ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

KÜLTÜR
Folklor
Halk Oyunları
Anamur Hikayeleri-Şiirleri
Efsane-Masal-Atasözü...
Anamurlu Yazarlar ve  Kitapları
Anamurlu Ünlüler
Anamur Gazete ve Gazetecileri
Dokuma ve El Sanatları
    - Kilim
    - Çul
    - Seccade
    - Şayak
    - Keçe
    - Azık Torbası
    - El Sanatları
    - Dokuma Tezgahları (Istar-Çulfalık)

 

DOKUMA ve EL SANATLARI


AZIK TORBASI DOKUMACILIĞI

 

ANAMUR YÖRESİNDE TUZ (AZIK-KAŞIK) TORBASI DOKUMACILIĞI
 

Bahar geldi mi Yörükler yaylalara çıkarlar. Anadolu’ya geldikleri günden itibaren tek geçim kaynakları olan hayvancılığı bırakmamış olan Yörükler Kışın sahillerde, Yazın yaylalarda, güz mevsiminde de yayla ile sahil arasında güzlüklerde kendilerine yurt kurarlar.

 

Anamur’un Bahşiş, Akcami, Malaklar, Güleç, Ormancık, Sarıağaç, Boğuntu, Çaltıbükü, Akine, Ortaköy, Nasrettin, Emirşah köylerinin hayvan besleyen insanları yaylalara göçerler.

 

Bir yandan boynu canlı develere yatak yorganlar, ala çuvallar, ala heybeler yüklenir ve yüklerin üzerine ala kilimler atılır geceden yollara düşülür. Bir yandan köpekler havlar, bir yandan eşekler anırır, atlar kişner, kuzular, oğlaklar meleşir. Göç yolarına düşülür. Ta zirvelere otun,otlağın olduğu yerlere kadar gidilir. Dillerde san yayla türküleri, yaylalara varılır. Baharda yola çıkıldığında halen yaylarda hava soğuktur; Haziran, Temmuz, Ağustos aylan geldiğinde havalar ısınınca kuzular, koyunlar, keçiler, tekeler Gırklık denen büyük makasla kırkılır. Kırkılmadan önce koyunların suda yıkanır. Yıkamanın amacı yünün temiz olmasını sağlamaktır. Kırkılan yünler güzelce yayla atılır. Yay ağacı ile bu yünler güzelce kurutulduktan sonra atılır. Pamuk şeklini alır. Bu yünler bölüm bölüm alınarak kolçak (kelefe-çile) haline getirilir.Bir kelefelik bölüm kola takılarak eğirtmeçlerde (kirmen) eğirilir. Kirmende ip eğirmek herkesin harcı değildir. Bu Yörüklerde bir ustalıktır. Kirmenlerde eğirilen yünler ince ip haline getirilir. Yünler renk çeşitlerine göre kelefe yapılırken ayrılır. Siyah yünler ayrı eğrilir, beyaz yünler ayrı. Karışık renkli ala yünler bir ayrı eğirtmeçten geçirilerek ip haline getirilir. Eğrilmiş yünler yumaklanır. Yün aşamasındaki pamuk gibi atılmış, beyaz yünlerin bir çoğu renkli yünler haline getirilir. Allar, morlar, yeşiller, sarı, deve tüyü renkleri, kahverengi v.s. gibi renkler boyama işlemleri ile elde edilir. Günümüzde bu renkler köylere kadar gelen boyacıların kazanlarında, boyaların içinde kaynatılıp, suni boyalar kullanılarak elde edilir. Boyama işleri, geçmişte ise ; dağın taşın otundan, ağacından, kabuğundan, yaprağından, tohumundan, köklerinden elde edilirdi. Bu boyalara solmaz boya (tabi boya-kök boya da) denirdi. Bu boyalarla dokunan kilimler, azık torbaları, çuvallar, heybeler hiçbir zaman rengini atmaz, tabi renklerini korurdu.

 

Yukarıda anlatılan bütün işler; dokunacak olan kilimlerin, namazlağaların, çuvalların, heybelerin ve torbaların dokunuşunda kullanılacak olan yünleri ve iplerini elde etmek içindi.

 

Tuz torbaları günlük hayattaki ihtiyaçları gidermek için genelde ıstar denen tezgahlarda dokunur. Dokunmakta olan bir kilimin, bir çuvalın, bir namazlağanın (seccadenin) ardından, artan çözgünün üzerine, hemen bir tuz torbası da kilim kesilmeden, devamına dokunuverir. Tuz torbalarının yanında kaşık torbalarının, azık torbalarının da dokunduğu görülür.

 

Yörüklerin gündelik hayatı genelde çobanlık yapmakta geçer. Bunun dışında tarlalarda tarım işleri ile de uğraşırlar. Öğle vakti çobanın azığı, çiftçinin yemeği veya ekmeği bu torbalara konularak taşınır.Bundan dolayı azık torbası ismini alır, dokunan torbalar. Kadınlar ev işlerinde de bu torbaları kullanırlar. Eve alınan tuz paketi genelde bu torbalara boşaltılır. Torba o zaman tuz torbası adını alır. Bir kısmına da tahta kaşıklar, çomçalar (Kepçenin daha derin olanı) doldurulur ve ocaklığa yakın bir yere bir mıha(çiviye) asılır. Torbanın adı o zaman kaşık torbası adını alır.

 

Yayla ve kışlaklarda daha uzun zaman geçirildiği için kilim dokumaya zaman vardır. Güzlüklerde ise kilim dokumaya zaman olmadığı için ıstar tezgahı kurulmaz. Kurulan tezgahlarda kendi ihtiyacı veya gelinlik kızın çeyizi olarak dokunan kilim ardından çözgüler uzun gelmiş ise, bu çözgülerin boşa gitmemesi için hemen tuz torbalarına başlangıç yapılır ve kilimin ardından bir iki tuz torbası da kilim desenleri ile dokunuverir.

