DOKUMA ve
EL SANATLARI
KEÇE
Yörüklerin çobanları soğuk havalarda
üzerlerine kalın ve geniş, bazen de
başlığı da olan “kepenek” adı verilen
kalınca bir palto giyerler. Bu paltonun
düğmeleri ve ilikleri olmaz. İşte
kepenek adı verilen ve çobanları yağmur,
kar ve soğuktan koruyan kepenek keçe
dediğimiz bir tür kaba kumaştan
yapılmıştır. Keçeye kumaş demek de o
kadar kolay değil. Kumaş desen kumaş
değil, battaniye desen battaniye değil,
ama keçe…
Yörüklerin dünyasında eskiden beri keçe
büyük bir yer kazanmış durumdadır. Keçe
daha çok varlıklı ve durumu iyi olan,
yün üretebilen kişilerin öncelikli
malzemeleri arsında yer alır. Evin, pür
evin veya çadırın içine, mağaranın içine
keçe serilir. Yaygı olarak kullanılır.
Keçeden neler
yapılır?
Keçe Külah:
Eğirtmeçlerde eğrilmiş kuzu
yünlerinden hazırlanan ağaç kalıplar
arasında su ile dövülerek hazırlanan
keçe kumaşlardan hazırlanır. Genellikle,
beyaz ve siyah renkte
Kepenek:
Kepenekler çobanlar tarafından
kullanılan yağmurlu ve soğuk havalarda
çobanın üşümesini ve ıslanmasını önleyen
keçeden yapılmış kalın kolsuz, omuzlara
alınıp önü birleştirildiğinde kolları da
içine alabilen bir tür giyecektir.
Kepenek üzerinde çeşitli dokuma
figürleri ve desenler de yer alır.
Kepeneğin kendisine has baş külahı da
olur.
Döşeme:
Geçmişte ve günümüzde keçeden Yörükler
keçe külah ve kepenek yaparken, Anamur
Bahşiş Yörüklerinde yer
döşemesi(Halı-kilim yerine)
kullanıyorlar. Bazı yerlerde keçe
yastıklara da rastlamak mümkündür.
Çadır:
Bazı Türk boylarında(özellikle Asya’da)
çadır yapısını keçeden yapıyorlar.
Günümüzde nerde ise yapılmayan hiçbir
eşya kalmayacak. Elbiseler, paltolar,
şapka, atkı, eldiven, kolye, küpe,
çanta, kemer, araba süsleri, ev
aksesuarları, çocuk odaları artık
keçeden ve renk renk yapılmaya başlandı.
Keçenin insanı soğuğa karşı koruma ve
sıcak tutma özelliğini keşfeden şehirli
artık keçeden yapılan her şeye değer
veriyor.
Turistik amaçlarla eşya satan
dükkânlarda artık keçeden üretilmiş
eşyalar yabancılarında ilgi odağı olmuş
durumda. En çok ilgiyi de şapka, takı,
çantalar çekiyor.
Günümüzde evde keçe yapımı artık ortadan
kalkmış durumdadır. Bahşiş ve diğer
Anamur Yörüklerinin keçeleri işleme ve
desen verilmiş olarak artık Konya ve
özellikle Karapınar ilçesindeki keçe
atölyelerinde yapılıyor. Keçeler
üzerinde yöresel desenlerin yanı sıra
keçe sahibi adını da yazdırıyor.
Keçe ne demek?
Keçeyi kısaca tanımlayacak olursak,
kaynatılmış yün diyebiliriz. Yünün iyisi
Yörüklerde hep keçelik ve şayaklık
olarak ayrılır.
Keçe yapımında değişik renklerdeki
yünlerin birbiri üstüne konması ve
dövülmesiyle elde edilmektedir.
Güneydoğu ve İç Anadolu’da geçmişte keçe
yapımı sıcak hamamlarda yapılırdı.
Hazırlanan keçelik yün blokları el ile
kaldırılıp göğse vurulmak sureti ile
uzun süre döverek elde ederlermiş.
