açmaktan vazgeçmelidir. Çünkü ağacın kök kısmı ileriki yıllar bu gibi kısımlara rastlayınca kurumasına sebep olur.
 

Fidan dikilirken kök boğazı ve aşı yerinin toprak seviyesinden muhakkak surette 3 -4 parmak yukarıda kalmasına dikkat edilmelidir .Fidan dikildikten sonra çukurun etrafına bir çanak yapılır. Fidan dikilirken kök boğazı ve aşı noktalarının toprak seviyesinden aşağı düşmemesine dikkat edilir. Aksi takdirde derin dikimden dolayı boğaz kısmında arızi (yalancı) kökler meydana geleceğinden dışındaki esas kökler havasızlıktan çürümeye başlayacağından çok geçmeden fidanın kurumasına sebep olur .Fidan dikildiğinde hereğe bağlanmalı ve önce herek sonra fidan dikilmeli ve fidan hereğe ters sekiz şeklinde ve oynak bağlanmalıdır. Dikim işi sona erince derhal bir can suyu verilmelidir. Dikimde her fidan için 10 kg. yanmış yıllanmış çiftlik gübresi ile 400 gr. Amonyum Sülfat. 200 gr. Potasyum Sulfat, 200 gr. Super Fosfat verilmelidir.
 

Kayısı Ağaçlarına Verilecek Mesafeler
 

Kayısı bahçesi tesisi maksadıyla dikilecek fidanlara verilecek aralık ve mesafeler iklim ve arazinin durumuna ve toprağın karakterine göre değişir Genel olarak sulanabilen ve derin olan topraklar için verilecek mesafeler susuz veya kıraçlara nazaran daha geniştir.
 

Memleketimizde kapama şeklinde tesis edilecek kayısı bahçeleri için fidanlar arasındaki aralık ve mesafeler kare şekli için genellikle 10 x 10 m.. kıraçlar için 8 x 8 m. dikdörtgen şekli için 8 x 10 m. uygun sayılmaktadır .
 

Bakım
 

Kayısı bahçeleri herhangi bir şekilde kurulduktan sonra bakım işleri gelmektedir. Randımanlı ve kaliteli bir mahsul alabilmek için ağaçların zamanında budanması, kuru dalların ayıklanması, toprağın layıkıyla işlenmesi, sulanması, gübrelenmesi, hastalık ve zararlılarla mücadelesi gerekmektedir.
 

Kayısı Ağaçlarının Budanması
 

Ağaçlarda taç şekli maksadıyla yapılan budamalar esnasında ana ve tali dallar üzerinde uzanmış olan obur dallar ile aynı istikamette birbirine çok yakın uzanmış olan sürgünler kesilir. Bu suretle yapılan azaltma neticesinde ağaçtaki fazla yük kalkmış olacağından büyüme teşvik edilmiş ve iyi ,bir bahçe kurulmuş olur.
 

Eğer ağaç zayıf büyüyorsa meyve tutma durumu azalır .Bu taktirde ağaçtaki Lüzumsuz tacın şeklini bozan dallar tamamen yok edilir. Genellikle çok ince ve uzun dalcıklar daima uzun budanır. Aksi taktirde ertesi yıl meyveleri çok küçük ve yeni sürgünler ise zayıf kalır. Bunlar kış donlarında da çok zarar görürler Kış ve ilkbahar donlarından zarar görmüş olan ağaçlar umumiyetle sene içerisinde hiç bir zaman budanmazlar. Kayısı ağaçları verim yıllarında meyve tomurcukları bir senelik genç sürgünler üzerinde teşekkül ederler. Kayısı mahsulünün kolay toplanabilmesi için alçak boy tatbik edilir.
 

Kayısı ,ağaçları yalnızca dikildikleri yıllarda taç teşkili maksadıyla şekil budaması yapılırsa da diğer verim yıllarında katiyen budanmazlar. Ancak don ve hastalıkların tesiriyle kurumuş olanlar kesilerek yok edilir.
 

Çeşitli Budama Şekilleri
 

Kayısı için en uygun şekil Öşberg, modifiye lider ve nihayet goble sistemi budamadır.
 

Ösberg Goble Karışımı Budama
 

Bu şekil budama pramit şeklinde olup 40 derecelik açı ile orta dal üzerinde helezonvari biri diğerinin alt kısmına gelmemek üzere yapılmaktadır.Ağacın tacını teşkil eden yan dalların bile sürgünü birbirine aşılanmış olduğundan mahsul zamanı aşağı sarkmasına ve dolayısıyla çatal destek konmasına Lüzum kalmamaktadır.
 

Goble Modifiye Karışımı Budama
 

Kayısı ağaçları son yıllarda en iyi şekilde goble -modifiye Lider karışımı sisteminde budanmaktadır.
 

İyi bir şekilde budanmış olan kayısı ağacının ana dalları bir şemsiye gibi muntazam bir Surette açılmış olması ve gövdeyi güneşin yakıcı tesirinden koruyacak şekilde salkım söğüt gibi her yönünü kapatmış olması gerekmektedir.
 

Goble Sistemi Budama
 

Bahçeye yeni dikilmiş bulunan aşılı kayısı fidanlarına goble şekil vermek için 3 sene devamlı olarak budanır. Goble şekline ,kase veya vazo biçimi budama da denmektedir. Bu maksatla fidanlar ilk sene baharda 110 cm. yüksekliğinde budanır.
İkinci sene tepeye yakın üç gözden uzayan dallar 10-15cm.mesafedeki yan gözler üzerinde kesilir. Yaz ayları boyunca bu dallar üzerinde dikine veya obur sürgünler yok edilecek diğerlerinde (Yeşil budama) uç alma yapılır. ikinci sene teşkil eden bu üç sürgün tekrar 10 -15 cm. mesafeden kesilir.
Aynı suretle yaz ayları devamınca yeşil budama tatbik edilir. Diğer taraftan gövdenin kalınlaşması için üzerindeki tali sürgünler de kalınlaşarak, yok edilerek incelerinde uç alma yapılır. Böylece 3 sene devamlı olarak yapılan budama neticesinde taç teşekkül etmiş olur ki daha sonraki yıllar hiç bir suretle budama yapılmayarak yalnız kuru dallar ayıklanır.
 