 

Genelde torbalar ön yüzü desenli, arka yüzleri ise tek desen şeklinde dokunur. Omuza asıldığı zaman insanın vücuduna gelen alt kısım genelde desensiz veya çubuklar şeklinde dokunmuştur. Ancak; günümüzde turizm amaçlı yapılan dokumalar da bu husus da değişmiş hem torbanın arka yüzü, hem de ön yüzü aynı kilim deseni ile dokunur olmuştur.

 

Bunların dışında koyun belemeyip, keçi besleyenler de bu torbaları çözgüleri ve arka yüzü kıl ipten, ön yüzleri ise koyun yününden boyanmış iplerle tuz torbaları dokurlar. Buna da kıl torba denir. Yün torbada, kıl torbada aynı amaçlar için kullanılır.
Modrn şehir yaşantısında bu torbalar artık genç kızlarımızın elinde çanta olarak taşınmaktadır. Omuzuna bağlanmış bağcığı ile şehirde modern giyimli genç kızların omuzlarında görürsünüz azık torbalarını. Ama şehirdeki amacı yiyecek taşımak değil, kızların ihtiyacı olan para çantalarını, makyaj takımlarını, aynasını, sigara ve çakmağını koymak için kullanılıyor.

 

Bazı kızların omuzlarındaki çantalar genelde yün olmayıp, fabrika ipleri ve fabrika dokumaları ile üretilmiş torbalardır.

 

Oysa; Yörüklerin torbaları özgün desenli, desenlerini tabiattan ve Yörük yaşantısından almış ve ıstarlarda dokunmuş torbalardır.

 

Genç kızların omuzlarındaki torbalar Yörük torbalarının bozulmuş,özgünlüğü kaybolmuş, yozlaştırılmış ve azık torbalarına göre biraz daha küçültülmüş, torbalarıdır. Onun şehirdeki adı çantadır. Yörüklerdeki adı ise torbadır.

 

Yörüklerdeki azık torbaları, tuz ve kaşık torbalarına göre enlilik yönünden daha geniştir. Atkıları da, çözgüleri de azık torbalarının yünden yapılmıştır. Keçi besleyenlerde ise çözgüler kıl iplerden, atkılar ise yünden olur.

 

Heybeler genelde çift gözlü olarak dokunur ve atlarda, eşeklerde, develerde kullanılır. Heybeler günümüz-de ise motosiklet heybesi olarak da dokunmaktadır. Günümüzde binek motosiklet olmuştur ama, Yörüklerin heybeleri hala binitin üzerinde iş görmektedir.

 

Torbalar tek gözlüdür. Heybeler ise çift gözlü. Kilim dokuma tekniği ile dokunan azık torbalarının yanı sıra, günümüzde halı dokuma tekniği ile üretilen, pazara yönelik azık torbalarını, süs çantalarını da görmeniz mümkündür.

 

Çcbanın veya okula giden okul çocuklarının kitaplarını koymak için kullandıkları bu torbalar, boynuna veya omuza yünden dokunmuş ve desenli bir dokuma iple asılır. Bunlara kolan da denir. Hayvanlar için kullanılan enli düz kolanlara göre bu kolanlar daha dar ve kibardır. Bu torbaların boyutları 35x50 cm. ile 45x55 cm. arasındadır. Bazı azık torbalarının yan cephelerinde üç sıra halinde süs tokaları (püskülleri) bulunur. Bu süs tokaları ise yünlürden elde örülerek azık torbalarına dikilir.

 

Tuz torbalarının ağızları bazen örtülü olur veya torbanın ağzını büzecek genelde katlanmış ipten yapılmış büzgeç ipi bulunur. Kullanımdan sonra bu torbanın ağzı ya kapatılır, ya bağlanır veya büzgeç ipi ile asıltılarak büzdürülür.

 

Yörük kızlarının çeyizlerinde azık torbasına, tuz ve kaşık torbalarının yanı sıra birkaç kilim, heybe ve ala çuvala da rastlanır.

 

Yörük kilimine bakarken tabiatın renkleri içinde kaybolur gidersiniz. Torbaları da dokuyan yine bu kilimlere hayat veren Yörük kadınlarıdır. Torbalar üzerine de kilimlerde kullandıkları motiflerin en güzel örneklerini koyarlar. Nakışlar bir biri ile uyumlu olur, renk bütünlüğü korunur. Dokumak için dokunmaz. Ahenkli bütünlüğü dikkat edilir.

 

Azık,tuz ve kaşık torbalarının üzerinde köyden köye değişen motifler vardır. Anamur’un köylerindeki Yörük kadınlarının dokuduğu torbaların motifli yüzünde, eli belinde, koç boynuzu, yıldız, keklik ayağı, muska, kurtağzı, akrep, eliböğründe, aslan ağzı, kıvrım, putrak gibi motifler vardır.
Günümüzde azık torbaları artık çok da kullanımda değildir. Bağşış köylerinde okula giden çocukların okul çantası olarak bu azık torbalarını kullandığını görürsünüz. Artık bu torbalar bize geçmişimizi hatırlatan , birer uyarıcı gibi duran şehirde evlerimizin duvarlarını süsleyen eşyalar haline gelmiştir.
Bir çok köyde artık azık torbaları Yörüklerin emeğini paraya dönüştürdükleri alınıp-satılan bir süs eşyası haline gelmiştir. Elli YTL ile 150 YTL arasında desen , motif ve dokuma özelliklerine göre azık torbaları alıcı bulabilmektedir.

 

   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]