Keçe Bilgileri
*Keçe, dokuma olmayan ama günümüzde
atölyelerde seri üretilebilen bir
tekstil ürünü.
*Keçe yünlerin sıcak su ile ve farklı
renklerdeki yünlerin bloklar halinde
dövülüp sıkıştırılmasından elde
ediliyor.
*Dünya’da keçe üretimi ile ilgili
günümüze gelebilen örnekleri Milattan
Önce 6500 yıllarına aittir. Petersburg
Hermitage Müzesi'nde bunlar
sergileniyor.
*Koyunun evcilleştirilmesi ile birlikte
Orta-Asya’da ilk defa Türk boyları
arsında yayıldığı tahmin ediliyor.
*Eskiden çadır kaplaması, kepenek, külah
ve yer yaygısı olarak kullanılan keçeden
artık günümüzde aklımıza gelen çok
çeşitli süs eşyaları, aksesuarlar,
şapka, kemer, deri v.s. yapılıyor.
*Keçe nerde ise belirli kesimler dışında
unutulmaya yüz tutmuşken yeni ürünlerin
yapımı ile yenden insanların hayatında
yer bulmaya başladı.
*Bize ait bu değeri artık Avrupa’da
keşfetmiş ve keçe üretimi ile ilgili
çalışmalar ve bunlardan eşya yapımı
artmış durumda.
Keçe Yapımı
Keçe hammaddesi yün olan, yünün sabunlu
su ile ıslandırılıp birçok işlemden
geçirilerek dövülmesi ile oluşturulan
bir kumaştır. Türklerde göçebe yaşam ile
ortaya çıkan geçmişi uzun olan bu el
sanatı azalarak da olsa günümüze kadar
gelmiştir. Kullanım alanları ise: Yaygı
keçesi, paspas, kepenek, külah, yelek,
pantolon, çantadır.
Keçenin yapımında yün yapılacak eşyaya
göre tartılır ve yay-tokmak yardımıyla
veya Makine ile taranıp, kabartılır.
Yere açılan hasıra göz kararı ile yünün
büyük bir kısmı saçkı ile atılarak
yerleştirilir ve hasır rulo şeklinde
sarılır.
Bu sırada yünün keçeleşmesini sağlayacak
sabunlu su için kazana su konulur ve
kaynatılır. Kaynayan suya sabunda
eklenerek ateş üzerinde su karıştırılır
ve bu sabunlu su keçenin oluşumundaki
her aşamada kullanılır.
Rulo olarak sarılan hasır açılır ve
yassılmış yünün üzerine tasa konulan
sabunlu su süpürge yardımıyla, yünün her
tarafına gelecek şekilde sepilir.
Islandırılan yün hasıra sarılır. Hasırın
dışına Tepme İşleminde kirlenmemesi için
çuval bezinden sargı sarılır ve ip ile
hasır sıkıca bağlanır. Keçe Ustası
ayakları ile hasırı dükkânın içinde bir
götürüp bir getirerek Tepmeye başlar.
Tepme İşlemi yaklaşık yarım saat sürer
ve yün gitgide gevşemeye başlar. 1.
Tepmeden sonra açılan hasırda keçeler
ters yüz edilir. Keçenin kenarları kaba
yün ve sabunlu su kullanılarak el
yardımıyla düzeltilir bu işleme Çatkı
denilir.
|
|
Keçenin sağlamlığını arttırmak için
keçenin altına ve üstüne bir kenara
ayrılan yün saçkı ile sepilir. Eğer
kepenek yapılıyorsa kepeneğin ense ve
külah kısmı da bu sırada sepilmektedir.
Sabunlu su yünün üzerine sepilerek hasır
toplanır ve bağlanarak II. Tepme İşlemi
gerçekleşir. Bu işlem yaklaşık yarım
saat sürer ve açılan hasırdaki keçeye
istenilen motif veya sipariş veren
kişinin ad ve soyadı baş harfleri,
sipariş üzerine yapılmıyorsa yapan
Ustanın adını baş harfleri daha önceden
hazırlanmış renkli keçe parçaları
kullanılarak sabunlu su ile
yapıştırılır. Tekrardan sabunlu su
kullanılarak ıslanan keçe hasıra
sarılarak bir on dakika daha tepilir ve
keçe hasırın içinden çıkarılıp tezgâh
üzerine alınır.
