|
MERSİN
MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR’DAN
BASIN
TOPLANTISI
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır,
Mersin S.Öner Öğretmenevinde bir basın
toplantısı yaptı…
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, AK Parti iktidarının
siyaset üslubu ve özellikle Başbakan’ın
tavrının gerginlik, cepheleşme ve
çatışmayı yeniden Türk siyaset ve sosyal
hayatına yön veren başlıca unsur haline
getirdiğini ileri sürdü.
Şandır, partisinin Mersin Suphi Öner
Öğretmenevi’nde düzenlediği kahvaltıda,
gündeme ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
17.01.2010'da www.anamurunsesi.com
yazdı.
MERSİN
MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR’DAN
BASIN
TOPLANTISI
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır,
Mersin S.Öner Öğretmenevinde bir basın
toplantısı yaptı…
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, AK Parti iktidarının
siyaset üslubu ve özellikle Başbakan’ın
tavrının gerginlik, cepheleşme ve
çatışmayı yeniden Türk siyaset ve sosyal
hayatına yön veren başlıca unsur haline
getirdiğini ileri sürdü.
Şandır, partisinin Mersin Suphi Öner
Öğretmenevi’nde düzenlediği kahvaltıda,
gündeme ilişkin değerlendirmelerde
bulundu. Mersin milletvekilleri Akif
Akkuş, Behiç Çelik ve Kadir Ural’ın da
katıldığı toplantıda, hükümete sert
eleştirilerde bulunan Şandır, bugünkü
Türkiye manzarasının her yönüyle endişe
ve korku verici bir karanlık tablo
olduğunu ileri sürdü. Askeri darbe
senaryoları, suikast iddiaları, TSK’nın
’asimetrik psikolojik hareket tehdidi
altında olduğu’ endişesi, yargının
’yangın bacayı sardı’ çığlıkları,
hukukun bizzat yargı tarafından
çiğnenmesi, sokaklarda yaşanan kavgalar
ve toplumsal çatışmaların AK Parti
tarafından yönetilen Türkiye’den acı
manzaralar olarak 2009 yılına damgasını
vurduğunu belirten Şandır, kurumlararası
çatışmanın, kurumlar içi iktidar
atışmasına dönüştüğünü kaydetti.
Türkiye’de özel hayatın her alanı ve
herkesin devlet tarafından yargı kararı
ile veya hukuksuz bir şekilde takip
edildiğini ve dinlendiğini iddia eden
Şandır, "Devlet dışı bazı merkezlerin
ve cemaatlerin de telefon ve alan
dinlemeleri yaptığı iddia edilmektedir.
Halkımız yoksulluk ve işsizliğin
pençesinde kıvranırken, iktidar
mensupları ve yandaşları
zenginliklerini, varlıklarını katlayarak
arttırdılar. AK Parti döneminde
Türkiye’de varlıklar, servetler,
mülkiyetler el değiştirdi" diye
konuştu.
Türkiye
ekonomisinin, tarımı ve sanayisi ile
çökertildiğini, üretimden uzaklaştığını
ve aşırı borçlandırıldığını, yalan,
yozlaşma ve yolsuzlukların ön plana
çıktığını iddia eden Şandır, "AK
Parti’nin tek başına yönettiği Türkiye
maalesef bugün, ’kendi kararını veremez,
verdiği kararın arkasında duramaz’ bir
noktaya gelmiştir. 2006’dan bu yana
devam eden ekonomik küçülme, 2009
yılında yüzde 13,6 ile en büyük boyutuna
ulaşmıştır. Hükümet 2009 yılında yüzde 4
büyüme öngörürken yüzde 6 küçülme oranı
ile yüzde 600 yanılmıştır. 2009 yılında
10 milyar TL bütçe açığı olacağı iddia
edilirken, yıl sonunda 62 milyar TL açık
verilmiştir. Geleceği öngöremeyen bir
hükümet için ’Türkiye’yi iyi yönetiyor’
diyebilir miyiz?" şeklinde konuştu.
Ekonomik hayatta yaşanan yıkımın
telafisinin mümkün olduğunu ancak
yaşanan asıl felaketin sosyal hayatta
olduğunu vurgulayan Mehmet Şandır, şöyle
devam etti: "’Demokratik açılım’ ve
sözde ’Kürt sorununun çözümü’, büyük
Türk milleti için beka sorunu haline
gelmiştir. Türkiye etnik, mezhep ve
kültürel farklılıklar temelinde bir
ayrışma ortamına sürüklenmeye
çalışılmaktadır. ’Türk milleti’ kavramı
ve bu topraklar üzerinde bedelini
atalarımızın kanları ile ödediğimiz
egemenlik haklarımız ve bağımsız
devletimiz ortadan kaldırılması
hedeflenmektedir."
Cumhurbaşkanı’nın 2009 yılı Mart ve
Mayıs aylarında İran ve Çek
Cumhuriyetleri’ne giderken,
"Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt
sorunudur, 2009 yılı fırsatlar yılı
olacaktır. Bu sorunu çözmek için
devlette bir mutabakat oluşmuştur"
dediğini ve 22 Temmuz 2009 tarihinde de
Başbakan’ın Suriye gezisi öncesi "Kürt
açılımını başlatıyoruz" sözlerini
hatırlatan Şandır, "Başbakan, bu
söylediği Kürt açılımını 2005 yılı 11
Ağustos tarihinde Diyarbakır meydanında
söylediği ’Kürt kimliğini tanıyorum,
Kürt kimliğinden kaynaklanan Kürt
sorununu demokrasi içinde siyaset
üreterek çözeceğim" sözünün devamına
oturttu. Yani bugün ’demokratik açılım’
denilen hadise budur. Bugün getirilen ve
dün İçişleri Bakanı’nın açıkladığı olay,
Başbakan’ın tanımı ile Kürt açılımıdır.
