tSitemizin
Köşe Yazarı
Nazım PEKER'in
"Tarım ve Tohumculuk"
Konferansı...
NAZIM PEKER: "TÜRK ÇİFTÇİSİ BORÇ
EKİYOR, HACİZ BİÇİYOR"
Konya Türk Ocaklarının konferanslarının
bu haftaki konuğu sitemizin
Eğitimci-Yazarı Nazım PEKER’di…
Konunun katılanları sıkacağı endişesine
rağmen akıcı bir üslup yerinde örnekler
ve Anadolu ve Almanya’da yaşanan
anıların da devreye girmesi ile
izleyenlerin büyük beğenisini topladı.
Kalabalık bir izleyici topluluğunun
izlediği konferansın eğitimci biri
tarafından verilmesinin gerekçesini ise
Türk Ocakları Konya Şubesi Başkanı Dr.
Vedat ERDEN verdi:
“Tarım ve tohumculuk konusunda bunca
ziraat mühendisimiz varken neden
eğitimci yazar derseniz, bunun cevabı:
Fitili birisinin yakması gerekirdi.
Zaten Değerli yazar Nazım BEY’ de
konunun daha çok sosyal ve toplumsal
boyutunu açıklayacak. Daha sonraki
günlerde Türk Tarımı ve Tohumculuğu
hakkında geniş katılımlı bir konferansı
da burada yapmak istiyoruz”
dedi.
23.02.2011 tarihinde
www.anamurunsesi.com
yazdı...
NAZIM PEKER: "TÜRK ÇİFTÇİSİ BORÇ
EKİYOR, HACİZ BİÇİYOR"
Konya Türk Ocaklarının konferanslarının
bu haftaki konuğu sitemizin
Eğitimci-Yazarı Nazım PEKER’di…
Konunun
katılanları sıkacağı endişesine rağmen
akıcı bir üslup yerinde örnekler ve
Anadolu ve Almanya’da yaşanan anıların
da devreye girmesi ile izleyenlerin
büyük beğenisini topladı.
Kalabalık bir izleyici topluluğunun
izlediği konferansın eğitimci biri
tarafından verilmesinin gerekçesini ise
Türk Ocakları Konya Şubesi Başkanı Dr.
Vedat ERDEN verdi:
“Tarım ve tohumculuk konusunda bunca
ziraat mühendisimiz varken neden
eğitimci yazar derseniz, bunun cevabı:
Fitili birisinin yakması gerekirdi.
Zaten Değerli yazar Nazım BEY’ de
konunun daha çok sosyal ve toplumsal
boyutunu açıklayacak. Daha sonraki
günlerde Türk Tarımı ve Tohumculuğu
hakkında geniş katılımlı bir konferansı
da burada yapmak istiyoruz”
dedi.
Başkan Dr. Vedat Erdem’in gündemi
değerlendiren kısa ve öz konuşmasından
sonra. Nazım Peker, Türk tarımı ve
tohumculuğu ile ilgili rakamlara dayanan
çarpıcı bilgiler verdi. “Tarım,
gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın bütün
ülkeler için, “en az gelişmişinden süper
gelişmişine kadar” her ülke için HAYATİ
önemi haiz bir uğraş alanıdır.”dedi.
PEKER konferansında
şunları söyledi:
“Dünya Bankası Eski Başkanı Robert
Zoellick’in ( Gıda savaşları kapıda),
B.M. Genel sekreteri Ban Ki-Mun’un, (
Gıda krizi acil boyutlara ulaştı), IMF
Başkanı Dominque Straus-Kahn’ın,( Gıda
krizleri hükümetleri yıkacak)”
açıklamalarını yaparak sunumuna; “ Dört
mevsimin yaşandığı, genç bir nüfusa
sahip, bitki çeşitliliği bakımından
dünyanın sayılı ülkelerinden olan bir
ülke olan Türkiye için tarım çok
önemlidir. Neden mi? Ülkemizin
ekonomisi, sosyal dokusu, nüfus yapısı,
coğrafyası, jeopolitik konumu ile
tarımın ülkeye sağlayabildikleri ve
yapısal sorunları, bir arada
düşünüldüğünde bu önem daha kolay
anlaşılır.
