ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

KÜLTÜR
Folklor
Halk Oyunları
Anamur Hikayeleri-Şiirleri
Efsane-Masal-Atasözü...
Anamurlu Yazarlar ve  Kitapları
Anamurlu Ünlüler
Anamur Gazete ve Gazetecileri
Dokuma ve El Sanatları
    - Kilim
    - Çul
    - Seccade
    - Şayak
    - Keçe
    - Azık Torbası
    - El Sanatları
    - Dokuma Tezgahları (Istar-Çulfalık)

 

DOKUMA ve EL SANATLARI


KEÇE
 

Yörüklerin çobanları soğuk havalarda üzerlerine kalın ve geniş, bazen de başlığı da olan “kepenek” adı verilen kalınca bir palto giyerler. Bu paltonun düğmeleri ve ilikleri olmaz. İşte kepenek adı verilen ve çobanları yağmur, kar ve soğuktan koruyan kepenek keçe dediğimiz bir tür kaba kumaştan yapılmıştır. Keçeye kumaş demek de o kadar kolay değil. Kumaş desen kumaş değil, battaniye desen battaniye değil, ama keçe…

 

 

Yörüklerin dünyasında eskiden beri keçe büyük bir yer kazanmış durumdadır. Keçe daha çok varlıklı ve durumu iyi olan, yün üretebilen kişilerin öncelikli malzemeleri arsında yer alır. Evin, pür evin veya çadırın içine, mağaranın içine keçe serilir. Yaygı olarak kullanılır.
 

Keçeden neler yapılır?
 

Keçe Külah: Eğirtmeçlerde eğrilmiş kuzu yünlerinden hazırlanan ağaç kalıplar arasında su ile dövülerek hazırlanan keçe kumaşlardan hazırlanır. Genellikle, beyaz ve siyah renkte

 

Kepenek: Kepenekler çobanlar tarafından kullanılan yağmurlu ve soğuk havalarda çobanın üşümesini ve ıslanmasını önleyen keçeden yapılmış kalın kolsuz, omuzlara alınıp önü birleştirildiğinde kolları da içine alabilen bir tür giyecektir. Kepenek üzerinde çeşitli dokuma figürleri ve desenler de yer alır. Kepeneğin kendisine has baş külahı da olur.

 

Döşeme: Geçmişte ve günümüzde keçeden Yörükler keçe külah ve kepenek yaparken, Anamur Bahşiş Yörüklerinde yer döşemesi(Halı-kilim yerine) kullanıyorlar. Bazı yerlerde keçe yastıklara da rastlamak mümkündür.

 

Çadır: Bazı Türk boylarında(özellikle Asya’da) çadır yapısını keçeden yapıyorlar.
 

Günümüzde nerde ise yapılmayan hiçbir eşya kalmayacak. Elbiseler, paltolar, şapka, atkı, eldiven, kolye, küpe, çanta, kemer, araba süsleri, ev aksesuarları, çocuk odaları artık keçeden ve renk renk yapılmaya başlandı. Keçenin insanı soğuğa karşı koruma ve sıcak tutma özelliğini keşfeden şehirli artık keçeden yapılan her şeye değer veriyor.
Turistik amaçlarla eşya satan dükkânlarda artık keçeden üretilmiş eşyalar yabancılarında ilgi odağı olmuş durumda. En çok ilgiyi de şapka, takı, çantalar çekiyor.
Günümüzde evde keçe yapımı artık ortadan kalkmış durumdadır. Bahşiş ve diğer Anamur Yörüklerinin keçeleri işleme ve desen verilmiş olarak artık Konya ve özellikle Karapınar ilçesindeki keçe atölyelerinde yapılıyor. Keçeler üzerinde yöresel desenlerin yanı sıra keçe sahibi adını da yazdırıyor.
 

Keçe ne demek?
 

Keçeyi kısaca tanımlayacak olursak, kaynatılmış yün diyebiliriz. Yünün iyisi Yörüklerde hep keçelik ve şayaklık olarak ayrılır.

