Tunceli isyanı
saptırılıyor
Kaç gündür
izliyorsunuz...
Atatürk düşmanları,
gerici takımı,
bölücü Kürtçüler ve
AKP yandaşları
Dersim (Tunceli)
isyanını bahane
ederek; CHP'yi ve
Kemal
Kılıçdaroğlu'nu
zayıf düşürmek için
yaman bir kampanya
başlattılar. Bu
kampanyada,
gerçekler
alabildiğince
çarpıtılıyor, halk,
özellikle de
Aleviler kandırılmak
isteniyor. Dün CHP
Grup Toplantısı'nda
ortaya çıkan bir
prosettocunun, işi
Alevilikle
ilişkilendirmeye
çalışması da sorunun
siyasi bir ranta
çevrilmek
istendiğini açıkça
gösteriyor.
Geçen gün yazdığım
gibi 1938'de
bastırılan Dersim
(Tunceli) isyanı,
Alevilerin değil,
bölgedeki gerici
güçlerin çıkarttığı
bir ayaklanmadır.
Bunu, bugün ben
şahsi görüşüm olarak
söylemiyorum. 1937
yılında Dersim'de
başlayan ayaklanma
Avrupa'da da çok
yankı buldu. O
dönemdeki
komünistlerin üst
fikir örgütü
Komünist
Enternasyonal,
Dersim ayaklanmasını
değerlendirdi ve bu
görüş de Komüntern
belgelerinde yer
aldı. İşte 29 Temmuz
1937 tarihli
Komüntern'in yayın
organı Rundschau'da
şunlar yazılıyor:
'İki ayı aşkın bir
zamandan beri Ankara
hükümeti, Dersim
bölgesindeki Kürt
aşiretlerinin yeni
bir gerici
ayaklanmasını
bastırmakla
uğraşıyor. Feodal
unsurlar; Kemalist
parti tarafından
gerçekleştirilen
reformlara rağmen,
bugüne kadar ülkenin
bu sapa bölgesinde
barınmayı
başarmışlardır. Bu
bölgeye geçtiğimiz
yıl Tunceli adı
verilmiştir.
Dersim'in egemen
katmanları,
yürürlükteki
yasalara rağmen,
kendi yasadışı
ayrıcalıklarını
koruyabilmişlerdir.
Dersim'de devlet
otoritesi sadece
kağıt üzerinde
kalıyordu. Feodal
aşiret reisleri her
fırsatta devleti
hiçe sayarlardı.
Bugün Kemalist
hükümetin enerjik
reformları yüzünden,
kendi iktidarlarını
tehdit altında
hisseden feodal
unsurların ümitsiz
bir direnişi ile
karşı karşıya
bulunuyoruz.'
(Kaynak: Komüntern
Belgelerinde Kürt
Sorunu; s. 185,
aktaran Erdal Yeşil)
Görüldüğü gibi
dönemin
devrimcileri;
Tunceli
ayaklanmasını gerici
bir ayaklanma olarak
görmekte ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin
yanında
durmaktadırlar.
Şimdi şu acı gerçeği
Tunceli halkı kabul
etmelidir: Başta
Seyit Rıza olmak
üzere, 1937'de
ayaklanan aşiret
reisleri; devletin
getirdiği
yeniliklere karşı
direnen
derebeyleridir.
Bunlar; dönemin
komünistlerinin de
tespit ettiği gibi;
genel yasalarla
getirilen eşit
yurttaşlık hakkını
kabul etmeyen, kendi
ayrıcalıklarını terk
etmek istemeyen
sömürücü gruplardır.
Devletin; bölgeyi
bunlara bırakması
elbette söz konusu
olamazdı.
Peki haksızlık
nerededir?
Sorun; geçen gün de
yazdığım gibi; o
zamanki güvenlik
güçlerinin isyanı
bastırırken yaptığı
katliamdır.
Operasyon uzayınca;
isyan eden
aşiretlerin yok
edilmesini amaçlayan
bir kırım
uygulanmıştır. İşte
bunu kabul etmek,
onaylamak mümkün
değildir. Tunceli
halkı; eğer gerici
isyanı savunmak
yerine isyanın
bastırılma biçimini
eleştirirse, herkes
onların yanında yer
alır.
Belirtelim ki bu
isyanın bastırılma
süreci, Atatürk'ün
hastalığının
ağırlaştığı ve bu
konu ile fazla
ilgilenemediği bir
dönemdir. İşin içine
Atatürk'ü de
sokanlar; cumhuriyet
düşmanı yobazlar ile
bölücü Kürtçü
takımıdır. Bu CHP
karşıtı kampanyayı
da DTP'liler ve
AKP'liler
yürütmektedir.
