Yağma Hasanın böreği ye babam ye…
Ülkemizin 81 ili,
957 ilçesi, 2951 belediyesi ve 34,367
köyü olduğunu biliyor muydunuz? Evet,
ülkemizin siyasi ve coğrafi olarak son
durumu böyle. Son bir haber daha
verelim. KİK (Kamu İhale Kurumu) de çok
sayıda ihalede usulsüzlük yapıldığı ve
içinde kamu görevlileri dahil 12 kişi
tutuklandı. Bu bilgi ve haberlere neden
gerek duyduğumuzu soranlar olacaktır.
Haklılar, o halde anlatalım.
19/02/2012 tarihinde www.anamurunsesi.com
yazdı.
__________________________________________________________________
Yağma Hasanın böreği ye babam ye…
Ülkemizin 81 ili, 957 ilçesi, 2951
belediyesi ve 34,367 köyü olduğunu
biliyor muydunuz? Evet, ülkemizin siyasi
ve coğrafi olarak son durumu böyle. Son
bir haber daha verelim. KİK (Kamu İhale
Kurumu) de çok sayıda ihalede usulsüzlük
yapıldığı ve içinde kamu görevlileri
dahil 12 kişi tutuklandı. Bu bilgi ve
haberlere neden gerek duyduğumuzu
soranlar olacaktır. Haklılar, o halde
anlatalım.
Ömrünü o vilayet senin bu vilayet benim
deyip dolaşıp durmuş yaşlı bir valiye,
beraber görev yaptıkları kaymakamlardan
biri sürekli serzenişlerde bulunur,
aldığı maaşın yetmediği, geçinemediğini
söylermiş. Vali dayanamamış ve genç
kaymakama, inşaat yap demiş. Kaymakam
valinin ne demek istediğini anlamamış,
aynı şekilde serzenişlerine devam etmiş.
Vali hep aynı şekilde cevap veriyormuş.
Ama kaymakam, yapılacak bir inşaat yok
ne yapayım, diye sorunca bu defa vali
kızmış ve “bunun yolunu da ben
öğretecek değilim ya, git bul bir
inşaatı yap” demiş.
Gerçekten kaymakamda işin yolunu
yordamını bulmuş. İlçeye döndükten kısa
bir süre sonra, ilk olarak küçük bir
onarım işi çıkarmış, arkasından yeni bir
yapım, daha sonra daha büyük bir inşaat
işi ayarlamış ve “inşaat yapmaya”
başlamış. Elbette bu işleri yapar,
yaptırırken, işin püf noktalarını
yakalamış. Bundan sonra kimse o
kaymakamın maaşının azlığından,
geçinemediğinden söz ettiğini duymamış.
Anlayacağınız kaptan gemisini yürütmüş.
Şimdi arkanıza yaslanın ve rahatlayın,
hatta kendinize bir çay koyup içmeye
başlayın. Çünkü anlattıklarımız size de
çok ilginç gelecek.
Gözünüzü kapatın ve çevrenizde ne kadar
şirket, oda, birlik, kooperatif, dernek,
vakıf, kamu kurum ve kuruluşu varsa
şöyle bir gözünüzün önüne getirin.
Buralarda işlerin nasıl yürüdüğü
konusunu hatırlayın. Olmadık zamanda
olmayacak işlerin nasıl yapıldığını
düşünün. Bitmedi. Söz konusu o kurum ve
kuruluşların, dernek, vakıf veya şirket
yöneticilerinin, görev öncesi ve sonrası
yaşayışlarını karşılaştırın. Ortaya
çıkan manzara hoşunuza gitti mi? Manzara
hoşunuza gitmişse mesele yok. Ama ortaya
çıkan durumdan siz de benim gibi
rahatsız iseniz, gelin beraber
ağlaşalım.
Ulusal ve yerel basından takip ediyor,
yapılan işlere hayretler içinde
kalıyoruz.
Ülkenin dört bir tarafında çoğu il,
ilçelerde ve beldelerde; kimi devlet
destekli, kimi bölgesel kalkınma
ajansları destekli, kimi AB, Dünya
Bankası, BM gibi uluslararası desteklere
sahip projelerle büyük soygun ve
vurgunlar yapılıyor.
Bu desteklerden yararlanmak için aranan
bazı şart var ve bu şartları yerine
getirmeniz gerekiyor. Mesela, çeşitli
bakanlıkların desteklerinden yararlanmak
için kesinlikle iktidara yakın olmanız
lazım. Elbette kendinizi ispatlamanın
çeşitli yol ve yöntemleri var.
Uluslararası destek ve yardımlardan
faydalanmak için de yine o kurumların
gözüne girmeniz, istedikleri teminatları
vermeniz lazım. Yoksa kimse sizin
karakaşınız, karagözünüze vurgun
değildir. Yoksa size zırnık bile
koklatmazlar, havanızı alırsınız.
Önceki gün, yerel basında çıkan bir
haber dikkatimi çekti. Gıda Tarım ve
Hayvancılık İlçe Müdürlüğü, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Tarım
Kredi Kooperatifi işbirliği ile 48 adet
çapa motoru hak sahiplerine dağıtılmak
üzere bir tören düzenleniyor. Törene
Kaymakam, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe
Müdürü, iktidar partisinin ilçe başkanı
ve diğer yetkililer katılıyor. İşte tam
bu noktada işin içine iktidar partisi
karıştı mı, ortaya çıkan manzaraya bir
kere daha bakmak lazım. Sizce 48 adet
çapa motoru teslim edilen kişiler
gerçekten bunu hak edenler insanlar
mıdır? Yoksa iktidar mensupları
tarafından seçim öncesi o kişilere
verilmiş sözlerin bir diyeti midir?
Neyse geçelim. Bu devran böyle gelmiş,
böyle gidecek.
Çapa motorları konusunda daha önce
yazdığımız bir yazıda “Tehlikeye
davetiye çıkarmanın bir başka yolu”
başlığı altında ilgileri uyarmış ve
tedbir alınmasını istemiştik. Ne var ki
hiçbir tedbir alınmadığı gibi, trafik
canavarlarının sayısının hızla artmasına
zemin hazırlanmış, tehlike daha da
büyümüştür. Bu arada tören sırasında
yeni çapa motoru sahiplerine, tarımsal
amaçlı kullanmaları ve trafiğe
çıkmamaları konusunda uyarılarda
bulunulmuş. Tabi ki, kim dinler bu
uyarıları?
Uzatmayalım. Ortaya çıkan manzara,
“yağma Hasanın böreği, ye babam ye”dir.
Tevfik Fikret ile bitirelim,
“Yiyin efendiler yiyin,
bu han-ı iştiha sizin, Doyunca,
tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! "
Hüseyin
ŞİNASİ
huseyinsinasi@gmail.com
Tel: 0505 5967372
KÖŞE YAZILARIMIZ |
|
DEFA OKUNMUŞTUR... |
Anamur'un ve Anamurluların Buluşma Adresi
ve Gerçek Sesi..."
ANAMUR'UN SESİ |