|
ANAMUR
HİKÂYELERİ
-
FIKRALARI-ŞİİRLERİ
ANAMUR
Arzın üzerinde
cennet aradım,
Sen dünyanın cennetisin ANAMUR…
Yaşanacak diyar tek seni buldum,
Sen dünyanın cennetisin ANAMUR…
Hava temiz, deniz temiz, dağ temiz,
Pazarında peynir temiz, yağ temiz,
Hep vererek ağa olan bey temiz,
Sen dünyanın cennetisin ANAMUR…
Abanoz, Akpınar yaylaların var,
Yemyeşil ovalar yemyeşil dağlar,
Yaşanacak yersin, dört mevsim bahar,
Sen dünyanın cennetisin ANAMUR…
Azı çok eyleyen harman senindir,
Ağrıya, sızıya derman senindir,
Rahata, huzura ferman senindir,
Sen dünyanın cennetisin ANAMUR…
Anamur-
05.05.1997
Hüseyin GÜMÜŞ
(Sevdalarım, Sf.175)
YOLUN
DÜŞÜNCE ANAMUR’A
Yolum düşünce Anamur'a
Havalar yağar eser de olsa
Elini kulağıma götürerek
Uzunhava çeken köylüleri
Dinlemeliyim mutlaka
Yolum düşünce Anamur' a
Göğüs kılları yenice yürümüş
Mısır sulayan delikanlılarla
Ayaküstü bir şeyler konuşmalıyım
Tarlalara akan sulara
Bakarak
Yolun düşünce Anamur' a
Kökleri dahi sökülerek yakılan
Ilgın ağaçlarının duruşlarından
Bir şeyler katmalıyım hayatıma
Abdülkadir
BULUT (Acılar Yurdumdur)
ANAMUR YAYLALARINDA SİMDİ
Oltasına güneş takılıyor Anamur'lu
çocukların
Bir poyraz çıkıyor dağ yamaçlarından,
Kılıç’tan,
Boğuntu'dan
Alıp getiriyor kekik, yavşan, harnup
kokularını
Pazarında mantar, yoğurt satan köylü
kadınlarla.
Nilüferlerin yeniden açtığı mevsimdir
burada yaz
Takılıp gideriz çoban ıslıklarının
peşine
Köşede bir Yörük kilimi, cezve, ayran
tuluğu, tas
Anlatırız anlamazlar gözlerini ovuşturan
yayla çocuklarını.
Deniz tutmalarıyla, yaz yağmurlarıyla
unut
Unut sandal, köknar, piynar ağaçlarıyla
Ve anımsa birden ağını boş çeken Bozyazı
balıkçılarını
“Gözyaşları da çiçek açar” Anamur
Yaylalarında şimdi.
Ramazan
TEKNİKEL
ANAMUR
Yaylasında karı, buzu,
Ovasında narı, muzu,
Yamacında gör Kıbrısı,
Zümrüt renkli Anamur’un.
Bahçeleri öbek öbek,
Meyveleri hevenk hevenk,
Balları var petek petek,
Türk Toprağı Anamur’un.
Tarlalarda fıstık hurma,
Gökyüzünde keklik, turna,
Halk içinde şenlik gırla,
Sevinci bol Anamur’un.
Bıldırcını balığı var,
Gürül gürül akar sular,
Kışı nazlı bir ilkbahar,
Varlığı çok Anamur’un.
Kerestesi gelir dağdan,
Üzüm topla yeşil bağdan,
Eski çağdan, orta çağdan,
Eseri var Anamur’un.
Akşam üstü deniz alda,
Koku çağlar portakalda,
Kumruları öter dalda,
Gör halini Anamur’un.
Kerim YUND
ANAMURUM
Muz Bahçesi öbek öbek
Bozyazı’da Anamurum
Mısır undan sıcak çörek
Sunar durur Anamurum.
Torosların güney yüzü
Perçembeli bilmez güzü
Çarıklar’da zeytin düzü
Eser durur Anamurum.
Bozdoğan’ın yanı deniz
Kale dibi daha diniz
Suyu tuzlu yakar geniz
Yüzer durur Anamurum.
Ortaköy’ü seyret dağdan
Taze börek tereyağdan
Ovabaşı mutlu bağdan
Bakar durur Anamurum
İskelede akşam yeli
Meşhur olmuş yanık Veli
Kocaçayın bozca yeli
Akar durur Anamurum.