Modifiye Sistemde Budama
 

Bahçeye dikilmiş olan aşılı genç fidanlar ilk senesinde 110 -150 cm. yüksekliğinden tepesi kesilir. ikinci yıl yerden 40 -50 cm.'den itibaren 15 -20 cm. ara ile ve helezonvari biri diğerinin üstüne gelmemek şartıyla 5 göz veya dalcık bırakılarak diğerleri yok edilir.
 

ikinci sene ağaca bir piramit şekli vermek suretiyle bu dalcıklar 15 -20 cm. mesafede ve dış göz üzerinde kesilerek gövdeye 45 derecelik bir açı teşkil etmek suretiyle uzaması sağlanır . Bütün yaz boyunca ana dallar üzerinde dikine uzayan obur dallar yok edilerek yan ve alt kısımdakiler muhafaza edilir üçüncü seneden itibaren ağacın hem genel şekline hem de ana ve tali sürgün dallardan ,uzayanları her birine piramit şekil vermeye gayret edilir .Yaz ayları devamınca ana ve tali sürgün dallar üzerinde uzayan genç sürgünler 15 -20 cm. den daha kısa bırakılmak suretiyle uç alma yapılır .
 

Modifiye Lider Sisteminde Budama
 

Modifiye lider sisteminin en büyük faydası ağacın gövdesini yere yakın kısmından itibaren taçlandıracak güneşin yakıcı tesirinden korumaktır. Diğer taraftan ana dallardan uzayan genç sürgünler alttakilere aşılandığında aşılı kalmakta ve meyve ağırlığı dolayısıyla aşağı sarkmaktan ve kırılmaktan kurtulmaktadır. Bu suretle mahsulün bol olduğu yıllar ana dalların altına çatal sırık ve destek koymaya lüzum kalmamaktadır.
 

Bahçe Toprağının İşlenmesinde Güdülen Amaçlar
 

Bahçe toprakları genellikle aşağıda sıralanan amaçlarla işlenir.

 

1. Ağaçların su ve gıdalarına ortak olan yabani otların yok edilmesi.

2. Çeşitli gübrelerin toprağa karışmasını sağlamak.

3. Toprağın verimliliğini sağlayan küçük canlı varlıkların çalışmasını sağlamak.

4. Köklerin solunumlarını ve topraktaki besin maddelerinin çözümlenmesini ve toprağın havalanmasını temin etmek.

5. Yağmur sularının toprak tarafından kolaylıkla emilmesini sağlamak ve kurak bölgelerde yağmur sularının akıp gitmesini önlemek.

6. Kış aylarında toprağa inen haşerelerin bıraktığı koza ve kurt şekillerini yok etmek için yapılır.
 

Kayısı bahçeleri Sonbaharda toprak tavında iken iklim bölgelerine göre Ekim -Kasım ayları içersinde 15 -20 cm. derinliğinde pullukla işlenir. Veya bel ile bellenir. Böylece Sonbaharda toprağı işlenmiş olan kayısı bahçeleri kışın yağan yağmur ve kar sularını daha iyi bir şekilde tuttuğundan ağaçlarda da sıhhatli ve meyveleri daha bol ve kaliteli olur. Kayısı bahçeleri ilkbaharda 10 -15 ve yaz aylarında ise 8 -1 0 cm. den fazla derin olmamak suretiyle yağmur ve sulamalardan sonra işlemek çok faydalıdır.Bu mevsimlerde toprak disk -karo, kültivatör .kazayağı veya rotavatör denilen çapa makinalarından biriyle ,her seferinde bir öncesine nazaran çaprazlama olarak sıralar arası işlenir .
 

Kayısı ağaçları her defasında belli bir seviyede işlemek gerekir. Zira ağaçların kökleri toprak işlemesine tabi olarak belli bir derinlikte gelişirler .Bu itibarla toprağı bazen yüzeyden bazen de çok derinden işlemek çok zararlıdır . Hele yazın çok şiddetli sıcak geçen aylarda lüzumsuz yere toprağın işlenmesi nemin kaybolmasına sebep olur.
Sonbaharda kayısı bahçesi pullukla işlenirken toprağın havalandırılması için bol yağmur ve sulamalardan sonra 2 -3 gün geçmiş olması gerekir. Sonra ilkbaharda toprağı işlenmiş olan bahçeler yağmurlardan daha çok faydalanırlar.
 

Kayısı Bahçelerinin Sulanması
 

Kayısı, ağaçları genel olarak sudan hoşlanmaz. Ancak meyvelerin irileştiği ve olgunlaştığı yaz devresinde sulanması gerekmektedir. Umumiyetle ,kayısı ağaçları meyili arazinin eteklerine dikilir .Su tutan ve derin topraklara dikilmiş olan kayısı ağaçları zamk çıkarmakta ve çok miktarda çiçek ve meyve dökümü yapmaktadır.
 

