ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

KÜLTÜR
Folklor
Halk Oyunları
    - Genel
    - Halk Oyunları Türküleri
    - Halk Oyunları Hikayeleri
          - Anamur Yolları Gayrak...
          - A Devem
          - Yörük Kızı Geçti mi?
          - Gök Gargayı Duttular
    - Yöre Çalgıları
    - Mahalli Müzisyenleri
    - Yöre Giyimi
    - Çocuk Oyunları-Sayışmalar
    - Çocuk Oyuncakları
Anamur Hikayeleri-Şiirleri
Efsane-Masal-Atasözü...
Anamurlu Yazarlar ve  Kitapları
Anamurlu Ünlüler
Anamur Gazete ve Gazetecileri
Dokuma ve El Sanatları

 

HALK  OYUNLARI ve TÜRKÜ HİKÂYELERİ


YAKIMLAR–1 (*)
 

A DEVEM
 

Anadolu'yu dolaştığınız zaman aşk, sevgi, kahramanlık, tabiat, din, vatan, bayrak üstüne söz söyleyen, türkü çağıran birçok âşıkla, karşılaşır, söylediklerim dinler bundan da büyük keyif alırsınız.
 

Hep merak etmişimdir. Anamur'un gelmiş geçmiş âşıkları kimler ve bunlar bize hangi eserleri bırakmışlar diye.
 

Yaptığım araştırmalar, derlemeler sonucunda geçmişte yaşamış ve günümüzde hâlen yaşamakta olan halk ozanlığı yönü çok güçlü insanlar tespit ettim. Bunların söylediği şiirleri kasetlere alarak ölümsüzleştiriyorum. Zaman zaman bu eserleri dergilerde de yayınlatmaktayım.
 

Fotoğraf: Çınar Arıkan (Karalarbahşişli İbrahim Melek)Birçok şiirin, türkünün bize ulaşmasını sağlamış olan aslen Anamur İlçesi Karalarbahşiş köyünden İbrahim Melek’in bana aktarmış olduğu anonim bir özellik taşıyan yakımı ve hikâyesini sizlere aktaracağım.
 

Yakım yakmak Anadolu'da acı duyulan bir olay, bir ölüm karşısında dertlenme, hüzün, acı ve kalpteki acının seslendiril-mesi, yüksek sesle ilanıdır.
 

Geçmişte Bahşiş köylüleri kışın sahillerde, yazın baharla birlikte yaylalarda yurt tutan, koyun besleyen, göçer Yörüklerdi. Halen bu geleneği bir kısmı sürdürmekte, sürüleriyle birlikte bahar basında Anamur yaylalarına ve Karaman ilindeki Barçın Yaylası’na göçmektedirler.
 

Daha dağların delinmediği, toprak yolların bile açılmadığı yıllarda, patika yollardan eşyalar, develere, at ve eşeklere yüklenir, yaylalara on, on beş günlük bir zaman içerisinde çıkılırdı.
 

Yayla göçünde develer büyük işe yarar, yayla yollarında, ‘sarı yayla’ türküleri çağrılırdı.
 

Karalarbahşiş köyünden olan Emine kız çok sevdiği lök üne(1) kendi eşyalarını yükletmişti. Diğer ev eşyaları da diğer develere. Emine kız sarı lökü ta küçüklüğünden itibaren kendi elinde büyütmüştü. Ona duyduğu sevgi bambaşkaydı. Bu yıl tam altı yaşına gelmişti. Yine Barçın'a gidiliyordu.
 

Sabah namazı ile birlikte yola çıkıldı. Deve bozulama-ları(2), lök ötüşleri(3), köpek havlamaları, koyun melemeleri, at kişnemeleri birbirine karışıyor, yerden insanın ciğerini yakan bir toz kalkıyordu.
 

Bu şekilde bir müddet yol alındı. Muarlar koyağının üst kısımlarına Zinhar(4) mevkiine varılmıştı. Günün ilk ışıkları da batı tepelerinin üst kısımlarına düşmüştü artık.
Bir anda olan oldu. Sarı Lök önce ön dizleri üzerine çöktü. Sonra yan üstü kaykıldı. Acı acı birkaç defa öttü. Sonra o koca vücut uzanıverdi ve hareketsiz kaldı. Emine bir anda ne olduğunu kavrayamamıştı. Ama lökü ölmüştü. Lökün yanına o da çöktü. Gözlerinden yaşlar sel gibi gelmekteydi. Ağlıyor, hıçkırıyor,elinden hiçbir şey gelmiyordu. Dizlerini dövüyor, yüzünü iki elinin arasına alıyordu. Sonra yanık, içten, insanın ta yüreğine işleyen bir yakımı(5) yakıverdi.
 

A DEVEM
 

Sarı löküm de bağdan boşanır, boşanır

Ala bağlısı(7) da yere döşenir, döşenir

Lökümün gız ablası da gütmeye üşenir, üşenir(8)

Vefasız yolda goydun da beni a devem oy. oy.. oy...
 

Sarı löküm de dağda yayılır, yayılır

Yayılır, yayılır da kendi doyunur, doyunur

Lökümün ötüşü de abamgile duyulur, duyulur

Kötü yolda goydun da beni a devem oy. oy.. oy...

 

Sarı löküm olmayınca da yaylaya gitmedim, gitmedim

Nerde benim löküm deyip de gütmedim, gütmedim

Ala bağlısını da tutup örtmedim, örtmedim

Vefasız sahilde(9) koydun da beni a devem oy. oy.. oy... (*)


(*) Yakım: Dağa, taşa, ağaca, hayvanlara, üzüntüye, kedere, sevince, neşeye ağıtlar, şiirler

söyleme.

(1) Lök: Altı yaşındaki erkek deveye verilen ad.

(2) Deve Bozulaması: Devenin ötmesi, ses çıkarıp, bağırması.

(3) Lök Ötüşü: 6 yaşındaki devenin ses çıkarıp, bağırması.

(4) Zinhar: Anamur’un Kaş Yaylası ile Muarlar Koyağı arasında bir mevki ismi.

(5) Yakım: Dağa, taşa, ağaca, kuşa, acıya tatlıya şiir söz, türkü söyleme.

(7) Ala Bağlı: Devenin havudunu (palanın) bağlamakta kullanılan ala kilim deseninde

dokunmuş ip (kolan).

(8) Üşenme: Tembellik, atalet, iş yapmak istememe.

(9) Sahil: Deniz seviyesi, kışlak.

(*) Kaynak Kişi: İbrahim Melek. Anamur Karalarbahşiş köyü. 1933 doğumlu. İlkokul mezunu.

Derleme; 1988 yılında Çeltikçi köyünde, İbrahim Melek’in evinde ses kayıt cihazı ile

yapılmıştır.

 
   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]