Güngören’in önü dere
Dambaşına pestil sere
Akine de bilmem nere
Sorar durur Anamurum.
Çadırağaç Yüce Yayla
Kervandüzü kanlı sayla
Halkalıda kekik çayla
Akşam olur Anamurum
Çamurlu’nun yeri başka
Bayır eli düşer aşka
Çoğu hoca yapar muska
Yazar duru Anamurum.
Efeler’de mardavul ye
Topaloğlu: “Sertoğlan” de
Kimse kalmaz bu mevsimde
Sıcak olur Anamurum.
Kaşdişlen’li tahta biçer
Bütün köylü erken göçer
Gelin kızlar süzgün geçer
Göçer durur Anamurum.
Gerce bahşiş, Güney Bahşiş
Aynı boydan akıp gelmiş
Barçın yayla güven vermiş
Göçer durur Anamurum.
Boğuntu’yu Kesmece’yi
Ormancık’ta imeceyi
Akdağdaki bilmeceyi
Çözer durur Anamurum.
Kaladıran uzak kalır
Muz bahçesin tüccar alır
Tekeli’de harnup olur
Derer durur Anamurum.
Kırkkuyu’nun bitmez suyu
Beşoluk’ta rahat uyu
Toroslarda ömür boyu
Gezer dururu Anamurum.
Malaklar küçük şehir
Kadıların önü nehir
Evcileri etme tehir
Güzel durur Anamurum.
Gürlevikten Beyreliye
Yarı yayla Kömürlüye
Deri pekmez Dereliye
Yarar durur Anamurum.
Anamurum, Anamurum
Mümkün değil bitmez borcum
Köyden köye uzar ucum
Yeşil durur Anamurum…
İbrahim
YALÇINKAYA (Ötelerden Öteye)
YILLAR OLDU
Yanar kalbimin
ortası,
Köy, hayatın sigortası,
Soğanlı bir maş çorbası,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Ne güzeldi Olukbaşı,
Akar durur gözüm yaşı,
Rezeneli bulgur aşı,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Unutulmaz Yüğlük Dağı,
Geri gelmez gençlik çağı,
Yayla ballı-tereyağı,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Çiriş otu kavurması,
Saçta, ekmek kıvırması,
Nefis olur, yer elması,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Süt beyazdı, kabak sarı,
Tabağa sığmazdı narı,
Kömürde ütülmüş darı,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Çarşafa silkerdik dutu,
Ceviz dersen, kutu kutu,
Bir bardacık keçi sütü,
Yutmayalı, yıllar oldu!
Her tarafı yaban gülü,
Ay dede, göğün ampulü,
Küle gömülmüş gömpülü,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Çekilmez gurbet çilesi,
Dolmaz, yoksulun filesi,
Pekmezli incir heleşi,
Tatmayalı, yıllar oldu!
Anı tatlı, özlem acı,
Nerde, darı bulamacı?
Sütlü ekmek doğramacı,
Yutmayalı, yıllar oldu!
Haftada bir, sütlü kabak,
Bulgurca da, tabak tabak,
Patatese, kızıl sumak,
Atmayalı, yıllar oldu!
Farklı arpası-buğdayı,
Dağında, gezerdi ayı,
Andız göveleği çayı,
Yutmayalı, yıllar oldu!
Çayırlar olurdu döşek,
Anırırdı, yağır eşek,
Harman vakti, taze başak,
Ütmeyeli, yıllar oldu!
Yakardık bir isli çıra,
Dökerdik pekmezi kara,
Salataya, bir de şıra,
Sıkmayalı, yıllar oldu!
Kahvaltıda yağlı çörek,
Elde açma otlu börek,
Yoğurda, ekmekten kürek,
Yapmayalı, yıllar oldu!
Dinlerdik kuş şarkısını,
Düdük yaptık, kargısını,
Yüreğimin sargısını,
Sarmayalı, yıllar oldu!
Çıkıp da evin dışına,
Seyredip, Gübbük Kuşu’na,
Uzanıp damın başına,
Yatmayalı, yıllar oldu!
Bağımız var idi bizim,
Pekmez kaynatırdık güzün,
Al Horoz da uzun uzun,
Ötmeyeli, yıllar oldu!