 

Keçe yapımında değişik renklerdeki yünlerin birbiri üstüne konması ve dövülmesiyle elde edilmektedir.

 

Güneydoğu ve İç Anadolu’da geçmişte keçe yapımı sıcak hamamlarda yapılırdı. Hazırlanan keçelik yün blokları el ile kaldırılıp göğse vurulmak sureti ile uzun süre döverek elde ederlermiş.
 

Keçe Bilgileri

 

*Keçe, dokuma olmayan ama günümüzde atölyelerde seri üretilebilen bir tekstil ürünü.

 

*Keçe yünlerin sıcak su ile ve farklı renklerdeki yünlerin bloklar halinde dövülüp sıkıştırılmasından elde ediliyor.

 

*Dünya’da keçe üretimi ile ilgili günümüze gelebilen örnekleri Milattan Önce 6500 yıllarına aittir. Petersburg Hermitage Müzesi'nde bunlar sergileniyor.

 

*Koyunun evcilleştirilmesi ile birlikte Orta-Asya’da ilk defa Türk boyları arsında yayıldığı tahmin ediliyor.

 

*Eskiden çadır kaplaması, kepenek, külah ve yer yaygısı olarak kullanılan keçeden artık günümüzde aklımıza gelen çok çeşitli süs eşyaları, aksesuarlar, şapka, kemer, deri v.s. yapılıyor.

 

*Keçe nerde ise belirli kesimler dışında unutulmaya yüz tutmuşken yeni ürünlerin yapımı ile yenden insanların hayatında yer bulmaya başladı.

 

*Bize ait bu değeri artık Avrupa’da keşfetmiş ve keçe üretimi ile ilgili çalışmalar ve bunlardan eşya yapımı artmış durumda.


 

Keçe Yapımı

 

Keçe hammaddesi yün olan, yünün sabunlu su ile ıslandırılıp birçok işlemden geçirilerek dövülmesi ile oluşturulan bir kumaştır. Türklerde göçebe yaşam ile ortaya çıkan geçmişi uzun olan bu el sanatı azalarak da olsa günümüze kadar gelmiştir. Kullanım alanları ise: Yaygı keçesi, paspas, kepenek, külah, yelek, pantolon, çantadır.
Keçenin yapımında yün yapılacak eşyaya göre tartılır ve yay-tokmak yardımıyla veya Makine ile taranıp, kabartılır. Yere açılan hasıra göz kararı ile yünün büyük bir kısmı saçkı ile atılarak yerleştirilir ve hasır rulo şeklinde sarılır.

 

Bu sırada yünün keçeleşmesini sağlayacak sabunlu su için kazana su konulur ve kaynatılır. Kaynayan suya sabunda eklenerek ateş üzerinde su karıştırılır ve bu sabunlu su keçenin oluşumundaki her aşamada kullanılır.

 

Rulo olarak sarılan hasır açılır ve yassılmış yünün üzerine tasa konulan sabunlu su süpürge yardımıyla, yünün her tarafına gelecek şekilde sepilir. Islandırılan yün hasıra sarılır. Hasırın dışına Tepme İşleminde kirlenmemesi için çuval bezinden sargı sarılır ve ip ile hasır sıkıca bağlanır. Keçe Ustası ayakları ile hasırı dükkânın içinde bir götürüp bir getirerek Tepmeye başlar. Tepme İşlemi yaklaşık yarım saat sürer ve yün gitgide gevşemeye başlar. 1. Tepmeden sonra açılan hasırda keçeler ters yüz edilir. Keçenin kenarları kaba yün ve sabunlu su kullanılarak el yardımıyla düzeltilir bu işleme Çatkı denilir.

