MAĞARALAR
KÖŞEKBÜKÜ
ASTIM
MAĞARASI
Anamur’un Ovabaşı köyü size Türkiye’nin en
kaliteli, iri, sulu, tatlı Vaşinkton
türü portakallarını sunar. Türkiye
genelinde “Ovabaşı Portakalı” adıyla da
ünlenmiştir.
Ovabaşı köyü Anamur’un 15 kilometre
kuzeybatısında yer alır. Kalıören
mahallesi ve Güleç köyünün içinden
geçerek Ovabaşı’na ulaşılır.
Ovabaşı
köyü
adıyla anılan portakalından başka
size tarihi, turistik, astım hastalarına
şifa kaynağı olmuş, geçmiş krallarına ve
çocuklarına reçeteler sunmuş Köşekbükü
Astım Mağarası’nı da sizlerle
buluşturur. Mağara 20.000 yıllık bir
geçmişe sahiptir. Bundan 15 sene kadar
önce bu mağaraya çıralarla(yakılan odun
parçaları) ve fenerlerle girilmekte iken
İlçe Kaymakamının ve köy halkının bu
mağarayı turizme kazandırma amacıyla
konuya el atmaları sonucunda mağaranın
bulunduğu Köşekbükü semtine elektrik
çekilerek mağara aydınlatılmış ve
turizme kazandırılmıştır. Elektrik
çekilmeden önce de jeneratör ile
aydınlatılmaya çalışılmış fakat bu pek
başarılı olmamıştır.
Daha önceleri mağaraya ulaşan güzel bir
yol da yoktu. Patika yollar mevcuttu.
Mağaraya Toros dağ yapısının içine doğru
dar, keskin U dönemeçli ve rampalı bir
yol ile ulaşabilirsiniz. Yörük
kültüründe devenin yük taşıyabilecek
duruma gelmemiş yavrularına
“köşek”
denilmektedir. Dağların içerisinde dağ
uzantıları arsında kalan düzlüklere ve
dere yapılarına da
“bük”
ismi
verilmektedir. Mağaranın bulunduğu yerin
adı bu dar patika yollara istinaden
verilmiş olup, yolun dar, hatta devenin
geçemediği gibi, deve yavrusu olan
köşek’in de geçemediği bu büklere
verilen iki kelimeden, bu iki kelimenin
biraya getirilmesi ile “Köşekbükü”
kelimesi ortaya çıkarılmış ve mağaranın
ismi böylece verilmiştir. Köşekbükü
astım mağarası…
Köşekbükü Astım Mağarası ormanlık bir alan
içerisinde, girişi güneydoğuya doğru ve
iki metreyi bulan bir kaya çatlağından
girilir. Üçüncü zamanda oluşan miyosen
devri ( Alt miyosen ) kalkeri içerisinde
yapılanmış, derine doğru inen bir
mağaradır. Çevresinde, yığınlar halinde
yer yer dördüncü zamanda oluşan
tabakalanmış kaya dokuları vardır.
Giriş kısmına yabancı dilde ve Türkçe
olarak mağaranın özelliklerinin
anlatıldığı bir tabela konulmuştur. Bu
tabelada mağaranın astım hastaları için
şifa kaynağı olduğu ve hastaları
iyileştirdiği belirtilmektedir.
Ayrıca
Roma Kralı Antiochus'un kızı Anna'nın
astım hastalığına yakalandığı ve şifa
için bu mağarada kaldığı ve
hastalığından kurtulduğu şeklindeki
rivayet de bu tabelada yer alır
.Astımlılara şifa sunan mağara olarak
bilinen bu yerde astım hastalarına iyi
gelen nem ve hava özelliklerinin
bulunduğu bilinmektedir. Düzenli bir
program içinde ve her defasında 4'er
saatlik zaman dilimleri içinde kalmak
şartıyla astımlı hastaların şifa bulduğu
bilinir.
Mağara toplamda 500 metrekareyi bulan bir
genişliktedir. Mağaranın içinde tavandan
gelen su damlalarına rastlanır. Bu
damlalar kalkerli yapıyı sarkıtlar
şeklinde oluştururken tabanda da tarihi
zaman içinde dikitlerin ortaya çıkmasına
yol açmıştır. Mağaranın içi üç bölüme
ayrılmış ve açıklayıcı tabela
konulmuştur.
Bu bölümler
dilek, şifa ve
huzur bölümleridir.
Mağara içinde yaz
–kış 18 santigrat derece sıcaklık,
%80–85 nem oranı, 160–162 milibar basınç
vardır. Bu coğrafi ölçütler astım
hastalarına uygun düşen değerlerdir.
Şifa ve dilek bölümleri arsında mağaradan
dolaşılıp gelinebilmesi için köprüler ve
mağara ağzından tabana kadar merdiven
yapılmıştır.
Köşekbükü astım mağarasının etrafı güzel
bir piknik alanı ve bungalov tipi
barınma yerleri ile güzel bir konaklama
yeri halinde açılmıştır. Ancak şehre
yakın oluşu günü birlik ziyaretlere daha
uygun olmasından dolayı turizme tam
anlamı ile hizmet verememiştir. Düşünce
olarak tedavi amaçlı turizme yönelik
yapılan bu çalışma tutmamıştır.
Mağaranın dışında kafeterya bulunmaktadır.
Tesisi köy muhtarlığı adına
işletilmektedir. Kafeterya Yörük
kültürüne ait eserlerle ve dokumalarla
döşenmiş müze görünümünde olup, bekçi ve
çalışanlarca gelenlere ayran, sıkma,
börek ikramının yapılabildiği bir mekân
durumundadır.
|