Kışı şiddetli geçen bölgelerde kayısı ağaçlarının sulanmasını iyi bir şekilde ayarlamak icabeder. Genelikle kayısı ağaçlarının sulanmasına Mayıs ayından itibaren başlanarak ağaç 22 Ağustos tarihine kadar her 20 günde bir tekrarlanması ve 26 Eylül'e kadar devam ettirilmesi gerekir. Bu tarihten sonra bilhassa taban araziye dikilmiş olan kayısı ağaçlarının sulanması neticesi meydana gelen genç sürgünler henüz odunlaşmadığından kışa girdiğinden soğuk ve dona mukavemet edemeyecek yanacaktır. Yani sıcak ve yağmursuz geçen bölgelerde her 20 -25günde bir defa olmak üzere 4 -5 defa sulanır. Ayrıca kayısı mahsulleri, hasat edilmeden 10 gün evvel sulanması gerekmektedir.
 

Ayrıca verilen suyun miktarı ve zamanları toprağın çeşidine iklim ve arazi durumuna göre değişir. Kökleri derinde olmayan ağaçlara daha sık su verilir. Killi ve süzek olmayan topraktan daha seyrek su verildiği halde kumlu ve süzek olanlara az fakat daha sık su verilir. Sulama suyunun bilhassa yazın şiddetli sıcaklarının devam ettiği günlerde gövdeye su değmemesi lazımdır. Bu sebepten suyun gövdeye temas etmemesi için Çevresine topraktan bir yalak yapılır. Esasen yaşlanmış ağaçlarda gövde üzerine değerek verilen suyun hiçbir faydası yoktur. Çünkü ağacın özsuyunu temin eden kılcal kökler tacın gölgelediği yuvarlağın toprak üzerinde bıraktığı çizgi üzerinde bulunmaktadır. Bu sebeple gerek su gerekse gübre, bu kısım üzerine verilir. Umumiyetle meyve bahçeleri 4 şekilde sulanır.
 

1- Sızdırma usulü

2- Tava usulü

3- Çanak usulü

4- Yağmurlama usulü
 

Sızdırma Usulü İle Sulama: Kılcal köklerin layikiyle faydalanması için meyve bahçesinde dikili olan ağaçların sıraları arasında 25 -30 cm. derinliğinde özel pullukla açılan harklardan salma suyu geçirmek suretiyle sulanır ...
 

Tava Usulü İle Sulama: Eğer toprak ağır killi vasıfta ise meyve bahçeleri tava usulüyle sulanır .Bu metot daha düz olan arazide geçirgen olmayan topraklarda tavsiye edilir .Burada esas her ağaç bir tava içerisine alınacaktır .Bu şekilde hazırlanan tavalara bırakılan su toprağın yapısına ve karakterine göre belli bir zaman içerisinde ve belli bir derinliğe kadar nüfus etmesini sağlamaktır .
 

Çanak Usulü Sulama: Meyve bahçelerindeki ağaçları çanak usulüyle sulamak için sulama suyunun kök boğazlarına değmemesi maksadıyla iki çanak yapılır. Bunlardan içtekine hava yatağı denilmektedir. Dıştaki yatağın içerisine en yakın harktan su bırakılır. Bazı üreticiler sulama suyunun gövdeye değmemesi için kök boğaz kısmına toprak yığarlarsa da doğru değildir. Çünkü kök boğazının etrafındaki toprak ısının tesiriyle bu kısmı çürüttüğünden ağacın kurumasına sebep olur. Ağacın kök boğazı etrafına yapılan çanağın, genişliği taç kısmının büyüklüğüne ve toprak üzerinde bıraktığı gölgenin büyüklüğüne göre değişir.
 

Yağmurlama Usulüyle Sulama: Yağmurlama tesisleri sabit ve seyyar olmak üzere iki türlüdür .Her iki usul için de basınçlı suya ihtiyaç vardır .
 

Kayısı Ağaçlarının Gübrelenmesi
 

Bir canlı varlık olarak kayısı ağaçları yaşadıkları müddetçe büyümesi, çiçek açması, yapraklanması, sürgün vermesi ve meyve bağlaması için belli ölçüde besin maddelerine ihtiyaç göstermektedirler .Ağaçlar topraktan aldıkları besin maddeleri çok çeşitli olup, her türlü toprakta yeteri kadar bulunmazlar. yahut ta zamanla nispetleri azalır. veya büsbütün yok olurlar. İşte bu suretle eksilen besin maddeleri toprağa iade edilmeyecek olursa ağaçlar zayıf kalacaklarından çeşitli aksaklıklar meydana gelir.
Gübreleme ameliyesinde en iyi ve ekonomik sonucu alabilmek için aşağıdaki hususların çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
 

1- Hangi cins gübre kullanılmalıdır.

2- Gübrenin şekli nasıl olmalıdır.

3- Gübre toprağın neresine verilmelidir.

4- Gübreler ne zaman verilmelidir.

5 -Gübreler nasıl verilmelidir.

6- Ne miktar gübre kullanılmalıdır.
 

1- Hangi Cins Gübre Kullanılmalıdır

 

Kullanılacak gübrenin cinsini tayin etmek için toprak analizlerinin yapılması lazımdır. Ayrıca, bitkinin türü ile iklim de göz önünde bulundurulmalıdır. Kireçli topraklar içinsuda erir fosfor asidini havi gübreler (bulgur) şeklinde gübreler ile asit karakterindeki azotlu gübreler tercih edilmelidir. Mikroorganizma faaliyeti düşük olan, özellikle asitli topraklar için nitrat şeklindeki azotlu gübreler uygundur.
 

2 -Gübrenin Şekli Nasıl Olmalıdır
 

Gübreler, gaz, Sıvı ve katı şekilde bulunurlar. Katı haldeki azotlu, fosforlu ve potasyumlu gübrelerin toprak ve bitki şartlarına uyacak nispetlerde suda eritilmelerinden sıvı gübreler elde edilir. Sıvı gübreler özel aletlerle toprağa verilir.
 