Türkiye de bugün 29 milyona yakın insan
ve emek gücü geçimini tarımla
sağlamaktadır. Buna kırsal nüfus olarak
bakarsanız toplam 32 milyona yaklaşır
ki, Türkiye nüfusunun yarısı demektir.
İlaç, dokuma ve deri başta olmak üzere
sanayinin en önemli hammaddesi
tarımdandır. Şunu asla unutmayalım ki,
bu ülkenin çok yüksek bir tarımsal
üretim potansiyeli vardır.” Dedikten
sonra rakamlara geçerek, “Türkiye,
Tarıma uygun arazi bakımından, dünyada
12 inci AB’de 1 inci, hububat bakımından
dünyada 8 inci AB’de 3 üncü,
şekerpancarı bakımından dünyada 5 inci
AB’de 3 üncü, fındık, kayısı, incir
bakımından dünyada ve AB’de 1.inci.
Sığır bakımından AB 4 üncüsü (10 Milyon
baş), küçükbaş bakımından AB 2 incisi
(32 milyon). Rakamlar ortada iken neden
Türkiye et sıkıntısı yaşıyor ve neden
ANGUS türü sığırlar bu ülkenin sözlüğüne
giriyor? Bunun tek sebebi Türk tarımının
iyi yönetilmediği ve birilerine rant
sağlama kaynaklı bir ticaretle Türkiye
karşı karşıyadır.”
ifadesini kullandı.
Konya ve Konya tarımı ile bilgiler
sunmayı da ihmal etmeyen PEKER
“Konya ilimiz, Türkiye’mizin tarım
sektöründeki göz bebeğidir. 125 bin
civarında polikültür tarımı en iyi bilen
çiftçisiyle, yılda yaklaşık 2 milyon ton
buğday, 750 bin ton arpa, 3,5 milyon ton
şeker pancarı, 160 bin ton patates, 60
bin ton ayçiçeği, 500 bin ton havuç, 200
bin ton domates 50 bin ton karpuz, 40
bin ton kavun, 80 bin ton elma ve daha
sayamayacağım binlerce ton sebze, meyve
ve tarım bitkileri yetiştiriciliğinde
alın teri döken bir ilimizdir.
Tek başına Konya, Buğday üretiminde;
Bulgaristan’ın 1,5 katı, Avusturya,
Yunanistan ve Belçika’nın 2 katı,
Hollanda’nın 5 katı. İsviçre, Slovenya,
Estonya, Portekiz ve Finlandiya beşi bir
araya gelse dahi bir Konya edemiyorlar.
Şekerpancarı üretiminde; Avusturya, Çek
Cumhuriyeti, Danimarka’nın 1,5 katı,
Yunanistan ve İsviçre’nin 3 katı,
Portekiz ve Slovenya’nın 10 katı
büyüklüğünde bir üretimi tek başına
Konya ilimiz yapmaktadır.
Böylesi bir ülkede çiftçi ve köylü
yoksullukları oynamakta. 2 milyona yakın
insan toprağından koparak şehirlerin
varoşlarında zavallıları oynamak için
kaderleriyle baş başa bırakılmışlardır.
Pek çok destekleme kaldırılmış. Tarıma
destek ; GSYH’nın % 1’inden az olamaz
yasasını çıkaran AKP hükümeti kendi
yasalarına da uyumayarak köylüyü ve
çiftçiyi perişan etmiştir. 2011 yılı
bütçesinde bu pay 5.6 milyar TL ile
binde 5’ler civarında olmuştur. 2008’de
de 5, 5 milyar YTL ile yine bu binde beş
seviyelerindeydi. Oysa AB ülkelerinde bu
pay bütçelerinin % 43’ kadar olup
2007-2013 yılları için 363 milyar
EURO’dur. Bu mudur çiftçiye ve Türk
tarımına destek?”dedi.
