FOLKLOR
YÖRÜKLERDE
KÜÇÜKBAŞ
HAYVANLARA EN VURMA
Yörük obaları durmadan yer değiştirerek
konalgalarda konup, yaylalara, bol
otlaklı çayırlara, dağlara doğru
sürüleri ile giderken bir sorunla
karşılaştılar. Bu neydi? Bu konaklama
yerlerinde bir başka göçen oba ile
karşılaşma hali idi. Karşılaşıldığı anda
yüzlerce keçi veya koyun bir birine
giriyor ve karışıyor, bunların hangisi
hangi obanın ayırmakta güçlük
çekiliyordu.
Bu soruna bir çözüm bulmak gerekiyordu.
Obanın ileri gelenleri, beyleri bunu
uzun süre düşündüler. Pratik bir çözüm
geliştirdiler. Bu çözüm hem sürülerin
karşılaştığı anda karışmış olsalar dahi
ayırmasında bir problem yaşatmayacak,
hem de obanın, sülalenin veya ailenin
güç timsali olarak ortaya konacaktı.
Hayvancılık kültür tarihimiz
içerisinde
kendine göre özel bir kültür olarak
günümüze kadar geldi ve bundan sonra da
yapılmaya devam edilecek. Hayvan besleme
ve onunla uğraşanlar her zaman veteriner
bulma şansına da sahip değiller. Toros
dağlarının yamaçlarında pratik çözümler
geliştirmeyen bir aile çok hayvanını
kaybeder. İşte bu yüzden hayvanın
bakımı, sağlığı, güdümü, ve onu hayatın
bir vazgeçilmez parçası olarak yaşarken
karşılaşılan sorunlara pratik çözümler
üretilmesi başlı başına bir folklor
(kültür) karşımıza çıkmaktadır.
Yörükler arasında koç katımı, teke salımı,
süt sağımı, hayvan halk hekimliği
konularında ortaya konan kültürel bilgi
birikimlerinden en önemlilerinden birsi
de en vurma âdetimizdir.
Pazarda küçükbaş kurbanlık hayvan alırken
dikkat edince hayvanların kulağında
(özellikle-keçi-tekelerde) kesilmiş V,
C, U veya düz şekilde kesim, dilim veya
çentikler görürüsünüz. Bu kesimler o
hayvanlara özellikle yapılmış
şakilerdir. Onların mesajı; hayvanın
hangi aileye ait olduğunu ortaya
koymaktadır.
En kelimesi Türkçemizde ta geçmişten beri
kullanılan yaygın kullanılan bir kelime
olarak günümüze gelmiştir. Bizim
dışımızdaki Türk lehçelerinde de en
kelimesi kullanılmaktadır.
En vurma
âdeti
bütün Anadolu’da küçükbaş
hayvan besleyenler arsında kullanılır.
Taşeli Platosunda yaşayan bütün Yörük
obaları da en vurma âdetini
sürdürmektedirler.
En vurmanın pratikte başka bir yararı daha
bulunmaktadır. Sürüyü hayvan
hırsızlarından koruma. En vurulmuş
hayvan başka sürülerin içine
karıştığında kulağında bulunan özel
işaretinden nasıl ayırt ediliyor ise
hırsızlık malların yakalanmasında da en
işe yaramaktadır.
Peki, en vurma ne zaman yapılır? En vurma
yeni doğan kuzu ve oğlaklara(keçi
yavrusu) bir ay içinde vurulur. Hava
sıcaksa en vurmak yaranın azma
ihtimalini artırır. Hava soğuk ise en
vurmada herhangi bir sıkıntı yoktur.
Hayvanın kulağına ailenin özelliğine veya
lakabına göre en vurmada çeşitli
şekiller kullanılmaktadır. En vurma her
iki kulağa da yapılabileceği gibi tek
kulağa, sağ veya sol kulağa yapılarak da
kullanılmaktadır. Bu biraz da aile ve
yörenin alışkanlıkları ile ilgili bir
tutumdur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1-Dilimlenmiş En:
Hayvanın kulağına 1, 2,
3 gibi dikine veya yatay olarak birkaç
tane kesik atmaktır. Yani kulağı yirmektir.
2-Oyulmuş En:
Hayvanın kulağının ikiye
katlanarak C veya V şeklinde
kesilmesidir.
3-Uç Eni, Düz En:
Hayvanın kulağının tam
ucunun V şeklinde kesilmesidir. Düz ende
ise hayvanın kulağının ucundan düz
olarak veya yan olarak bir miktarının
kesilmesidir.
4-Ucu Kesilmiş ve Yirilmiş En:
Bu en
biçiminde de hayvanın kulağının ucu düz
olarak kesilir, bir veya iki yirik
atılır.
Bunların dışında da belki en vurma
adetleri olması muhtemeldir.Günümüzde büyükbaş hayvanların İlçe Tarım
ve veterinerlerince kulaklarına etiket
takılması ve o etikette bazı
özelliklerin yazılı olması bize en vurma
âdetinin modern şeklini
düşündürmektedir.
En vurma âdeti günümüzde büyük sürü
sahiplerince hala uygulanan bir kültür
mirası olarak devam etmektedir.
|