Sargı ile sarılan keçe kol gücü ile
dövülüp haşlanmaya başlanır. Keçe iki üç
saat boyunca hem ıslandırılır hem de
dövülür. Kol ile dövme işleminin çeşitli
biçimleri vardır: Yuvarlama, kollama,
körükleme. Zaman geçtikçe keçe sertleşip
sıkılaşmaya başlar ve biraz da küçülür.
Yünün rengi keçe rengine gelince keçe
katlanarak suyu süzülsün diye bir kenara
konulup bir gün dinlendirilir. Böylece
sık sık sabunlu su ile ıslandırılan
keçenin emmediği suyu da akıtılmış olur.
Keçe ertesi gün tezgâh üzerine alınarak
düzden, tersten, enden ve boydan olmak
üzere farklı şekillerde katlanarak bir
süre yuvarlama yapılır. Sonra tezgâha
açılan keçeye tokaçla vurularak keçenin
katlama yerleri ve kenar kısımları
düzeltilir. Keçe sırığa sarılır,
yaklaşık on dakika sırık ile keçe tezgah
üzerinde yuvarlanıp açılır. Tokaç ile
vurularak düzeltilen keçe şekline uygun
bir şekilde asılarak kuruması için açık
havaya çıkarılır. Havanın sıcaklık
durumuna göre kuruma işlemi bir veya iki
gün sürmektedir.
Yapılan keçe türü Çoban Kepeneği ise son
Tokaçlama İşleminden sonra Tokaç
yardımıyla kepeneğin ön yüzünde açılacak
olan kanatlar belirginleştirilir ve
bıçak yardımıyla aşağıdan yukarıya bu
kısımlar açılır. Makas ile ense ve yaka
kısmı düzeltilir. Yeni açılan yivler el
ile ovularak sertleştirilir. Böylece bu
kısımlardan oluşacak açılımlar önlenmiş
olur. Kepenek şekli bozulmasın diye
askıya asılarak açık havada kurumaya
bırakılır.
Desen Oluşturmada Kullanılan Renkli
Keçenin Hazırlanması
Bir teneke kutuda veya kazanda
kaynatılan suyun içine istenilen renk
için yün boyası atılır ve karıştırılır.
Boya boza kıvamına gelince kazanın
altındaki ateş azaltılarak içine renksiz
keçe parçaları atılır ve kaynamaya
bırakılır. Boyanın içine atılan bir
avuca yakın tuz boyanın keçeye tamamen
geçmesini sağlar ve yarım saate yakın
boya içinde bekletilen keçeler istenen
rengi alınca boyadan çıkarılır. Açık
havaya çıkarılarak kurumaya bırakılır.
Bu şekilde birçok renkten hazırlanan
renkli keçeler desen yapımında
kullanılır. Keçeler desene göre
kesilerek kullanılır.
Yapılan keçe ürünleri sanayii ve kırsal
kesimin ihtiyacını gidermeye yöneliktir.
Balıkesir’de yapılan sanayi keçeleri ile
kepenekler Eskişehir, İzmir, Ankara,
İstanbul, Kastamonu, Bilecik, Bursa ve
civar ilçelere pazarlanır.
Balıkesir Merkez’de ve Savaştepe İlçesi
Sarıbeyler Beldesi ve bazı dağ
köylerinde yapımı devam etmektedir.
Keçe Hakkında Bilmediklerimiz...
*Keçe dokuma kumaşların öncülü saylan
ilk tekstil ürünüdür. Koyunun var olduğu
her coğrafyada keçe üretilmiştir. Bu
nedenle keçenin tarihinin Neolitik
döneme kadar uzandığı varsayılır. Antik
Yunan edebiyatında Homeros, İlyada adlı
destanında askerlerin keçe çizme ve
başlıklarından bahseder. Roma dönemi
Pompei harabelerinde bir villadaki duvar
resminde işçiler, atölyelerinde keçe
yaparken betimlenmiştir.