 

 

Keçenin sağlamlığını arttırmak için keçenin altına ve üstüne bir kenara ayrılan yün saçkı ile sepilir. Eğer kepenek yapılıyorsa kepeneğin ense ve külah kısmı da bu sırada sepilmektedir. Sabunlu su yünün üzerine sepilerek hasır toplanır ve bağlanarak II. Tepme İşlemi gerçekleşir. Bu işlem yaklaşık yarım saat sürer ve açılan hasırdaki keçeye istenilen motif veya sipariş veren kişinin ad ve soyadı baş harfleri, sipariş üzerine yapılmıyorsa yapan Ustanın adını baş harfleri daha önceden hazırlanmış renkli keçe parçaları kullanılarak sabunlu su ile yapıştırılır. Tekrardan sabunlu su kullanılarak ıslanan keçe hasıra sarılarak bir on dakika daha tepilir ve keçe hasırın içinden çıkarılıp tezgâh üzerine alınır.

 

Sargı ile sarılan keçe kol gücü ile dövülüp haşlanmaya başlanır. Keçe iki üç saat boyunca hem ıslandırılır hem de dövülür. Kol ile dövme işleminin çeşitli biçimleri vardır: Yuvarlama, kollama, körükleme. Zaman geçtikçe keçe sertleşip sıkılaşmaya başlar ve biraz da küçülür. Yünün rengi keçe rengine gelince keçe katlanarak suyu süzülsün diye bir kenara konulup bir gün dinlendirilir. Böylece sık sık sabunlu su ile ıslandırılan keçenin emmediği suyu da akıtılmış olur.

 

Keçe ertesi gün tezgâh üzerine alınarak düzden, tersten, enden ve boydan olmak üzere farklı şekillerde katlanarak bir süre yuvarlama yapılır. Sonra tezgâha açılan keçeye tokaçla vurularak keçenin katlama yerleri ve kenar kısımları düzeltilir. Keçe sırığa sarılır, yaklaşık on dakika sırık ile keçe tezgah üzerinde yuvarlanıp açılır. Tokaç ile vurularak düzeltilen keçe şekline uygun bir şekilde asılarak kuruması için açık havaya çıkarılır. Havanın sıcaklık durumuna göre kuruma işlemi bir veya iki gün sürmektedir.

 

Yapılan keçe türü Çoban Kepeneği ise son Tokaçlama İşleminden sonra Tokaç yardımıyla kepeneğin ön yüzünde açılacak olan kanatlar belirginleştirilir ve bıçak yardımıyla aşağıdan yukarıya bu kısımlar açılır. Makas ile ense ve yaka kısmı düzeltilir. Yeni açılan yivler el ile ovularak sertleştirilir. Böylece bu kısımlardan oluşacak açılımlar önlenmiş olur. Kepenek şekli bozulmasın diye askıya asılarak açık havada kurumaya bırakılır.

 

Desen Oluşturmada Kullanılan Renkli Keçenin Hazırlanması

 

Bir teneke kutuda veya kazanda kaynatılan suyun içine istenilen renk için yün boyası atılır ve karıştırılır. Boya boza kıvamına gelince kazanın altındaki ateş azaltılarak içine renksiz keçe parçaları atılır ve kaynamaya bırakılır. Boyanın içine atılan bir avuca yakın tuz boyanın keçeye tamamen geçmesini sağlar ve yarım saate yakın boya içinde bekletilen keçeler istenen rengi alınca boyadan çıkarılır. Açık havaya çıkarılarak kurumaya bırakılır.

 

Bu şekilde birçok renkten hazırlanan renkli keçeler desen yapımında kullanılır. Keçeler desene göre kesilerek kullanılır.

 

Yapılan keçe ürünleri sanayii ve kırsal kesimin ihtiyacını gidermeye yöneliktir. Balıkesir’de yapılan sanayi keçeleri ile kepenekler Eskişehir, İzmir, Ankara, İstanbul, Kastamonu, Bilecik, Bursa ve civar ilçelere pazarlanır.

 

Balıkesir Merkez’de ve Savaştepe İlçesi Sarıbeyler Beldesi ve bazı dağ köylerinde yapımı devam etmektedir.
 

Keçe Hakkında Bilmediklerimiz...