3-Gübreler Toprağın Neresine Verilmelidir
 

Gübrelerle verilen besin maddelerinden bitkilerin azami derecede faydalanmaları için kök sistemi çevresinde uzun müddet elverişli halde kalabilmektedir. Bu sebepledir ki gübreler, kılcal köklerin bulunduğu kısma tatbik edilir. Fosfor asidini havi gübreler toprağın 15 -20 cm. derinine gömmek lazımdır. Aksi takdirde 3 -4 cm. derinliğinde veya sathında verilecek olursa yağmur ve sulama sularıyla kökün bulunduğu derinliğe inemeyeceğinden bitkiler bundan faydalanamazlar. Nitrat şeklinde azotlu gübreler çabuk eridiğinden hafif şeklindeki yağışlarla daha elverişli derinliğe inerler. Onun için bu cins gübreleri toprak üzerine serptikten sonra çapa ile hafif şekilde karıştırmak yeterli olmaktadır. Bu gübreler fosforlu gübrelerde olduğu gibi derine verilecek olursa bu defa kök bölgesinden daha derinlere gideceğinden bitkilerin yararlanmaları çok azalır.
 

4 -Gübreler Ne Zaman Verilmelidir
 

Toprağın tabii verimlilik durumunun değişik olması çeşitli bitkilerin gelişme devreleri boyunca besin maddelerinden değişik zamanlar içerisinde ve çeşitli miktarlarda faydalanmaları toprakların bazı besin maddelerine belirli bir zaman içerisinde bitkilerin yararlanamayacakları şekilde dönüştürüldükleri iklim faktörlerinden bilhassa yağışın miktarı ve dağılışı itibariyle tatbik edilen gübrelerin yıkanması üzerine tesiri, gibi faktörler iyi bilindiği takdirde en uygun gübre verme zamanının tayin etmek kolaylaşır.
 

6 -Ne Miktar Gübre Kullanılmalı
 

Kayısı bahçeleri için her üç yılda, bir dönüm başına 3 ton çiftlik gübresi verilmesi en uygun şekildir .Suni gübrelerden her yıl ağaç başına her ağacın yaşı için 100 gr .hesabı i Ie (Ör : 1 0 yaşındaki ağaca 1 kg.) verilmesi faydalıdır .Fosforlu ve potaslı gübreler Sonbaharda ağacın gövdeden itibaren 1 -1 ,5 m. dışına açılacak bir ark içerisine bant şeklinde verilmesi Azotlu gübrelerinde ilkbaharda Mart başında 2/3 ünü Mayıs başında 1/3 ünü olmak
 

KAYISI YETİŞTİRİCİLİĞİ-1
 

Tarihçesi
 

Dünyanın en önemli kayısı üretim merkezlerinin başında Anadolu gelir. Türkiye yıllık 500 bin tonluk üretimle dünya yaş kayısı üretiminde birinci sıradadır. Fakat, ağaç başına verim tarımda ileri gitmiş ülkelerde 100 kg’ın üzerinde iken bizde bu miktar 30-40 kg gibi çok düşük düzeydedir.
 

Kayısının bilimsel adı Prunus armeniaca L. veya Armeniaca vulgaris Lam olduğundan dolayı anavatanı Ermenistan olarak algılansa da asıl anavatanı Çin’in kuzeydoğu dağlık alanları ile Orta Asya ve Mançurya’yı içine alan geniş bir bölgedir. Kayısı Büyük İskender’in Asya seferleri sırasında (M.Ö.330-323) İran ve Trans Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya getirilmiştir. Daha sonra Romalıların Anadolu’ya istilası sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya’ya sonra Yunanistan’a götürülüp buradan tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
 

Ülkemizde kayısı üretimi başta Malatya olmak üzere, Elazığ, Erzincan, Sivas, İçel(Mut), Antalya, Hatay, Kars, Iğdır yörelerinde yapılmaktadır. Isparta ilinde ise Eğirdir gölünün kuzey tarafında kayısı üretimi yapılmaktadır.
 

Toprak ve İklim İstekleri
 

Kayısı ağacı yarı sıcak ve kurak geçen bölgelerde, dağların bol güneş gören güneye bakan eteklerinde derin ve su tutmayan, az meyilli ve hafif kireçli olan yamaçlarda çok iyi yetişmektedir. Buralarda yetiştirilen kayısılar genelde hastalıksız, parlak, lezzetli, tatlı, kokulu ve kuru maddesi yüksek meyveler oluşturmaktadır.
Kayısı ilkbaharın geç donlarından etkilendiği için, bahçe tesisinde ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir.
 

Kayısı ağacının gövde ve dalları kış aylarında -35°C kadar düşen soğuklara, çiçekleri ise ıslak olmak şartıyla -1°C kadar düşen ısı derecesine mukavemet edebilmektedir. Bazı yıllar ilkbaharda havalar ılık geçtiğinde tomurcuklar patlamak üzere veya çiçekte iken meydana gelen don olaylarından çok zarar görürler. Meyilli arazide soğuk hava alt taraflara çöktüğün için dikilen kayısı ağaçları dondan fazla zarar görürler. Fakat yukarılara çıkıldıkça ağaçların dondan zarar görmesi kısmen önlenmiş olur.
Meyvelerin yüksek kalitede olgunlaşabilmeleri için yaz aylarında atmosferin kuru olması gerekir. Havası nemli, ilkbaharı sisli geçen yerlerde çil hastalığı fazlaca görülür.Taban ve nemli topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri sulu, iri ve kuru madde miktarı düşük olduğundan bu topraklarda yetiştirilen çeşitler sofralık olarak değerlendirilmeye uygundur.
 