Özledim dağ kokusunu,
Köyümüzün dokusunu,
Hocantı’nın yokuşunu,
Çıkmayalı, yıllar oldu!
Sümbül ile Kardelen’i,
Sazağı, Ortabelen’i,
Köyde bir düğün şöleni,
Görmeyeli, yıllar oldu!
Mor menekşe, sarı çiğdem,
Yağsız ayran dolu bâdem,
Bahçemizden, çağla badem,
Dermeyeli, yıllar oldu!
Var mı idi dost, kaldı mı?
Kuzularda, post kaldı mı(?)
Surat ak mı, kızardı mı?
Bakmayalı, yıllar oldu!
Gurbet bizim neyimize?
Gidek artık köyümüze,
Göçmüş derler evimize,
Görmeyeli, yıllar oldu!
Dizlerimde olsa derman,
Gönül dinler mi hiç ferman?
Tahta döven ile harman,
Sürmeyeli, yıllar oldu!
Arif verdi yıllarını,
Tutun artık, kollarını,
Anamur’un yollarını,
Görmeyeli, yıllar oldu!
Arif GÖLGE
(Mersin, 14 Kasım 2003)
ANAMUR'UM
(I)
Ulaşılmaz kayaların
El değmemiş kıyıların
Yazın kışın ve baharın
Kaynaştığı Anamur'um
Türkiye'nin muzu sende
En güneşli yazı sende
Kumsalları sazı sende
Benim güzel Anamur'um
Gökyüzünün en mavisi
Her tür çağın mimarisi
Havada yok isi-sisi
Benim özel Anamur'um
Irmakların en temizi
Tarihlerin bir bir izi
Aşık ettin hepimizi
Benim canım Anamur'um
Ormanların her türlüsü
Yeşil doğanın örtüsü
Türkiye'min sensin süsü
Benim zümrüt Anamur'um
Zeytin mersin yerfıstığı
Defnedir çocuk yastığı
Doğanın hep kaynaştığı
Benim yeşil Anamur'um
Sabahın bir başka senin
Yeşil-pembe-mavi tenin
Cennetisin Türkiye'min
Benim güzel Anamur'um
Elma armut narın da var
Dağda beyaz karın da var
Narenciyen darın da var
Benim güzel Anamur'um
Pınarlarda çağlayanın
Yaşam doludur her yanın
İncisisin sen dünyanın
Benim yeşil Anamur'um
Arif yine özler seni
Yüreğinde gizler seni
Yayla suyu deniz yeli
Benim canım Anamur'um
Arif GÖLGE
ANAMUR'UM (II)
Çeltikçi'yle Köprübaşı
Emirşah ve Ovabaşı
Denizi görüyor Kaş'ı
Bir başkadır Anamur'um
Kaşdişlen'den Malaklar'a
Bahşış Güney-Gerce-Kara
Ormancık'tan Pınarlar'a
Bir başkadır Anamur'um
Kükür Kılıç Çaltıbükü
Sugözü ırmağın kökü
Boğuntu'nun çoktur yükü
Bir başkadır Anamur'um
Çukurabanoz yukarda
Yolları kapanır karda
Göreceksin sen baharda
Bir başkadır Anamur'um
Akine'yle Narağacı
Evciler dağın yamacı
Dertlerimin tek ilacı
Bir başkadır Anamur'um
Çarıklar'ı oldu belde
Ona dahil Efeler de
Bozdoğan'sa az ilerde
Bir başkadır Anamur'um
Çamlıpınar Sarıdana
Düşüyor Melleç'ten yana
Köyler dağlık inadına
Bir başkadır Anamur'um
Karaağa Karaçukur
Lale'yi de saydık şükür
Kız'laliler şıkır şıkır
Bir başkadır Anamur'um
Kaladıran Kalınören
Ucarı'yı var mı gören
Ortaköy'se oldu Ören
Bir başkadır Anamur'um
Nasrettin dahil Ören'e
Köyler bitti bas frene
Yaşamasını bilene
Bir başkadır Anamur'um
Arif dolaştı köylerde
Yaşanmaz gurbet ellerde
Çiçek açtı gönüllerde
Bir başkadır Anamur'um
Arif GÖLGE
ANAMUR'UM
(III)
Sabahın altısından
Akşamın yedisine
Güneş girerdi eve
