HALK
OYUNLARI
ANAMUR
YÖRESİNDE ÇALGILAR
Anamur yöresinde çalgıları iki alt
başlık altında toplamak yerinde olur.
1-Koyunun peşindeki çobanların
çaldıkları çalgılar(Kaval):
Bu çalgılar genelde çobanlık yapanların
zamanını geçirmek, koyunları
dinlendirmek ve yönlendirmek için
çaldığı çalgılardır. Bunların en başında
ise kargıdan(kamış) veya çeşitli
ağaçlarından yapılmış kavallardır. İyi
bir çobanın çalgısı olan kavalla
çıkaramayacağı herhangi bir müzik
yoktur. Koyun sulamaya ve ağrığa koyunu
götürürken, bir de göç yollarında
çobanların yanık sesi ile dağları
inleten garip kavalını Toroslar üzerinde
bolca duyarsınız. Bu kavalların iki
türüne bölgede rastlanır; dilli kaval ve
dilsiz kaval. Dilli kavalda klarnetteki
gibi zar sistemi vardır. Diğeri halk
arasında söylendiği şekliyle koval olup
zar yoktur, düzdür ve ağzın yanına
hafifçe dayanarak çalınır. İster
kargı(kamış), ister ağaç kaval veya
koval olsun her birinin ritim(nota) için
açılacak olan delikleri ocakta akkor
derecede kızdırılmış metaller(şiş) ile
yakılarak açılır. Kavalların boyları
25–50 santim arasında olur. Kalınlıkları
ise 2,5–3,5 santimetre
2-Anamur yöresinde halk oyunları
çalgıları:
Kültürümüz içinde büyük yeri olan ve
folklorun önemli bir bölümünü teşkil
eden halk oyunlarımız çeşitli müzik
aletlerinin çıkardığı nağmeler eşliğinde
oynanır.
Bölgede neşeli günlerde, düğünlerde,
bayramlarda, oyunlar oynanır. Anamur
yöresi oyunları, canlıdır, kıvraktır, neşelidir. Oyunlarda figürler,
davranışlar, giyilen kıyafetler, ezgiler
bölgede yaşanan Yörük kültürüne
uygundur. Yapmacıklık yoktur. Doğallık
ve tabilik vardır. Oyunlar halka
biçiminde, karşılıklı veya serbest
oynanır. Halk oyunları yalnız oynandığı
gibi, kadınlı, erkekli yahut kadın
grubu, erkek grubu olarak, zeybek
oyunları ise; sadece erkekler tarafından
oynanır. Oyunların birçoğunda elde kaşık
bulunur. Tahta kaşıklar oyunun ahengine
göre vurularak müziğe ritim tutulur.
Oyunların oynanabilmesi için çalgının
olması gerekir. Bu çalgı(müzik)
aletlerin de geçmişe göre günümüzde
değişime uğradığı bilinmektedir.
Yöremiz çalgılarını geçmişten günümüze
şöyle sıralayabiliriz. Yöre çalgıları
mazinin mirası olarak kabak kemani, koca
kaval ve davuldur.
A-Kabak
Kemani:
Bölgede yetişen su kabaklarını ana
gövdesine bir sap eklenmesi ve bu sapın
üzerine nota perdelerinin bağlanması ve
tel yerine de at yele tüylerinin
gerilmesi ile ve bir yay yardımı ile
çalınan keman türüdür. Kabağın ana
gövdesinin üzeri düz bir şekilde kesilir
ve üzerine deri geçirilir. Tok bir sesi
vardır. Günümüzde kabak kemane sayısı
çok azalmış olup, bir iki kişi
dışında(Özellikle Ahmet BÜLBÜL)
çalabilen müzisyeni de yoktur.
B-Koca
Kaval:
Kargıdan(kamış) veya çeşitli ağaçlarından
yapılmış kavallardır. Eskiden halk
oyunları oynanırken kabak kemaninin ve
davulun ritmine eşlik eden kaval artık
kullanılmıyor. Sadece bölgede çobanların
bazıları kavalı kullanıyor.
C-Davul:
Günümüzde de kullanılan davul tabağlanıp
ve işlenerek kasnağa
geçirilmiş oğlak
veya dana derisinden yapılmaktadır. Halk
arasında tokmakla çalınan davulun
derisinin tokmağın şiddetine dayanması
için eşek derisinden yapıldığı da
söylenmektedir. Davul iki türdür. Sopa
ile çalınan davulun yanı sıra koltuk
altında el ile çalınan davul mevcuttur.
Günümüzde kapalı ve oturak
eğlencelerinde(âlemlerinde) davul koltuk
davulu olarak kullanılmakta, gelin alma,
kına yakma, gelin indi ve bindi anları
ile düğünün ilanı ve misafirlerin
karşılanıp, uğurlanması sırasında bir
tokmak ve ince bir çirpiden oluşan
sopalarla çalınmaktadır.
Günümüzde geçmişte kullanılan bu müzik
aletlerinin yerini başka enstrümanlar
almış bulunmaktadır. Bunları şöyle
sıralayabiliriz:
a-Davul:
Geçmişten günümüze değişmeyen müzik aleti
olmakla birlikte düğünlerde koltuk
davulunun yanında darbukanın da yer
bulmaya başladığını söylemek gerekir.
Koltuk davulu genelde halk oyunları
gösterilerinde el ile çalınır. Kaşdişlen
köylülerinin oyunu mengi de ise tokmak
ile çalınır.
b-Klarnet:
Geçmişin koca kavalının yerine ikame
edilmiş bulunmaktadır. Bölgede klarnet
çalanların sayısı bir hayli vardır. Koca
kavalın çalındığı dönemlerde bölgede
klarnet yoktur, daha sonra dışarıdan
kültüre katılmıştır.
c- Keman:
Geçmişin kabak kemanisinin yerine ikame
edilmiş bulunmaktadır. Yörede keman
çalanların sayısı bir hayli vardır.
d-Saz:
Yöremizde yaşamış âşıklık geleneğinin bir
devamı biçiminde olamasa bile saz ile
çalıp söyleyenlerin sayısı bir hayli
artmıştır. Saz genelde, dut ve yayla
ağaçlarından imal edilir. Saz yapan
ustalar geçmişte daha çokken sayısı
artık çok azalmıştır.
e-Diğer müzik aletleri:
Her tür müzik aleti artık günümüzde bir
hobi olarak çalınmaktadır.
|