Buna karşılık kıraç topraklarda yetiştirilen kayısı ağaçlarının meyveleri ufak olup yüksek kuru madde ve düşük su içeriğine sahip olduklarından bu gibi çeşitler daha ziyade kurutmalık olarak kullanılır.
 

Toprak Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar

 

Kayısı tınlı, kumlu-tınlı, ve tınlı-kireçli topraklardan hoşlanır. Kökleri derine ineceğinden taban suyunun en az 2-4 m. derinlikte olması gerekir. Aksi takdirde ağaç kökleri havasızlıktan zarar görür ve zamk hastalığına yakalanır. Taban suyu yüksek olan arazilerde mutlaka drenaj hendekleri açılmalıdır.
 

Kayısı Anaçları
 

Kayısıda anaç seçiminde iklim ve toprak şartları, hastalık ve zararlılar, ağaç büyüklüğü, verim, meyve kalitesi ve aşı uyuşmazlığı gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Başlıca kayısı anaçları ve özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.
 

Zerdali: Kayısı çöğür anacı üretiminde zerdali ve kültüre alınmış kayısı çeşitlerinin çekirdekleri kullanılır.Verimli, yüksek meyve kalitesine sahip olmasının yanı sıra kültür çeşitleri ile uyuşması, nematod, kireçli, hatta kısmen tuzlu topraklara ve kurağa dayanımı bakımından zerdali anaçları tatminkar sonuçlar vermektedir. Zerdali anacı üzerine aşılanmış kayısı çeşitlerinin olumsuz yönü ise ürüne birkaç yıl geç yatması, ağaçların büyük olması, taban suyu yüksek, ağır topraklarda başarısız sonuçlar alınmasıdır.
 

Badem: Kireçli ve taşlı topraklarda kayısıya anaç olarak badem kullanılır. Badem anacı kazık köklü olduğundan diğer anaçların iyi gelişemediği kurak koşullarda daha iyi sonuçlar verir. Kayısı ile badem arasında gecikmiş aşı uyuşmazlığının olması en büyük dezavantajıdır.
 

Şeftali: Güney ve Kuzey Amerika’da kayısı yetiştiriciliğinde şeftali anaçları geniş ölçüde kullanılırken, Avrupa’da pek fazla yaygın değildir. Kurak koşullarda şeftali üzerine aşılanmış kayısı çeşitleri diğer anaçlara göre daha iyi gelişir. Şeftali nemli topraklarda dayanıklı olmayıp, hafif ve geçirgenliği iyi olan topraklarda gelişmelerini normal şekilde sürdürür. Bademde olduğu gibi şeftali üzerine aşılanmış kayısı ağaçlarında da gecikmiş aşı uyuşmazlığına sıklıkla rastlanılmaktadır. Ayrıca şeftaliler nematoda karşı hassastırlar.
 

Erik Anaçları: Taban suyu yüksek ve fazla su tutan killi topraklarda kayısı için erik anaçları tavsiye edilir. Tohumdan elde edilen Myrobalan çöğürü bir takım dezavantajları olsada günümüzde kullanılan bir anaçtır. Killi topraklar dahil her türlü toprağa uyum sağlar, kireç ve kuraklığa karşıda dayanıklıdır. Myrobalan’nın seleksiyonlarından “Myrobalan 29” verimliliği ve ağacının sağlamlığı itibarı ile en fazla kullanılan tiptir.
 

Erik anaçları ile bazı kayısı çeşitleri arasında gecikmiş aşı uyuşmazlığı bulunmakta ve aşı noktalarından kırılma olmaktadır. Bu durum erik anaçlarının olumsuz yönünü oluşturmaktadır.
 

Kayısı Bahçesi Tesisi
 

Kayısı bahçesi kurulmasında dikkat edilecek hususlar
 

1- Yön ve Yöney: Kayısı kazık kök yapısına sahip olduğundan yamaçlardan meyil derecesi %20 ye kadar olan yerlerde rahatlıkla yetişebilmektedir. Hatta ilkbaharın geç donlarından çabuk etkilendiği için kayısı ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlarda daha iyi netice vermektedir. Ayrıca bol ışık ve güneş istediğinden güney yamaçlar tercih edilmelidir.
 

2- Toprak Derinliği ve Toprak Vasfı: Kayısı soğuk ve derin ağır topraklarda iyi netice vermemekte kökler boğulmak suretiyle zamk çıkarmaktadır. Bu nedenle kumlu-tınlı, iyi havalanabilen ve kireççe zengin topraklar kayısı bahçesi için ideal topraklardır.
 

3- Taban Suyu: Kayısı ağacının en çok etkilendiği husus taban suyunun toprak yüzeyine yakın oluşudur. Bu nedenle taban suyunun yüksek olduğu yerlerde kayısı bahçesi kurulmamalıdır.
 

4- Kayısı Bahçesi Tesis Edilecek Yer: Yol durumu, pazara yakınlığı veya uzaklığı dikkate alınmalıdır.
 

5-Pazar Durumu: İç ve dış pazar istekleri göz önünde bulundurularak çeşit seçimi yapılmalıdır.
 

Dikim Sahalarının Hazırlanması
 

Daha iyi bir kayısı bahçesi tesisi için dikim sahalarının ilkbaharda krizma edilmek suretiyle toprak sonbahara kadar dinlenmeye bırakılmalıdır. Krizma yapmak imkanı olmadığı takdirde tesis edilecek yerin traktörle birkaç kez derin sürülmek suretiyle yine sonbahara kadar yabancı otlardan temizlenmesi, toprağın havalanması ve dinlenmesi gerekmektedir.
 