 

*Keçe dokuma kumaşların öncülü saylan ilk tekstil ürünüdür. Koyunun var olduğu her coğrafyada keçe üretilmiştir. Bu nedenle keçenin tarihinin Neolitik döneme kadar uzandığı varsayılır. Antik Yunan edebiyatında Homeros, İlyada adlı destanında askerlerin keçe çizme ve başlıklarından bahseder. Roma dönemi Pompei harabelerinde bir villadaki duvar resminde işçiler, atölyelerinde keçe yaparken betimlenmiştir.

 

*Orta Asya göçer kültürlerinde de keçe yaşamsal önem taşır. Yaşadıkları çadırları, giysileri, yaktıkları ölülerinin külleriyle yüzyüze yapışık gömdükleri insan boyundaki totemleri, nazarlıkları hep keçeden yapılmıştır. Pazırık kurganlarından çıkan olağanüstü keçe örnekleri, keçe kültürünün en eski kalıntılarıdır.İslamiyet öncesinde ise, şaman kültürü keçeyi sağaltıcı ve büyü objesi olarak kullanmıştır.

 

*Dede Korkut destanında da keçenin önemi ve toplumsal katmanlar arasındaki simgeselliği çokça anlatılır.

 

*Yeni seçilen Kaan, üç kez keçe seccade üzerinde hoplatılarak kutlanırken, ok yarasına ana sütü, keçe ve dağ lalesi karışımı sürülürdü. Obalarda zenginler desenli beyaz, orta halliler beyaz, fakirler ise kara keçe çadırlarda yaşarken, ortak olarak hepsi çeyizlerinde keçeye ağırlıkla yer verirdi.

 

*Göçlerle Anadoluya gelen Türk kavimleri beraberlerinde keçe yapımını da kültürlerinin bir parçası olarak taşımışlar ve yerel kültürlerle birleştirmişlerdir.

 

*Esnaf dayanışma ve kardeşlik hareketi Fütuvvet kanunlarının devamında 12. yüzyılda başlayan Ahilik hareketi, keçeciler ve debbağlar (deri işleyicileri) tarafından kurulmuştur.

 

*Göçerlikten yarı göçerliğe, daha sonra da yerleşik düzene geçiş süreci içerisinde Osmanlı İmparatorluğu keçeyi her ne kadar alt kültür ürünü olarak değerlendirse de, günlük yaşamında fazlasıyla önem vermiştir. Gezgin misyoner dervişler vasıtasıyla keçe, Kuzey Afrika'ya ve Macaristan'a kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli bölgelerine yayılmıştır.

 

*1640 tarihli Narh defterinden İstanbul, Edirne, Rodos, Selanik, Tırnova, Lofça, Drama, İskelit, Eğriboz, İmroz, Limni'de üretilen keçe ve kebelerin İstanbul'da satıldığı anlaşılır. Selanik şehrinin müslüman olmayan nüfusunun, yıllık vergilerini karşılamak için askeri amaçlı kullanılmak üzere keçe verdikleri bilinir. Evliya Çelebi, İstanbul'un Fatih semtinde Keçeciler caddesinde keçe imalatının yapıldığını ve keçecilerin yaşamlarını anlatmakta, ayrıca sarayın özel keçeler sipariş ettiklerine değinmektedir. Sarayın kullandığı yeniçeri başlıkları, serpuşlar, içlikler, çizmeler ve sefer çadırları keçeden yapılmaktaydı.

 

*Avrupalılaşma hareketi içerisinde, Londra'da düznlenen ilk sanayi fuarı olan 'Crystal Palace Sanayi Ürünleri Fuarı''na Osmanlı el sanatları ürünleri arasında katılan keçe, Sultan Abdülaziz'e İngiltere kraliçesi Victoria'dan altın madalya ödülü kazandırmıştır.