ALEVİLERİ
KANDIRMAYIN
Bugün, Dersim
(Tunceli) isyanını
sanki Aleviler
çıkarmışlar; sanki
isyan çok haklıymış
gibi yanlış bir hava
yaratıldı. Eğer
1938'de devlet
Alevileri yok etmek
için hareket etse
idi; o zaman;
Tunceli'deki diğer
Alevi aşiretlerine
de katliam
yapılırdı. Böyle bir
şey olmamıştır.
Öyleyse; Tunceli'de
Alevilerin hedef
alındığını söylemek
yanlıştır.
Tunceli'nin tarafsız
ve vicdan sahibi
halkının; bu oyuna
alet olmaması
gerekir. Tunceli'yi
temsil ediyormuş
havasındaki
DTP'lilerin
ortalıkta koşuşturup
kargaşa yaratmaya
uğraştığı görülüyor.
Bunların kendilerini
Alevilerin kumandanı
gibi göstermeye
çalışmaları da
ayıptır.
Bir sözüm de Alevi
Bektaşi Federasyonu
Başkanı Ali Balkız'a...
Sayın Balkız; eğer
siyaset yapacaksan;
Alevi toplumunu
birbirine düşürecek
bu tür
kışkırtmaların
içinde aktör olma.
Çekil Alevi Bektaşi
isimli örgütün
başından; AKP'ye mi
gidersin; DTP'ye mi
gidersin; yoksa
parti mi kurarsın; o
senin bileceğin
iştir; yap
siyasetini. Eğer
Alevileri temsil
eden bir kuruluşun
yöneticisi isen de
tarafsız ol, sakin
ol... Ve yobazlarla
bölücülere dolaylı
destekçi haline
gelme.
Herkes bilsin ki
Alevi toplumu
cumhuriyet
düşmanlarının
dolduruşuna gelecek
kadar saf değildir.
İddia ediyorum ki
Alevilerin yüzde
99'u, CHP'ye ve
Kemal
Kılıçdaroğlu'na
karşı yürütülen bu
linç hareketine
karşı çıkmaktadır.
Rıza Zelyut
18.11.2009
GÜNEŞ
GAZETESİ
http://www.gunes.com/2009/11/18/yazarlar/y4.htm
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Alevileri
katledenlere kürtler
asker oldu
Dün; Dersim
(Tunceli) isyanı ile
ilgili önemli bir
belge yayımladım.
1937'de başlayan
derebeylerinin
Dersim
ayaklanmasını; bugün
bir devrimci
hareketmiş gibi
göstermeye
çalışanlar,
kızdılar, bana küfür
dolu mektuplar
yolladılar. Bunlar;
gerici ağaların
ayaklanmasını Alevi
isyanı gibi
göstermeye çalışan
DTP'lerdir.
Akıllarınca buradan
CHP'yi; Atatürk'ü ve
Cumhuriyet rejimini
kötüleyecekler.
Benim işim CHP'yi
savunmak değil.
Tarihsel gerçekleri
belgelerle ortaya
koyuyorum, o kadar.
Kimse bana; Meclis'e
DTP oyu ile girmiş;
Amerikan
emperyalizmini
savunan fakat
partisinden atılmış
Ufuk Uras'ın yaptığı
gibi emperyalizmin
kışkırttığı derebeyi
eylemlerini ilerici
hareket saydıramaz.
Musul konuşulurken
Şeyh Sait
ayaklandırılacak...
2. Dünya Savaşı
ufukta belirip
Türkiye Hatay
sorununu çözmeye
çalışırken
Dersim'deki
derebeyleri silah
çekecek... Genç ve
ilerici cumhuriyet
rejimi de bu
isyanlara, 'Aman ne
iyi ettiniz de
ayaklandınız!'
diyecek. Amerika 10
bin kilometre öteden
gelip Irak'ta savaş
çıkaracak; bugün 71
yıl öncesini
sorgulayanlar; ABD
karşısında sus pus
olacak... Böyle
ikiyüzlülük olur mu?
ATATÜRK BARIŞI
SEÇMİŞTİ
Mustafa Kemal;
Dersim bölgesindeki
derebeylerinin sorun
yaratacağını
biliyordu ama
bölgenin
temsilcileri ile
barış ortamında
sorunu çözmeye
çalışmıştı.
Lakin; oradaki
insanları sömürmeye
alışmış derebeyleri;
düzenleri bozulsun
istemediler.
Belirtelim ki 1938
yılında isyanın
bastırılması
sürecinde Atatürk
ağır hasta idi.