Dikim Şekilleri
 

Kayısı yetiştiriciliğinde bahçe işlerinin kolay ve seri yapılabilmesi için fidanların toprağa muntazam bir şekilde dikilmeleri gerekir. Bahçe tesisinde kullanılan dikim sistemleri şunlardır. Kare usulü bahçe tesisi, dikdörtgen usulü bahçe tesisi, satranç usulü bahçe tesisi, üçgen usulü bahçe tesisidir.
 

Fidan Dikimi
 

Kışı sert geçen bölgelerde fidanların ilkbaharda dikilmesi daha uygun olup, dikim şiddetli soğuk ve donlardan sonra gelen günlerde yapılmalıdır.
 

İlkbaharın başlangıcı sayılan bu günler donların çözüldüğü ve cemrelerin sona erdiği ve havaların yumuşamaya başladığı zamandır.
 

Fidan dikim tarihi bölgelere göre değiştiğinden tek bir tarih tespit etmek mümkün değildir. Esas itibariyle fidan dikim mevsimi sonbaharda ağaçlar yapraklarını döktükten itibaren başlar tomurcuklar patlayıncaya kadar devam eder. Kayısı kış soğuklarının fazla olmadığı yerlerde sonbaharda dikilmelidir. Çünkü:
 

1-Toprak ve iklim dikime daha uygundur.

2-Kış yağışlarından istifade edip tutma oranı yüksek olur.

3-Erken gelişme sağlar.
 

Dikimden önce fidan çukurlarını en az 2 -3 ay öncesinden açmak faydalıdır. Fidan çukurunu açarken taş ayrık vs. gibi yabancı maddeler tamamen ayıklanır. Eğer çukurun dip kısmı kireçli, taşlı, çakıllı ve molozlu ise burada çukur açmaktan vazgeçmelidir. Çünkü ağacın kök kısmı ileriki yıllarda bu kısımlara rastlayınca ağacın kurumasına sebep olabilir.
 

Fidan Çukurunun büyüklüğü muhtelif fidan türüne, toprağın özelliğine göre değişmektedir. 60cm genişlik, 60 cm uzunluk ve 60 cm derinlikteki bir çukur dikim için idealdir. Çukur açılırken ilk 30 cm lik üst toprağı bir tarafa, 30 cm lik alt toprağı ayrı bir tarafa koymak gerekir. Dikim sırasında üst toprak alt kısma, alt toprak üst kısma atılmalıdır
 

Fidan dikilirken kök boğazı ve aşı yerinin toprak seviyesinden muhakkak surette 5-10cm yukarıda kalmasına dikkat edilmelidir. Kök boğazı toprak seviyesinden aşağıda olursa boğaz kısmında arızi (yalancı) kökler meydana geleceğinden esas kökler havasızlıktan çürümeye başlar ve çok geçmeden fidan kuruyabilir. Dikim esnasında önce herek dikilmeli ve dikim bitince fidan hereğe bağlanmalıdır. Bağlama ters sekiz şeklinde ve oynak olmalıdır. Dikim işi sona erince muhakkak bir can suyu verilmelidir.
 

Fidan Dikim Mesafesi
 

Kayısı bahçesi tesisi maksadıyla dikilecek fidanlara verilecek aralık ve mesafeler iklim ve arazinin durumuna ve toprağın karakterine göre değişir. Genel olarak sulanabilen ve derin olan topraklar için verilecek mesafeler susuz veya kıraçlara nazaran daha geniştir. Ortalama dikim mesafelerinin 5x6 m ile 10x10 m arasında olması tavsiye edilmektedir.
 

Kayısı bahçesinde ara ziraatı olarak yetiştirilecek meyve türlerini belirlerken şeftali gibi kısa ömürlü türlerin seçilmesine özen gösterilmelidir.
 

Kayısı Bahçesinin Yıllık Bakım İşleri
 

Dikim Budaması: Fidanlar dikilmeden önce kök ve taç budaması yapılır. Kök budamasında;yaralı, kırılmış, birbirine girmiş kökler ayıklanır. Uzun kökler dikim çukurunun büyüklüğüne göre kısaltılır. Köklerin aşırı budanması sakıncalıdır. Çünkü ilkbaharda gözler sürmeye başladığında ihtiyaç duyulan besin maddeleri, öncelikle depo edilmiş besin maddelerinden temin edilecektir.
Taç budamasında gövde üzerinde bulunan yan dalların tümü budama makası ile dipten kesilerek çıkartılır. Kayısı fidanları 80-120 cm yükseklikteki bir göz üzerinden meyilli olarak kesilir.
 

Şekil Budaması: Kayısı ağaçlarına genel olarak goble, doruk dallı ve değişik doruk dallı şekillerden birisi verilmektedir.
 

Mahsul Budaması: Şekil verilmiş kayısı ağaçları mahsule yattıktan sonra fazla budama yapılmaz. Sadece hastalıklı, kırılmış ve ışık girişini engelleyecek düzeyde birbirine girmiş dallar kesilmelidir. Şiddetli budamalarda kayısı ağaçları zamk çıkarır. Kalın dal kesimi devam ederse kayısı ağacı zamanla sararıp kuruyabilir. Kayısı ağaçlarında mutlaka kalın dal kesimi gerekiyorsa budama 2-3 yıla yayılmalı, kalın dalların tümü aynı yıl içerisinde kesilmemelidir. Verimden düşmüş kayısı ağaçları budama yoluyla değil, sulama, gübreleme gibi iyi bakım ve uygun kültürel tedbirlerle ıslah edilmelidir.
 

Genel olarak genç ve kuvvetli ağaçlar daha kuvvetli ve uzun yıllık sürgünler meydana getirir. Şiddetli budama kuvvetli sürgün büyümesini teşvik ettiğinden genç ve kuvvetli ağaçlar zayıf budanır, yaşlı ve zayıf ağaçlar ise daha ziyade kısa sürgün meydana getirme ve çiçek tomurcuğu oluşturma eğiliminde olduğundan daha sert budanır.
 

