MAĞARALAR
MAĞARA
TURİZMİ
Deniz de, Yeryüzü de,
Yerin Altı da Sende Bir Başka Güzel...
Ülkemizde bugüne
kadar tespit edilmiş olan, bir kısmı
halen turizme açılamamış
40.000'nin üzerinde
mağara bulunmaktadır.
Oluşumları
bakımından da jeolojik-jeomorfolojik
özellik olan karstik alanlar ülkemizin
birçok yerinde yer almakla birlikte
özellikle Orta Toros ile Batı Toros
dağları üzerinde yer almaktadır.
Mersin, Adana,
Karaman, Konya, Antalya, Isparta,
Burdur, Muğla mağaraların yer aldığı
illerimizin başında gelir.
Yukarıda
belirtilen özellikleri ve oluşumları
sağlayan bölgedeki en derin mağaralar
Konya’daki Pınarözü mağarası(16 Km.),
Anamur’da bulunan Çukurpınar Mağarası(EGMA
Düdeni–3,5km.) Toros Dağ kuşağı üzerinde
yer almaktadır. Her halde halen keşfi
yapılamamış mağaralar da mevcut olsa
gerektir.
Anamur’un
Kuzeyinde yer alan Çukurpınar Düdeni
keşfi yapılmış olmasına rağmen halen
turizme açılabilmiş, bölgeye iyi
şartlarda ulaşım da sağlanabilmiş
değildir. Boğaziçi Üniversitesi Mağara
Kolunun araştırmaları sonucunda mağara
içi ve yapısı hakkında detaylı bilgilere
ulaşılmış bulunmaktadır.
Ülkemizde il defa
1964’lü yıllarda
Mağara ve Mağara
Turizminin önemi
keşfedilmeye başlanmış
ve bu çerçevede MAP adıyla (Mağara
Araştırma Derneği) de faaliyete
geçirilmiştir.
Son dönemdeki gelişmeler Turizmin içinde
Mağara Turizminin önemli bir yere sahip
olduğunu göstermektedir. Özellikle şifa
kaynağı olduğu düşünülen mağaralara olan
ilgi de bu düşünceyi desteklemektedir.
Mağara turizmi ile mağara bölgesinde
gelişen konaklama ve dinlenme
tesislerinin yapılması, bir yandan işsiz
kimselere iş ortamları yaratırken
ekonomik kazanç da sağlamaktadır.
1973 yılında
Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma
Kulübü ( BÜMAK ) üniversite bünyesinde
kurularak faaliyete geçirilmiştir.1979
yılında ise MTA Jeoloji Etütleri
Dairesinde kurulan Karst ve Mağara
Araştırmaları Birimi mağara
araştırmacılığı ve turizme
kazandırılması konusunda önemli katkılar
sağlamışlardır.
Anamur’da bulunan
Köşekbükü astım mağarası da “Astım”
nefes darlığı hastalıklarına iyi geldiği
tespit edilen ve son yıllarda turizme
bir nebze olsun kazandırılmış bulunan
mağaralarımızdan birisidir. Fakat bunda
da geç kalınmış olduğunu düşünmek
mümkündür. Elektrik’in olmadığı
dönemlerde yanan odun(çıra ışığı) ile
içeri girme ve mağarayı gezme duvarlarda
büyük oranda tahribata yol açmış ve
insanların da bilinçsizliği ile birçok
sarkıt ve dikite hak etmediği kırma,
yazı yazma gibi muamelelerin
uygulandığını da düşünmek bile
istemiyorum.
Yabancılar da
ülkemizde birçok mağara araştırması
gerçekleştirmişlerdir. Bunların sayısı
da 800 civarındadır.
Anamur’da
Buğu, Bicikli, Adamdaş, Üğü, Kazıklar ve Dede
mağarası olmak üzere ziyaret
edilebilecek durumda mağaralar
bulunmaktadır.
Önemli olan bu
mağaralara ulaşımı tam olarak sağlama,
aydınlatma, barınma ve ziyaretçi
sayılarını artırmadır.
|