Konuşması sırasında işbaşındaki mevcut
hükümetin tarım politikalarının
ayrımcılığa dönüştüğünü eleştiren PEKER:
“AKP hükümeti kuraklıkla mücadele
programı yaptı. Konya’da bu programın
içindeydi. Gel gör ki, Akşehir, Ilgın,
Çeltikçi, Yunak bu kapsama alındı ama
Kadınhanı yoktu neden? Bu ilçeler
kuraklıktan etkilendi de Kadınhanı’na
bol bol yağmur mu yağdı? Bu kadar
lakaytlık olur mu?”
dedi.
Türk tohumculuğuna dikkat çeken Peker,
“ Dünyada tohum karteli diye bilinen
tohum tekelleri vardır ki bunlar;
Novartis, Cargill, Adn, Monsanto, ve
Bayer. Bu iktidar, bunları bir kaçı,
sadece tohumla değil beşeri ve zirai
ilaç sektörüyle de uğraşmaktadırlar.
Türk tarımını ve Türk endemik
bitkilerini bu tohum tekellerine verecek
şekilde 5042 sayılı, ISLAHATÇI
HAKLARININ KORUNMASINA İLİŞKİN yasa
ile 5553 sayılı TOHUMCULUK kanunu
çıkarmıştır ki, eğer Tür tarımının
lehine kararnameler ile desteklenmez ise
yandığımızın resmidir. Acilen bu
yasaların bize uygun olmayan ve Türk
tohumculuğunun aleyhine olan yerlerin
muhakkak düzeltilmesi gerekir. Genetiği
değiştirilmiş(GDO’lu) ve insan
sağlığı için zararlı olduğu tartışmalı
olan bu ürünlerden ve nişasta bazlı
şekerden derhal uzaklaşılmalıdır. Bunun
çaresi, Milletin efendisi olan köylüye
ve çiftçiye sahip çıkmak. Onu, üretimden
pazarlamaya kadar olan her alanda
desteklemektir. Türk çiftçisinin bu
günkü hali, TINGIR TAHTA TINGIR SAÇ/
ELİM HAMUR KARNIM AÇ, BORÇ EKİP HACİZ
BİÇEN konumundadır."
diyerek konuşmasını bitirdi.
Daha sonra soru-cevap şeklinde devam
eden sunum bölümüne geçildi. Konya ve
Türkiye’de tohum tarım konusunda uzman
ziraat mühendisi konuşmaları ile
konferansa katkı sundular. Bunlardan
biri Avesa tohumculuk genel müdürü
ziraat mühendisi Dr. Ahmet YILMAZ ve
Tohumculuk Geliştirme Enstitüsü
uzmanlarından Seyit Ahmet BAĞCI idi.
Konuşmalarında Türk Tohumculuğunu nasıl
geliştirdiklerini ve bu konuda yapılan
çalışmaları anlatan konuşmacılar,
mutlaka milli bir sertifikalı tohumculuk
sisteminin oluşturulmasının gerektiğini,
oluşturulmamsı halinde yurt dışına
bağımlılığın ülkemize ve gelecek
nesillere nasıl zararlı etkileri
olacağını açıkladılar.
Konuşmaların katılanlar tarafından sık
sık alkışlarla kesildiği konferansın
sonunda Konya Türk Ocakları Şube Başkanı
Dr. Vedat Erden tarafından konuşmacı
Nazım PEKER’e Türk Ocağı plaketi
sunuldu..
Toplantıdan sonra da katılımcılar
konuyla ilgili kendi aralarlında uzun
süre değerlendirmelerde bulundular…
TÜRK OCAĞI TARIM VE TOHUMCULUK
KONFERANSINDAN ÇEŞİTLİ GÖRÜNTÜLER:
______________________________________________
BU YAZI/HABERE YORUM YAPMAK İÇİN
TIKLAYINIZ...
"Anamur'un ve
Anamurluların Buluşma Adresi ve Gerçek
Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