Kayısılarda budama sırasında tırnak bırakılması veya budamadan sonra aşı macunu sürülmemesi halinde rüzgar, güneş veya yağışların etkisiyle yara yerlerinde çürüme meydana gelir. Kayısı ağaçlarında yaz budaması pek yaygın değildir. Yurt dışında sofralık çeşitlerde yapılan çalışmalarda yaz döneminde yıllık sürgünlerin seyreltilmesi ve sürgün uçlarının 1/3’nün kesilmesinin meyve kalitesi ve verimi artırdığı saptanmıştır.
 

Kayısı Yetiştiriciliğinde Toprak İşleme
 

Bahçe topraklarını işleme amaçlar şunlardır.

 

1 -Ağaçların su ve gıdalarına ortak olan yabani otların yok edilmesi.

2 -Çeşitli gübrelerin toprağa karışmasını sağlamak.

3 -Toprağın verimliliğini sağlayan küçük canlı varlıkların çalışmasını sağlamak.

4-Köklerin solunumlarını ve topraktaki besin maddelerinin çözümlenmesini ve toprağın havalanmasını temin etmek.

5 -Yağmur sularının toprak tarafından kolaylıkla emilmesini sağlamak ve kurak bölgelerde yağmur sularının akıp gitmesini önlemek.

6 -Kış aylarında toprağa inen haşerelerin bıraktığı koza ve kurt şekillerini yok etmek.

 

Kayısı bahçelerinde sonbaharda toprak tavında iken iklim bölgelerine göre Ekim -Kasım ayları içerisinde 15 -20 cm. derinliğinde köklere zarar vermemeye dikkat ederek sürüm yapılması faydalı olur. Böylece Sonbaharda toprağı işlenmiş olan kayısı bahçeleri kışın yağan yağmur ve kar sularını daha iyi bir şekilde tuttuğundan ağaçlarda da sıhhatli ve meyveleri daha bol ve kaliteli olur .
Çiçeklenme veya küçük meyve döneminde yapılan toprak işlemelerinde kök zararlanmasına bağlı olarak çiçek ve meyve dökümü artabilir. Bu nedenle bu devrede toprak işlemeden kaçınılmalıdır.
 

Sulama
 

Sulama sayısı ve zamanı üzerine toprak ve iklim şartları, sulama sırasında verilen su miktarı, arazinin eğimi ve ağaçta ki ürün miktarı etkilidir. Derin killi ve ağır topraklara daha seyrek, az derin kumlu ve süzek topraklara daha sık su verilir. Sulama suyunun gövdeye değmemesi gerekir. Suyun gövdeye değmemesi için çevresine topraktan bir yalak yapılması tavsiye edilir.
 

- Genel bir bilgi olarak şu şekilde bir sulama periyodu tavsiye edilir.

- İlk sulama- çağla devresinde.

- İkinci sulama- hasattan 15 gün önce.

- Üçüncü sulama- hasattan sonra.

- Dördüncü sulama- Ağustos ayında.

 

Beşinci sulama -Eylül ayında. Ağaçtaki meyve miktarının artması, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi durumunda bu sulama sayılarının artırılması gerekebilir.
 

Hava sıcaklıklarının yüksek seyrettiği dönemde sulama erken bitirilirse kayısı ağaçlarında çiçek tomurcukları gelişmesini tamamlayamamakta, ertesi ilkbaharda açan çiçek sayısı azalmakta, çiçek ve meyve dökümü artmaktadır.
Taban suyu yüksek, ağır killi topraklarda kayısı ağaçlarına fazla su verildiğinde ağaçlar zamk çıkarır, yapraklar küçülür, sararır ve zamanla kurur. Su tutmayan kumlu topraklarda ise fazla su meyve iriliğinin artmasına, kuru madde miktarının azalmasına neden olur.
 

Gübreleme
 

Gübrelemenin amacı kayısı ağaçlarının büyümesi, çiçek açması ve meyve bağlaması için ihtiyaç duyulan besin maddelerinin toprağa veya ağaca verilmesidir. Ağaçlar topraktan aldıkları besin maddeleri çok çeşitli olup, her türlü toprakta yeteri kadar bulunmazlar, yada zamanla besin oranları azalır. İşte bu suretle eksilen besin maddeleri toprağa iade edilmeyecek olursa ağaçlar zayıf kalacaklarından meyve verim ve kalitesi düşük olacaktır.
 

Gübreleme yaparken uygun gübre çeşit ve miktarını belirlemek için en doğru yol toprak ve yaprak analizinin yapılmasıdır.
 

Yaprak Ve Toprak Analizinin Yapılması
 

Analiz yapılacak toprak numunesi gübrelemeden önce ve mutlaka taç izdüşümünden alınmalıdır. Homojen toprak yapısına sahip bahçelerde farklı 3-4 noktadan numune almak yeterlidir. Fakat bahçe toprağı homojen değilse (kıraç ve taban arazi gibi) her farklı toprak bölgesi için ayrı numune alınması ve bu numunelerinin ayrı ayrı analiz edilmesi gerekir.
 

Kayısı bahçesinin besin maddesi hakkında bilgi edinmek için 0-30cm ve 30-60cm derinlikten toprak örnekleri alınmalı, her derinliğe ait numune farklı torbalara konularak ağacın yaşı, bahçe büyüklüğü, alındığı toprak derinliği gibi bilgiler yazılarak analiz için laboratuara gönderilmelidir.
 