 

*Keçecilik, günümüzde yok olma sürecine giren geleneksel el sanatlarımızdan biridir. Bu sergi geleneksel değerlerimizi sahiplenmek, kültür mirasımız olan el sanatlarına bakış açısını daha yapıcı kılmak, bu eserleri sadece korumakla kalmayıp el sanatlarını
 

www.resimogretmeni.cjb.net / Sitesinden alınan aşağıda keçe ile ilgili bir yazı yer

almaktadır;
 

SIKIŞTIRMA İŞİ KEÇE ve DOKUMALAR
 

Keçe

 

Keçe; Hayvansal liflerden genellikle yünün ısı, nem, basınç altında, sabun, yağ, asit vb. yardımıyla birbirlerine kenetlenmelerini sağlayarak oluşturulan dokudur.Türk el sanatlarının en eski tekniklerden biri olan tepme keçecilik Orta Asya'dan 11. yüzyılda batıya göç eden Türkler tarafından diğer sanatlarla birlikte Anadolu'ya gelmiş, günümüze kadar ulaşmıştır. Türklerin günlük yaşamında önemli bir yeri olan "keçe" sözcüğü, "kidhiz / kidiz / kiz / kiiz / kiyiz" şeklinde adlar almıştır. Kullanılan bu tekniğin ilk örnekleri Uygur dönemine ait örneklerde görülmektedir. Tepme keçe veya fabrikasyon olarak üretimi yapılan keçe yapımında, koyunyünü dışında tavşan, yünü, deve yünü, tiftik, keçi kılı da kullanılmaktadır.

 

Yünün elle veya makinelerle atılarak, genellikle doğal yün renginin (beyaz, siyah, kahverengi) zeminde kullanıldığı, desenlerin ise sentetik boyalarla renklendirilen keçeler ile oluşturulduğu görülmektedir. Desenlerde çoğunlukla geometrik bezemelerle birlikte figürlü, doğadan stilize motifler de kullanılmaktadır.
 

Atölyelerde yörelere özgü desen, renk, motiflerle bezenen desenli veya desensiz olarak üretilen bu ürünlerin geçmişte kullanım yerleri iye benzer üretimlerle; yaygı, yolluk, seccade, yastık, eğer örtüleri, çadır gibi ev eşyası yapıldığı gibi kepenek, çizme, çorap, patik vb. giyim eşyası yapılmaktadır. Hammaddenin yeterli olmasına rağmen yoğun emek, zaman harcanması, elde edilen gelirin az olması, eskiye nazaran kullanım alanının sınırlı olması nedenlerinden gibi olumsuzluklara rağmen Afyon, Şanlıurfa, Konya, Balıkesir, İzmir, Kars, Erzurum'da biraz daha yoğun olmak üzere birkaç ilde azda olsa hala devam etmektedir.

 

AHBAZYA KEÇE DOKUYANLARIN ŞARKISI
 

AWAPA ZRAPO RAŞÜA

Söz ve Müzik: Anonim
 

Rayda Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Cıba cıba dıb dıb, rapa rapa hurfır.

Abıtsaka yılaba, rahurafa yılaba.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,

Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Ahurfıga adziykua, asırhıga bıtsaka.

Cılarcığe yıtsaka, rapa şapa bıtsaka.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,

Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Ahuagaga yıwapa, ahurafa yılaba.

Ahurfıga yışapa, şapılagi yırapa.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,

Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Caba caba dıb dıb, rapa rapa hurfır.

Ahurafa yılaba, rahurafa yılaba.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.

Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,

Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.

Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.
 

Awapa Zrapo Raşüa ( Keçe Dokuyanların Şarkısı )
 

Bu bir üretim şarkısı olup, keçe dokunurken söylenmektedir. Abhazya'dan.

 

Bu şarkıda sözler genellikle nakarat biçiminde, keçeyi tepelerken çıkan seslerin taklidinden kaynaklanan sesler olup, anlamsızdır. Anlamlı sözlerin birkaçı keçe dokuma ile ilgili sözcüklerdir.

 

Alıntı Kaynağı: http://www.warada.org/repertuvar/1.html
 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]