Nedir Kürt sorunu? Kürt sorununu çözmeye
önce 1984 yılında PKK başlamıştır.
Onların Kürt sorunu dediği hadise, Kürt
diye tanımlanan vatandaşların yaşadığı
Güneydoğdu Anadolu’da bir Kürt devletini
kurmaktır. PKK bunu yapabilmek için 25
yıldan bu yana 40 bin insanımızı
katlederek Türkiye ile savaşmaktadır.
Kuramamıştır, PKK bunu başaramamıştır.
Amacına ulaşamamıştır. Şimdi dış
güçlerin zorlaması ile AK Parti
hükümeti, PKK’nın başaramadığı Kürt
sorununu, siyaset üreterek çözme
kararlılığında. Bu Kürt açılımı aslında
PKK açılımıdır. Bunun için Sayın
Başbakan ’silahları bırakın masaya
gelin’ demiştir. Bugün Kürt açılımı veya
’demokratik açılım’ olarak sunulan
hadise, PKK’nın 1984’de Şemdinli ve Eruh
ilçelerine ağır silahlarla saldırırken
ortaya koyduğu hedefi
gerçekleştirmektir. Bu kardeşliği değil,
et tırnak misali bin yıldır kardeş olmuş
toplumu bölmek ve sonunda devleti
parçalamaktır" dedi.
Sorunların etnik kimlikte tanımlanması
halinde, bulunacak çözümün ayrıştırma
olacağını savunan Şandır, şöyle devam
etti: "Eğer sorunları bir farklılığın
özelinde sorgularsanız, bulacağınız
çözümler ayrıştırmaya sebep olur. Bugün
Kürt kökenli vatandaşlarımız ile bir
başka şekilde ifade edilen vatandaşımız
arasındaki sorunlar arasında ne fark
vardır? Edirne’de yaşayan vatandaşımız
ile Hakkari’de yaşayan vatandaşımızın
sorunları arasında ne fark vardır?
Sorunu ve çözümü etnik temelde
tartışırsanız bu ülkeyi parçalarsınız.
Önce milleti parçalarsınız, sonra o
milletin yaşadığı ülkeyi parçalarsınız.
Yaşanan süreç budur. Bu süreç
Türkiye’nin geleceği açısından bir beka
sorunu oluşturmaktadır. MHP olarak biz
buna asla katkı vermeyeceğiz. Elimizden
geldiğince demokrasinin imkanlarını
kullanarak engel olmaya çalışacağız."
Mehmet Şandır, gazetecilerin, erken
seçim tartışmaları ile ilgiyi yönelttiği
bir soruyu ise şöyle yanıtladı: "MHP
olarak biz seçime hazırız. Türkiye’nin
kötü yönetildiğini ve AK Parti
yönetiminde Türkiye’nin kan kaybettiğini
söylüyoruz. Türkiye’yi, AK Parti
yönetiminden kurtarmayı çok önemli bir
görev olarak görüyoruz. Bunun yolu,
seçime gitmektir. AK parti iktidarı,
topluma verdiği sözleri yerine
getirememiştir ve Türkiye’yi
yönetememektedir. AK Parti’nin yönettiği
Türkiye’de her gün zarardayız. Bunu
durdurabilmek için tekrar millete gidip
milletin iradesi ile yeni bir siyasi
iktidarın olması gerekir. Bunun adı
seçimdir. Seçim ne kadar erken
yapılırsa, ülkemize daha çok fayda
getirecektir. Seçim, ülkemize siyasi
istikrarsızlık getirmeyecektir.
Koalisyon da olsa, milletin iradesi ile
oluşmuş siyasi iktidar, Türkiye’yi
bugünkü iktidardan daha iyi
yönetecektir. Bu sebeple 2010 yılının
sonu itibariyle bir erken seçim ifade
ediyoruz. Hükümeti de, milletin
menfaatini gözeterek erken seçim kararı
almaya davet ediyoruz."
’Polisin ağır silahlarla donatılması’
yönündeki bir başka soruyu da yanıtlayan
Şandır, "Türkiye bir hukuk
devletidir. Devlet hukuku
değiştirilmemelidir. Polis, iç güvenliği
sağlamakla görevlidir. Savaş silahlarına
ihtiyacı yok. Polisin savaş silahı ile
donatılmak istenmesi ve bu noktada
yetkilendirilmesini doğru bulmuyoruz,
gerekli görmüyoruz. Böyle bir
düzenlemeyi düşünen iktidarın niyetini
sorgulamaktayız" diye konuştu.
Şandır, İsrail ile yaşanan ’Büyükelçi
krizi’ ile ilgili yaptığı
değerlendirmede de, hükümeti sorumlu
tutarak, "Türkiye hiçbir dönemde
böyle bir aşağılanma yaşamamıştır"
dedi.
http://www.demokratmersin.com/haberdetay.asp?ID=4690
_________________________________________________________________________________________________
"Anamur'un ve Anamurluların Buluşma
Adresi ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ
|