*Orta Asya göçer kültürlerinde de keçe
yaşamsal önem taşır. Yaşadıkları
çadırları, giysileri, yaktıkları
ölülerinin külleriyle yüzyüze yapışık
gömdükleri insan boyundaki totemleri,
nazarlıkları hep keçeden yapılmıştır.
Pazırık kurganlarından çıkan olağanüstü
keçe örnekleri, keçe kültürünün en eski
kalıntılarıdır.İslamiyet öncesinde ise,
şaman kültürü keçeyi sağaltıcı ve büyü
objesi olarak kullanmıştır.
*Dede Korkut destanında da keçenin önemi
ve toplumsal katmanlar arasındaki
simgeselliği çokça anlatılır.
*Yeni seçilen Kaan, üç kez keçe seccade
üzerinde hoplatılarak kutlanırken, ok
yarasına ana sütü, keçe ve dağ lalesi
karışımı sürülürdü. Obalarda zenginler
desenli beyaz, orta halliler beyaz,
fakirler ise kara keçe çadırlarda
yaşarken, ortak olarak hepsi
çeyizlerinde keçeye ağırlıkla yer
verirdi.
*Göçlerle Anadoluya gelen Türk kavimleri
beraberlerinde keçe yapımını da
kültürlerinin bir parçası olarak
taşımışlar ve yerel kültürlerle
birleştirmişlerdir.
*Esnaf dayanışma ve kardeşlik hareketi
Fütuvvet kanunlarının devamında 12.
yüzyılda başlayan Ahilik hareketi,
keçeciler ve debbağlar (deri
işleyicileri) tarafından kurulmuştur.
*Göçerlikten yarı göçerliğe, daha sonra
da yerleşik düzene geçiş süreci
içerisinde Osmanlı İmparatorluğu keçeyi
her ne kadar alt kültür ürünü olarak
değerlendirse de, günlük yaşamında
fazlasıyla önem vermiştir. Gezgin
misyoner dervişler vasıtasıyla keçe,
Kuzey Afrika'ya ve Macaristan'a kadar
Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli
bölgelerine yayılmıştır.
*1640 tarihli Narh defterinden İstanbul,
Edirne, Rodos, Selanik, Tırnova, Lofça,
Drama, İskelit, Eğriboz, İmroz, Limni'de
üretilen keçe ve kebelerin İstanbul'da
satıldığı anlaşılır. Selanik şehrinin
müslüman olmayan nüfusunun, yıllık
vergilerini karşılamak için askeri
amaçlı kullanılmak üzere keçe verdikleri
bilinir. Evliya Çelebi, İstanbul'un
Fatih semtinde Keçeciler caddesinde keçe
imalatının yapıldığını ve keçecilerin
yaşamlarını anlatmakta, ayrıca sarayın
özel keçeler sipariş ettiklerine
değinmektedir. Sarayın kullandığı
yeniçeri başlıkları, serpuşlar,
içlikler, çizmeler ve sefer çadırları
keçeden yapılmaktaydı.
*Avrupalılaşma hareketi içerisinde,
Londra'da düznlenen ilk sanayi fuarı
olan 'Crystal Palace Sanayi Ürünleri
Fuarı''na Osmanlı el sanatları ürünleri
arasında katılan keçe, Sultan
Abdülaziz'e İngiltere kraliçesi
Victoria'dan altın madalya ödülü
kazandırmıştır.