Ah benim Anamur’um
Önü açıktı sonsuz
Meyve yerdik hormonsuz
Nasıl yaşarım onsuz
Ah benim Anamur’um
Yeşildi dört bir yanı
Her bir köşesi anı
Çeker garibin canı
Ah benim Anamur’um
Gölevezi hem muzu
Marulu kuzu kuzu
Damdan sarkardı buzu
Ah benim Anamur’um
Daim oturduk köyde
Ekmek açardık evde
Keyfimiz yoktu beyde
Ah benim Anamur’um
Patates yeşil soğan
Bal dolu kütük kovan
Kalmazdı ekmek yavan
Ah benim Anamur’um
Abanoz’u Kaş’ı var
Böğrülcesi maşı var
Bir de kayrak taşı var
Ah benim Anamur’um
Bahçede balkabağı
Dağda kuzugöbeği
Ağaç dövme dibeği
Ah benim Anamur’um
Böğürtleni dut gibi
Yarpuz dersen ot gibi
Taze darı süt gibi
Ah benim Anamur’um
Karamık kürtüzümü
Güçlendirir dizimi
Alamazdım hızımı
Ah benim Anamur’um
Nergisi lalesi var
Mamure Kalesi var
Yollardan çilesi var
Ah benim Anamur’um
Maydanoz semizotu
Selleme tere otu
Yeniyor türlü otu
Ah benim Anamur’um
Lezizdir yağsız keşi
Hele incir heleşi
Dünyada yoktur eşi
Ah benim Anamur’um
Ayranlı tarhanası
Başkadır lahanası
Açıktır hep vanası
Ah benim Anamur’um
Sazak’ta ceviz-badem
Havuz önünde iğdem
Menekşe bir de çiğdem
Ah benim Anamur’um
Tatlıdır kuru soğan
Bacımdır keçi sağan
Yüreğime zor sığan
Ah benim Anamur’um
Bir başka Pınarlar’ı
Boy verir çınarları
Yazın pekmezli karı
Ah benim Anamur’um
Çalışır oğlu-kızı
Yanakları kırmızı
Akdeniz’in yıldızı
Ah benim Anamur’um
Yolları kıvrım kıvrım
Tepeler sivrim sivrim
Geçiremedi evrim
Ah benim Anamur’um
Arif’in tek arzusu
Kaksın dağların pusu
Gurbet kurmazsa pusu
Gelirim Anamur’um
Arif GÖLGE
ANAMUR’DA
YAZLAR
Deniz gündüz güneşle oynaşır,
Gece dolunayla eğleşir,
Yaylalarda kekik, ardıç kokusuna
karışır,
Ben bu vaktini seviyorum Anamur’da
yazların,
Yağmur sesi şimşeklerle yarışır.
Dalga rüzgarla, devler gibi güreşir.
Ebem kuşakları çifter çifter şallaşır.
Ben bu vaktini seviyorum Anamur’da
yazların,
Ören Burnu’na rüzgar ne de yaraşır,
Deniz suyu kıyılarda çakıllarla
söyleşir,
Cırcır böcekleri sarı çamlarda gerneşir,
Ben bu vaktini seviyorum Anamur’da
yazların,
F. Leman
Müftüoğlu ( Unuttuğum Yerden Topladım,
Sf.13)
ANAMUR’DA
KIŞLAR
Ben bu vaktini seviyorum Anamur’da
kışların,
Nergisler uçsuz bucaksız sulaklarda
beklerken,
El sallar laleler kuytu ören
yerlerinden.
Elden gülden ayrılmanın hüznüyle,
Nemli soğuk bir akşam iner
Islak sokaklarına Anamur’un.
Vurur bir çay demiyle herkesin yüzüne.
Geceler yarı uykulu ve soğuk.
Mor karanlıkları yırtar bir şimşek,
Böler uykumu camlarda gümbürdeyerek.
Azgın bir öfkeyi yendikten sonra,
Sabahla ışımaya başlar yürekte sevgiler.
Beden yorgun olsa da
Gönüller başka türlü yoğun.
Benzi solgun olsa da
Sözler başka türlü zengin.
Ben bu vaktini seviyorum Anamur’da
kışların…
F. Leman
Müftüoğlu ( Unuttuğum Yerden Topladım,
Sf.23)
|