ANAMUR'UN SESİ
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek Sesi..."
arama   site haritası
 

 

KÜLTÜR
Folklor
Halk Oyunları
Anamur Hikayeleri-Şiirleri
Efsane-Masal-Atasözü...
Anamurlu Yazarlar ve  Kitapları
          - Şairlerimiz
                 - Hüseyin Gümüş
                 - Abdülkadir Bulut
                 - İbrahim Yalçınkaya
                 - F.Leman Müftüoğlu
                 - Celal Çetin
                 - Oğuz OĞUZ
                 - Celal OGAN
                 - Süleyman ŞIK
                 - Abdülkadir ŞİMŞEK
                 - Günay ÖZDENİZ
          - Yazarlarımız
Anamurlu Ünlüler
Anamur Gazete ve Gazetecileri
Dokuma ve El Sanatları

 

GÜNAY ÖZDENİZ


GÜNAY ÖZDENİZ (DENİZCİOĞLU)

 

-Kendi Dilinden Biyografisi-

1939 yılının 21 Nisan günü Akdeniz maviliği ile Toros yeşilinin harman olduğu, o zamanlarda Anamur'a bağlı, bu gün ki Bozyazı’yı oluşturan mahallelerden biri olan o zamanki Gürlevik köyünde doğmuşum. Anne ve babam adımı Günay olarak koymuşlar. İlkokulu köyümde okudum. Ortaokulu Anamur’da bitirdikten sonra lise tahsilimi Adana Erkek Lisesinde tamamladım.

 

Liseden sonra bir yıl ara vererek Mersin Liman İnşaatında sürveyan olarak çalıştım. 1959 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesine kaydoldum. Çalışmak zorunda kaldığımdan DSİ’nin açmış olduğu imtihanı kazanarak teknik hesapçı olarak 2 haziran l960 yılında Makine İkmal Dairesinde göreve başladım. Ertesi yıl yapılan işçi temsilciliği seçiminde işçi mümesili olara seçildim. Burada da iki yılı aşkın çalıştıktan sonra Yedek Subay Öğretmem olarak Sivas İline gittim. Orada Karaçayır Nahiyesi Hıdırnalı Köyü İlkokulu öğretmeni olarak görevlendirildim. İki öğretim yılı burada görev yaptıktan sonra 1964 Haziran ayında itibaren kıta hizmetimi Sivas Kabak yazıda tamamlayıp teskeremi alarak 1964 Ağustosunda ailemin yanına geldim. DSİ deki eski işime girmek için Ankara’ya gittim. Marta kadar kadro kısıtlaması var o zaman del dediler. Geri döndüm.

 

Boşluk beni rahatsız ediyordu. Bir gün babam nüfusa kâtip alacaklarmış dedi. Katılmaya karar verdim. Yapılan liyakat sınavı sonucu 22 Aralık 1964 günü göreve başladım. Burada 9 yıl çalıştım. 1966 yılı Nisanında Anamur’dan Öğretmen (Fatma) hanımla evlendim. Bir oğlum iki kızım oldu. !974 tarihinde Kahraman Maraş İl Nüfus Müdürlüğüne atandım. Kıbrıs çıkarması yüzünden yollar kapalı olduğundan geciktim. 7 yılda burada görev yaptım. Burada AİTİA’yı bitirdim. 12 Eylül hareketinden sonra da Adana İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğüne naklen atandım. Adana’da 52 aylık görevden sona İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne Daire başkanı olarak atandım 1985 yılında başladığım Daire Başkanlığından 17.01.1995 tarihinde kendi isteğimle emekli oldum. 1999 seçimlerinde Bozyazı Belediyesinde meclis üyesi olarak görev yaparken 2000 yılı 10 Nisanında geçirdiğim boyun fıtığı ameliyatı sonucu tamamen felç oldum. Eşimin yardımı ile hayatı sürdürüyorum. Bir odada diz üstü bilgisayarı ile gazete okuyarak ve yazılarımı yazarak günlerimi geçiriyorum. Yayınlanmış iki şiir kitabım var. Gerisi destekçi beklemekte. Şimdiye kadar şiir yarışmaz diye hiçbir yarışmaya katılmadım. Ama söz Hacı Bektaş Veli hazretleri olunca dayanamadım. Gayret bizden himmet ondan.

 

Not: Günay ÖZDENİZ 26.05.2012 günü Bozyazı’da vefat etmiştir.

 

Günay ÖZDENİZ’in iki şiir kitabı bulunmaktadır.

 

Işığa Doğru-1992,

 

Ötelerden Berilerden-2009.
 