Yaprak numuneleri, yaprakta bitki besin madde değişiminin azaldığı, daha doğrusu minimuma indiği dönemde alınmalıdır. Bu dönem genellikle kayısıda hasat dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde yıllık sürgünlerin orta kısmında, tam büyüklüğe ulaşmış yapraklar yaprak sapları ile birlikte koparılıp alınır. Yaprak örnekleri tüm bahçeyi temsil edecek şekilde alınmalıdır. Yaprak örnekleri güney, kuzey, doğu ve batı yönlerinden eşit miktarda toplanır. Genellikle bir yaprak analizi için 80-100 adet yaprak yeterlidir.
 

Kayısı Ağaçlarına Verilecek Gübre Miktarı
 

1-Ağacın yaşına,

2-Ağacın vegatatif gelişme ve meyve miktarına,

3-Toprağın bitki besin madde içeriğine,

4-Kullanılan gübrenin besin madde kapsamına göre değişiklik gösterir.
 

Gübrelerin Verilme Zamanı
 

Azotlu gübrelerin 2/3’ü ilkbaharda çiçeklenmeden 15-20 gün önce, geriye kalan 1/3 lük bölümü ise hasattan 1-1.5 ay önce (çekirdeğin sertleşip siyah renk aldığı dönem) verilmelidir.Fosforlu ve potaslı gübrelerin bitkiler tarafından alınabilmesi için toprağa verildikten sonra 2.5-3 aylık bir sürenin geçmesi gerekir. Fosforlu ve potaslı gübreler sonbaharda kayısı ağaçları yaprağını döktüğü dönemde verilmelisi uygundur. Çiftlik gübreleride sonbahar mevsiminde fosforlu ve potaslı gübreler ile birlikte verilebilir.
 

Bitkilerin besin maddelerinden azami derecede faydalanmaları için gübrelerin kök sistemi çevresinde uzun müddet elverişli halde kalması gerekir. Bu sebepledir ki gübreler kılcal köklerin bulunduğu kısma tatbik edilirler.
 

Fosforlu gübreleri toprağın 15 -20 cm. derinine gömmek lazımdır. Bu gübreler 3-4 cm. derinliğinde veya yüzeye verilecek olursa, yağmur ve sulama sularıyla kökün bulunduğu derinliğe inemeyeceğinden bitkiler bundan faydalanamazlar.
Nitrat şeklinde azotlu gübreler çabuk eridiğinden hafif yağışlarla elverişli derinliğe kolayca inerler. Bu nedenle bu cins gübreleri toprak üzerine serptikten sonra çapa ile hafif şekilde karıştırmak yeterli olmaktadır . Bu gübreler fosforlu gübrelerde olduğu gibi derine verilecek olursa bu defa kök bölgesinden daha derinlere gideceğinden bitkilerin yararlanmaları çok azalır.
 

Seyreltme
 

Kayısılarda seyreltme sofralık çeşitlerde yapılır. Seyreltmede önemli olan seyreltme zamanı ile seyreltme sırasında meyveler arasında bırakılacak mesafelerdir. En iyi seyreltme zamanı çekirdeğin sertleşmeye başladığı zamandır. Seyreltme sırasında küçük meyveler koparılmalı, büyük olanlar bırakılmalı, hastalıklı, biçimsiz, çift meyveler koparılmalıdır. Uç dallarda, dal ucuna gelen meyveler daha fazla seyreltilir. Seyreltme mesafesi 4-8 cm arasında olması tavsiye edilir.
 

Kayısı Ağaçlarında Meyve Hasatı
 

Kayısıda Hasat Zamanının Tespiti
 

Kayısı meyvelerinin tümü ağaç üzerinde aynı zamanda olgunlaşmadığından hasat kademeli olarak yapılır. Ağaçta önce üst dallardaki meyveler, sonra orta dallardaki, en son ise alt dallardaki meyveler olgunlaşır. Hasat da bu olgunlaşma sırasına göre normal olarak üç defada yapılır.

 

Genel olarak hasat zamanı meyvenin daldan kolay kopması, kabuk yüzeyinin ¾’nün saman sarısı ve meyve etinin ½’sinin sarı renge dönmesi ile anlaşılır. Sofralık kayısılarda hasat zamanı belirlenirken kayısıların gönderileceği pazarın uzaklık durumu ve tüketim süresi göz önünde tutulmalıdır.
 

Hasat sırasında sofralık kayısıların meyve eti parmakla basıldığında ezilmemeli fakat yeşil meyve rengi kayısıya özgü sarı renge dönmüş olmalıdır. Sofralık kayısılar erken hasat edilirse yeterince tatlanmaz, renk ve aroma istenilen düzeyde olmaz. Hasat geciktirilirse olgunlaşma ilerleyeceğinden hasat ve taşıma sırasında meyveler çabuk olarak bozulur ve pazarda bekleme süresi kısalır.
 

Genel olarak sofralık ve konservelik kayısılar sert olgun, kurutmalık kayısılar tam olgun, yakın pazara gönderilecek kayısılar ise bu iki olgunluk derecesi arasında hasat edilir.
 

Depoloma
 

Bugün ticari olarak taze kayısı depolanması yok denecek kadar azdır. Ancak bazı sofralık ve meyve suyu sanayiine uygun çeşitlerde zaman zaman depolama zorunlulukları ortaya çıkmaktadır. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapılan bir çalışmada bazı yabancı ve kuru maddesi yüksek çeşitlerde %90 nem ve 0-3oC sıcaklıkta 6 haftaya kadar çıkabilen bir muhafaza süresi saptanmıştır.

 

10.12.2004 tarihinde Anamur Tarım İlçe Müdürlüğünce yazılmıştır...

Kaynak : Anonim

Alıntı : http://www.anamurtarim.gov.tr/
 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]