*Keçecilik, günümüzde yok olma sürecine
giren geleneksel el sanatlarımızdan
biridir. Bu sergi geleneksel
değerlerimizi sahiplenmek, kültür
mirasımız olan el sanatlarına bakış
açısını daha yapıcı kılmak, bu eserleri
sadece korumakla kalmayıp el sanatlarını
www.resimogretmeni.cjb.net
/ Sitesinden alınan aşağıda keçe ile
ilgili bir yazı yer
almaktadır;
SIKIŞTIRMA İŞİ
KEÇE ve DOKUMALAR
Keçe
Keçe; Hayvansal liflerden genellikle
yünün ısı, nem, basınç altında, sabun,
yağ, asit vb. yardımıyla birbirlerine
kenetlenmelerini sağlayarak oluşturulan
dokudur.Türk el sanatlarının en eski
tekniklerden biri olan tepme keçecilik
Orta Asya'dan 11. yüzyılda batıya göç
eden Türkler tarafından diğer sanatlarla
birlikte Anadolu'ya gelmiş, günümüze
kadar ulaşmıştır. Türklerin günlük
yaşamında önemli bir yeri olan "keçe"
sözcüğü, "kidhiz / kidiz / kiz / kiiz /
kiyiz" şeklinde adlar almıştır.
Kullanılan bu tekniğin ilk örnekleri
Uygur dönemine ait örneklerde
görülmektedir. Tepme keçe veya
fabrikasyon olarak üretimi yapılan keçe
yapımında, koyunyünü dışında tavşan,
yünü, deve yünü, tiftik, keçi kılı da
kullanılmaktadır.
Yünün elle veya makinelerle atılarak,
genellikle doğal yün renginin (beyaz,
siyah, kahverengi) zeminde kullanıldığı,
desenlerin ise sentetik boyalarla
renklendirilen keçeler ile oluşturulduğu
görülmektedir. Desenlerde çoğunlukla
geometrik bezemelerle birlikte figürlü,
doğadan stilize motifler de
kullanılmaktadır.
Atölyelerde yörelere özgü desen, renk,
motiflerle bezenen desenli veya desensiz olarak üretilen bu
ürünlerin geçmişte kullanım yerleri iye
benzer üretimlerle; yaygı, yolluk,
seccade, yastık, eğer örtüleri, çadır
gibi ev eşyası yapıldığı gibi kepenek,
çizme, çorap, patik vb. giyim eşyası
yapılmaktadır. Hammaddenin yeterli
olmasına rağmen yoğun emek, zaman
harcanması, elde edilen gelirin az
olması, eskiye nazaran kullanım alanının
sınırlı olması nedenlerinden gibi
olumsuzluklara rağmen Afyon, Şanlıurfa,
Konya, Balıkesir, İzmir, Kars,
Erzurum'da biraz daha yoğun olmak üzere
birkaç ilde azda olsa hala devam
etmektedir.
AHBAZYA KEÇE DOKUYANLARIN ŞARKISI
AWAPA ZRAPO RAŞÜA
Söz ve Müzik:
Anonim
Rayda Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Cıba cıba dıb dıb, rapa rapa hurfır.
Abıtsaka yılaba, rahurafa yılaba.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,
Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Ahurfıga adziykua, asırhıga bıtsaka.
Cılarcığe yıtsaka, rapa şapa bıtsaka.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,
Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Ahuagaga yıwapa, ahurafa yılaba.
Ahurfıga yışapa, şapılagi yırapa.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,
Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Caba caba dıb dıb, rapa rapa hurfır.
Ahurafa yılaba, rahurafa yılaba.
Wohoohoo, Wasarada Rayda, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda.
Worira Riraşa, ciy ciy dab dab,
Worira Riraşa, daba daba dıb dıb.
Wohoohoo, Wasarada
Rayda, Wasarada Rayda, Wasarada Rayda.
Awapa Zrapo Raşüa ( Keçe Dokuyanların
Şarkısı )
Bu bir üretim şarkısı olup, keçe
dokunurken söylenmektedir. Abhazya'dan.
Bu şarkıda sözler genellikle nakarat
biçiminde, keçeyi tepelerken çıkan
seslerin taklidinden kaynaklanan sesler
olup, anlamsızdır. Anlamlı sözlerin
birkaçı keçe dokuma ile ilgili
sözcüklerdir.
Alıntı Kaynağı:
http://www.warada.org/repertuvar/1.html
|