 

 

Günay Özdeniz ortaokulda

 

 

Günay Özdeniz'in orta birinci sınıfta   yandaki resminin arkasına yazdığı dörtlük:


           BİR ÇİÇEK OLAN ÖMRÜMÜN,
           TOMURCUK DEVRİDİR BU.
           ELEMDEN UZAK HAZ İÇİNDE YÜZDÜĞÜ,
           ESRARLI BİR HALİDİR BU.

 

 

 

“KİMLİĞİM” adlı şiirinde kendisini şöyle anlatmıştı:

 

        KİMLİĞİM

     İki hece beş harf benim öz adım
     Üç heceyle yedi harfse soyadım
     Beş hece on bir harf ise lakabım
     Böylece sizlere ad bağışladım

     Oğuz hanın iki oğlu ad veren
     Dünyayı aydınlık hale getiren
     Has adım takvimi bize bildiren
     Diğer adım soyda köküm bildiren

     Sanki Tanrı dağlarında yaşarım
     Ufuktan ufuka durmaz koşarım
     Mekânlarda donup kalmam taşarım
     Hâlâ tanımayan varsa şaşarım

     Adımın hakkını vermek ahtımdır
     Soysuza yön vermek ise hakkımdır
     İnsanlığa nizam veren aklımdır
     Uslu durmazsan Türk senin belandır

     Denizcioğlu der açık söylerim
     Kanımla canımla TÜRK’ü severim
     Kimliğim bu onsuz nasıl ederim
     Sardan değil asıl özdenim derim.

 

                                       Günay ÖZDENİZ

______________________________________________________

 

                      GÜNAY-FATMA ÖZDENİZ AİLESİ


 

 

 

ÜÇ NESİL BİR ARADA

BÜYÜKDEDE-OĞLU-OĞLU-OĞLU

 

 

____________________________________________________
 

KİTABI HAKKINDA YAZILANLAR

 

Görelim kitaplar ne diyor?

 

Kitab tanıtma yazılarına ara veriyorum... Ramazan Bayramı sonuna kadar müsaade istiyorum...

 

Elimde o kadar çok kitap var ki hangisinden başlayacağıma bir türlü karar veremiyorum... Kısa kısa da olsa, işte kitaplarımız:

 

1- ÖTELERDEN-BERİLERDEN: (Şiir)

 

Günay ÖZDENİZ dostumun hece vezniyle yazdığı 91 şiir 106 sayfaya yayılmış... İşte bir örnek:

 

Dinlesin sözümü okuyup yazan/Töremle yaşarım akidem sağlam/Karışık dünyada kaynarken kazan/Töremle yaşarım akidem sağlam/.

 

Nobel Kitabevi Adana: 0322 233 00 29 – Ankara: 0312 418 20 10, İst: 0212 511 61 44

 

 

 

 

 

Abdurrahim Karakoç
18 Temmuz 2009 -Yeni Akit
 

http://www.habervaktim.com/yazar/15954/gorelim-kitablar-ne-diyor.html
 

________________________________________________________

 

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

 

    SULTANIM

     Yerleştin gönlüme olalı canım
     Oldun damarıma dolaşan kanım
     İnan bana yoktur sensiz bir anım
     Seninle yaşarım vallah sultanım

     Aşkın doruğuna uzattım eli
     Tutunup çıkmaktır gönlün emeli
     Ancak orda kurabilsem temeli
     Sevgiyle coşarım vallah sultanım

     Hayatın gücünü bulalı sende
     Gönül büngül büngül kaynıyor tende
     Aşkın görüntüsü çıkalı tende
     Ateşiyle taşarım vallah sultanım

     Görünmez bağlarla bağlıyım vallah
     Ölümle çözülür bu bağ ancak
     Demişler bana kırk bir kere maşallah
     Yıllara koşarım vallah sultanım

     Denizcioğlu’yum özümle derim
     Gece düşte, yokken hayal ederim
     Sarsılmasın diye aşktaki yerim
     Dağları aşarım vallah sultanım.
                                                 16.01.2007



              ÖNÜN SONU

     Akranlarım birer birer gittiler
     Ne döndüler ne bir haber ettiler
     Görüp öteleri burdan geçtiler
     Kalanlara hasret donu biçtiler

     Dert paylaşacak bir dost arıyorum
     Bir tanıdık görsem şaşıyorum
     Kime sorsam cevap alamıyorum
     Onlar susuyor ben de anlıyorum

     Yalnızlık ateşi gönlümü dağlar
     Sohbet özleyişi dilimi bağlar
     Kelimeler dersen içimde ağlar
     Gözlerimde nice hayaller çağlar

     Hazırlık yapmadım sıra beklerim
     Sıram gelse şayet orda neylerim
     Hayali bile zor nasıldır yerim
     Bunu belirtecek hesap defterim