İsyanın bastırılma
işini; Başbakan
Celal Bayar;
Genelkurmay Başkanı
Fevzi Çakmak ile
birlikte
planlamıştır ve iş
de General Abdullah
Alpdoğan'a
verilmiştir. General
Alpdoğan isyanın
bastırılma
sürecinde; sadece
isyancıları da değil
yandaşlarını da
öldürterek bir kırım
yapmıştır. Bu tutumu
elbette
eleştiriyoruz,
kınıyoruz. Lakin;
Seyit Rıza ve öbür
derebeyleri Alevilik
için ayaklanmış
özgürlük savaşçıları
değildi. Dönemin
gazetelerinde bu
ayaklanmanın
Alevilerle ilgili
olduğunu gösteren
bir belge yoktur.
Ayrıca isyan etmeyen
diğer Alevi
aşiretlere
dokunulmamıştır.
TARİH YALAN SÖYLEMEZ
Alevileri kışkırtmak
peşindeki Tunceli
kökenli DTP'lilere
diyeceğim var:
Kendinizi Alevilerin
kumandanı gibi
görmekten hemen
vazgeçin. Cumhuriyet
öncesi Anadolu Türk
tarihi gösteriyor
ki; bu coğrafyadaki
Alevileri
katledenlerin en
birinci yardımcısı
Kürtler olmuştur.
İşte
size bazı tarihler:
*1240
yılında Babalılar
Ayaklanması diye
bilinen Alevi
Türkmen
ayaklanmasında
Selçuklu devleti;
baş kaldıran
Alevileri ezmek için
Kürtlerden ve
Gürcülerden
topladığı askerleri
kullanmıştır.
(Kaynak: Elvan
Çelebi'nin 1350'de
yazdığı Menakıbü'l
Ünsiyye fi
Menasıbü'l Ünsiyye;
617. Beyt)
*1514'te
Çaldıran Savaşı'nda
ve sonrasında
Bitlisli Molla
İdris'in topladığı
Kürt derebeyleri;
Osmanlı Devleti ile
birlikte Kızılbaş
Türkmenlere kılıç
sallamışlardır.
Alevilere karşı
Kürtleri bir silah
olarak kullanan
Yavuz Sultan Selim;
bu hizmetleri
karşılığında 33 Kürt
beyine derebeylik
hakkı vermiştir.
*Hacı
Bektaş Veli'nin bel
evladı olan Kalender
Çelebi
ayaklanmasında
(1526) Osmanlı
kuvvetleri bozguna
uğratılmıştı. Peçevi
Tarihi'nde yazıldığı
gibi; Osmanlılar
Diyarbakır
çevresinden
getirdikleri
Kürtleri kullanarak
bu Alevi
ayaklanmasını
bastırıp herkesi
kılıçtan
geçirttiler.
*Osmanlı
Padişahı 3. Selim,
1587 yılında bu Kürt
beylerine yolladığı
bir fermanda aynen
şöyle diyor:
'Kürt emirleri
şimdiye kadar
Kızılbaşlara kılıç
sallayarak Allah
yolunda gaza ve
cihad
edegelmişlerdir.'
Bu dönemlerde;
Kızılbaş denilen
Alevileri katletmek;
bir kafiri yok etmek
gibi kutsal
sayılıyordu ve
Kürtler de bu işte
büyük bir şevkle
Osmanlı Devleti'ne
yardımcı
oluyorlardı.
*1891'de kurulan Hamidiye Alayları da
sünni Kürtlerden
oluşturulmuştu.
Ermenilere karşı
kurulan Kürt
alayları; Alevileri
de Ermeniler gibi
katlettiler.
(Bak: M. Şerif
Fırat, doğu İlleri
ve Varto Tarihi)
Sünni
Türk devletleri olan
Selçuklu devletine
ve Osmanlı devletine
paralı askerlik
yaparak Kızılbaş
(Alevi) Türkleri
katleden zihniyetin
şimdilerde Alevi
dostu kesilmesi
sadece siyasal bir
gösteriden
ibarettir. İşte bu
ittifakı yıkarak
Alevilere eşit
yurttaşlık hakkı
veren de Kemal
Atatürk'tür. O
yüzden Osmanlı
artıkları ile
Kürtçüler Kemal
Atatürk'ü de onun
partisini de
devletini de
sevmezler. İnançları
ile, kültürleri ile,
yaşam biçimleri ile,
dilleri ile,
tarihleri ile
Güneydoğulu
Kürtlerle hiç
ilgileri bulunmayan
Tunceli halkı, en
eski Türklerin
torunlarıdırlar. Bu
konuda ayrıntıları
öğrenmek isteyenlere
Kripto Yayınlarından
çıkan
TÜRK KİMLİĞİ
ile
TÜRK ALEVİLİĞİ
isimli
kitaplarımı tavsiye
ediyorum.
Rıza Zelyut
19.11.2009
GÜNEŞ
GAZETESİ
http://www.gunes.com/2009/11/19/yazarlar/y4.html
_________________________________________________________
"Anamur'un ve
Anamurluların
Buluşma Adresi ve
Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|