     Denizcioğlu ne söylersen söyle
     Halin harap olur gidersen böyle
     Hesabı kitabı denkle de öyle
     Git. Mizanda yüzünü ak eyle.
                                               20.01.2007
 

     TÜRKÇE DÜŞÜNMEK

     Bulunduğum her yerde kalıntıları gezdim
     Yıkılmış duvarlarla inlerden bilgi derdim
     Bu bilgilerle kendi tarihimi öğrendim
     Türedi milletleri bu gerçekler çatlatır

     Kulak asmadım elin tuzak dolu sözüne
     Güvenerek bakmadım bir kez olsun yüzüne
     Sonradan görmelerin haset girmiş özüne
     Bu yüzden Türk denmesi onları hep alçaltır

     Biz yer yüzünde varken uykudan oluyorlar
     Tarihten silmek için durmaz fitne sokarlar
     Tekrar tekrar denerler sakın sanma bıkarlar
     Onlarca her türlü yalan ve iftira mübahdır

     Bundan dolayı derim dünya Türk’lükle dolsun
     Türk doğduğum için de sonsuz şükürler olsun
     Aramızdan kozalar birer birer def olsun
     Sanılmasın kozalık hep gizli kalacaktır

     Denizcioğlu der ki arı duru Türküm ben
     Türkümsüler sizleri göreceğiz kaçarken
     Onlar bizim toprağa gözlerini dikerken
     Aç gözlerini kara toprak dolduracaktır.
                                                                   05.12.2007

 

 

_____________________________________________________________



               COĞRAFYADA GEZİNTİ


     Gök çatının altında buluşma toplantısına
     Rüzgârla gelin diye okuntu yolladık hey
     Duyan koşun bu sese endişeye gerek yok
     Sadece TÜRKÜM demek yeterli şart dedi bey.

     Beş kıtayı gezmeye başlayalım doğudan
     Kuzeyden ta güneye izle dolu Asya’dan
     Yeni kıtada yaşar ama kökü atamdan
     Şöyle bir bak neler der sormasan da hiçbir şey

     Kavimler kapısından daldık eski dünyaya
     Kolun biri Afrika, diğeri Avrupa’ya
     Medeniyetler kurdu adalarla karaya
     Adının anlamını soralım mı dersin ney?

     Mezopotamya ile Mısır, bir de arası
     Her yerde aynı oldu nerde su, yurt orası
     Medeniyete kapı açılan yer burası
     Denir topluma önder, Nebiler yurdu güney

     Akdeniz’in güneyi aynı kökenden gelir
     Diğer yerler ve burda Ortaasya belirir
     Hindistan’a inilse tanıdık ses yükselir
     Her yerde mühür aynı hep ilimle gelir ey

     Yaratılışımızda yok bizim aç gözlülük
     Türk denince ilk önce akla gelen özgürlük
     Teşkilâtçı ruhundan gelmektedir üstünlük
     Kurdukları devletler hep birbirine türev

     Alp sıra dağlarına bu adı verenler kim?
     Türk’e yer vermeyenler bunu düşünmez niçin?
     Ne zaman son bulacak içlerindeki bu kin?
     Yetsin artık fesatla karışık yapılan bunca deney

     Derim ki adlarına bakıp aldanmayasın
     Türk soylu devletler ve birde toplulukların
     Dallarıdır her biri öğren ulu çınarın
     Öz be öz kardeştirler ne ayrılar ne üvey

     Bazı devlet bazı dağ adları akla başlar
     Bazısınaysa kara diye isim koymuşlar
     Denjzcioğu bunu sana neden sormuşlar
     Ak dedikleri güney kara denense kuzey
                                                               07.12 2007

 
                BEKLEMEK ZOR


     Seni hep bekledim gelirsin diye
     Borç takanak hiç koymadım geriye
     Cansız bineceğim bir gün gemiye
     Yaptıklarım hep kalacak geriye

     Bilirim gelişin habersiz olur
     Gelişinde işler tamamen durur
     Göz seni görende diller tutulur
     Gönle hüzün yüze elem oturur

     Unutmam ezelde yapılan akdi
     O zaman yazıldı buluşma vakti
     Bu bilgiler bende bir hayli eski
     Yol üstü geçerken uğrarsın belki

     Bir çok şeyi yaptım iyi diyerek
     Kaçındım çoğundan kötü bilerek
     Umarım ki boş koymaz ekenek
     Biçtiğime bağlı köprüyü geçmek

     Denizcicioğlu’nun gözünde tüter
     Gideni beklemek ne zormuş meğer
     Akranlar gideli gelmedi haber
     Gidip de onları bir göreyim der

 

                            Günay ÖZDENİZ (DENİZCİOĞLU)
                                                       
08.12.2007

 

   

  Başa Dön 

Yazdır

 
 
 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır [Çınar Arıkan]